| Konu: | (SS452) POSTA HİZMETLERİ KANUNU TASARISI' |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 07.05.2013 |
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 452 sıra sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı'nın 7'nci maddesinin (3)'üncü fıkrasında "içeriği araştırılamaz" ibaresinin "içeriği araştırılamaz ve okunamaz" olarak değiştirilmesini teklif etmemizin sebebi, bunun anayasal güvence altına alınmak suretiyle manasının kuvvetlendirilmesidir.
Sayın milletvekilleri, iletişim güvenliği çok önemlidir. Yani, iletişim güvenliği sağlanmadan ülkemizde, bir ülkede bir meselenin tartışılıp sağlıklı bir neticeye kavuşturulması namümkündür. Hangi fikir adamı, hangi milletvekili, hangi bürokrat birisiyle telefonla konuşurken, örneğin iletişim kurarken, bir mesele hakkında bir fikir beyan ederken dinlenilmediğinden emin olabiliyor? Sayın Başbakanın dahi "Dinleniyorum, dinlendim." dediği, bu konuda soruşturmaların açıldığı bir ortamda Türkiye'de ne Anayasa değişiklikleri ne bugün sözde, Hükûmetin "çözüm", bizim de "çözülme" olarak adlandırdığımız süreç sağlıklı bir şekilde tartışılabilir ve bir neticeye kavuşturulabilir, bunun mümkünü yok. Yani, bu ülkede herhangi bir konuda birisinden fikir alınmak maksadıyla kalkıp hele, mesela, bu çözüm süreci, çözülme süreciyle ilgili bir fikir beyan etmeye, bir fikir sormaya kalksanız, siz milletvekili dahi olsanız karşınızdaki size sağlıklı cevap veremiyor. Hükûmetin en baştaki görevlerinden biri budur, bunu sağlamak da hükûmetlerin görevidir. Evet, geçmişte de böyle hadiseler olmuştur, bu sadece bu Hükûmetin döneminde olan bir mesele değildir. İletişim güvenliği sadece bu Hükûmetin döneminde zedelenmemiştir ama en ağır zedelenmenin olduğu, kasetlerin, şunların bunların, hatta montajlı ses kasetlerinin havada uçuştuğu dönem, maalesef, bu dönemdir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hazır fırsat bulmuşken dün gece Hatay ilinin Reyhanlı ilçesinde -ki benim ilçemdir- gelişen olaylar hakkında da düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hükûmetin öteden beri Suriye konusundaki yanlış politikalarının sonunda bir yerde duvara toslayacağını, bir yerde takılacağını biz defalarca ifade etmiştik. Bugün burada ifade ediyorum, emin olun ki bugünler iyi günler. Nüfusu 80 bin civarında olan Reyhanlı'nın içerisinde 30 bin Suriyeli olursa, bunların ne idüğü, ne yaptığı belli olmazsa, Reyhanlı'da vatandaşlarımız birçok sıkıntıya bunlar yüzünden düşerse işte sonunda olacak olan da budur. Asla, gerçekten muhtaç olan din kardeşimizin, komşu ülkenin evlatları olan, gerçekten sığınmacı durumunda olan insanların devletimiz, Hükûmetimiz tarafından bakılmasına karşı değiliz; bu zaruridir, mecburiyettir. Ancak dünkü müessif olay, ifadeye göre bayrağımıza yapılan bir hakaret, bu doğru da olmayabilir -bunu bırakalım bir kenara- ama vatandaşın bir anda buna inanıp gösterdiği reaksiyon, bu Hükûmete ve sizlere önemli bir ikaz olmalıdır. Buradan ifade ediyoruz, durum kötü, her an bir patlamaya yol açabilir, belki dünkü dedikodu olabilir ama bir gerçek var ki Urfa'da bayrağımız da indirildi, polisimiz de şehit edildi. Biz, bunların, "muhalif" adı altında hükûmetle savaşanların önemli bir bölümünün çapulcu olduğunu, yarın bu silahın bize döneceğini defalarca söyledik, işte döndü. Umarım Hükûmet aklını başına alır ve Suriye politikasını da yeniden gözden geçirmeye başlar.
Çok teşekkür ediyorum, saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)