| Konu: | MHP GRUBUNUN, ÇUKUROVA BÖLGESİNDEKİ MISIR ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ (10/449) VE ÇUKUROVA BÖLGESİNDEKİ PAMUK ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ (10/462) AMACIYLA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN, GENEL KURULUN 8 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 08.05.2013 |
MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; pamuk üreticileri ve mısır üreticilerinin problemlerini araştırmak adına vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım. Bu vesileyle hem sizleri hem de televizyonları başında bizleri izleyen değerli halkımızı saygıyla selamlıyorum.
Burada birçok defa gündeme getirmemize rağmen hiç dikkate alınmadı ama biz söylemekten bıkmayacağız, usanmayacağız, her defasında çiftçilerimizin problemlerini ve sıkıntılarını dile getirmeye çalışacağız. Uyarsınız veya uymazsınız, yaparsınız veya yapmazsınız, bu sizin bileceğiniz bir şey ama çiftçilerimiz ne yazık ki çok büyük sıkıntı içerisindeler. Ben de bir çiftçi olarak bu sıkıntıları dile getirmekle yükümlü addediyorum kendimi. Tabii, burada bunları söylerken benim biraz sonra dile getireceklerimi, toprağı çiçek saksısından başka yerde görmeyen veya hobi bahçesinden başka yerde toprak tanımayanların benim bu söyleyeceklerimi anlaması mümkün değil. Ben, toprağın içerisinde büyüyen, bizzat tarla ekip diken bir çiftçi kardeşiniz olarak bu sözlerimi sizlerle ve değerli milletimizle paylaşıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bugün, pamuk üreticileri çok büyük sıkıntı içerisindeler. Kütlü Pamuğun fiyatı şu anda 1,1 lira yani eski parayla 1 milyon 100 bin lira. Siz her defasında söylüyorsunuz ya işte biz şu kadar prim veriyoruz, bu kadar destek veriyoruz diye. Vermiş olduğunuz destekle beraber pamuğun fiyatı 1,6 lira yani eski parayla 1 milyon 600 bin lira. Pamuğun kilograma masrafı zaten 1 milyon 600 bin lira ile 1 milyon 700 bin lira arasında. Dolayısıyla, çiftçinin bu maliyetle para kazanması, sizin vermiş olduğunuz desteklerle ve şu anki ürün fiyatıyla para kazanması mümkün gözükmüyor. Dolayısıyla da çiftçi pamuk ekmekten vazgeçmiş durumda. Türkiye'nin 4 milyon ton, 4,5 milyon ton pamuğa ihtiyacı varken ne yazık ki üretebildiğimiz pamuk 1,5 milyon ton civarında. Neden? Çünkü çiftçi para kazanamadığı için pamuk ekmiyor. Ee, ne yapıyoruz? ABD'nin çiftçisini zengin yapıyoruz, Yunanistan'ın çiftçisini zengin yapıyoruz, oradan ha bire ithal pamuk getiriyoruz. Bugün, iplikçilerimize bakın, onlar da kendilerine göre haklılar çünkü onlar en ucuza mal etmek zorundalar, en iyi şekilde para kazanmak zorundalar. Bakın, Türkiye'nin iç piyasasından doğru düzgün pamuk alan insan yok. Neden? Çünkü ithal pamuk daha uygun geliyor, daha hesaplı geliyor ama Hükûmet olarak ne yazık ki... Dört yıl geçen dönem, iki yıl da bu dönemden olmak üzere altı yıldan beridir bunu haykıra haykıra söylüyorum ama bu kulağınızdan giriyor öbür kulağınızdan çıkıyor. Dolayısıyla, pamuk üreticisi ve çiftçimiz mağdur ama ABD'nin, Yunanistan'ın pamuk üreticisi, çiftçisi bizim ödediğimiz vergilerle ithal ettiğimiz pamuktan para kazanıyor, bizim çiftçimiz de pamuk ekmekten vazgeçiyor. Niye? Çünkü para kazanamıyor, çoluğunun çocuğunun rızkını çıkartamıyor.
Değerli arkadaşlarım, bakın, devri iktidarınızda mazot yüzde 400 zamlanırken, gübre yüzde 400 zamlanırken pamuk hâlâ aynı fiyatta sayıyor, hiç değişen bir şey yok. 2002'deki pamuğun fiyatı neyse bugünkü kütlü pamuğun fiyatı da o ama mazota yüzde 400, gübreye yüzde 400 zam yaptınız. Çiftçinin en ağır maliyeti zaten bunlar. Tarım krediye bakıyorsunuz, tarım kredi çiftçiye ucuz gübre vermesi gereken bir kuruluş olması gerekirken şu anda serbest piyasanın üzerinde çiftçiye gübre veriyor. Değerli arkadaşlarım, biz bu çiftçiyi nasıl koruyacağız, bu çiftçinin üretmesini nasıl sağlayacağız? Yani çiftçiyi üretimden vazgeçirtirsek elimize ne geçecek?
Şimdi, önümüzde çok büyük bir tehlike daha var. Hükûmet şu anda, nişasta ve glikoz üreten sanayi tesislerine dışarıdan mısır ithal etme serbestliği verdi. İhracat karşılığında ithalatı serbest bıraktı. Şimdi, nişasta üreticileri ucuz fiyatla, eski parayla söylüyorum 520 bin lira veya 52 kuruşa dışarıdan mısır getiriyorlar ve güya, ihracat yapma karşılığında getiriyorlar ama şu anda bu mısırı iç piyasaya veriyorlar. Hem kanatlı havyan yemi üreten hem de büyükbaş hayvan yemi üreten yem fabrikalarına satıyorlar. Daha da ileriye giderek, almış oldukları ithalat belgesini, tonunu 30 ila 60 lira arasında değişen rakamlarla ihtiyaç sahiplerine satıyorlar. Şimdi, şu anda yem fabrikaları mısırla doluyor, nişasta fabrikaları mısırla doluyor, çiftçinin mısırını alan zaten bu fabrikalar, bunun haricinde çiftçinin mısırını alan başka bir yer yok. Türkiye'nin 5 milyon ton civarında mısıra ihtiyacı var. Zaten çiftçimiz bu 5 milyon ton mısırı üretiyor ama siz ithalatla iç piyasayı ve ihtiyacı olanları doyurursanız, temmuzun 15'inde, bilemediniz temmuzun 30'unda mısır hasadı başlayacak, çiftçimiz bu mısırı nereye satacak? Kim alacak bu mısırı?
Geçen sene bir önceki yılın altında bir fiyatla mısır satıldı. Yani bir önceki yıl 600 bin lira, yeni rakamla 60 kuruş fiyat bulurken geçen yıl 55 kuruşa satıldı mısır. Şimdi, eğer böyle giderse, Hükûmet bir tedbir almazsa, ne yazık ki bu yıl belki çiftçimiz o fiyatı da bulamayacak.
Değerli arkadaşlarım, bakın, buradan haykırıyorum, lütfen bu sözlerime kulak verin: Bir an önce ithal mısırın Türkiye'ye gelmesini engellemeniz lazım, yoksa çiftçi kendi malını satacak kimseyi bulamayacak dolayısıyla mısırdan da zarar edecek. Zaten pamukçuluğu bitirdiniz, bari mısır ekenleri öldürmeyin, bari mısır ekenler yaşasın, bari onlar üç beş kuruş para kazansınlar da ekmeye, dikmeye devam etsinler.
Değerli arkadaşlarım, lütfen, rica ediyorum, Tarım Bakanı eğer dinliyorsa lütfen bunu dikkate alsın.
Çözüm... Her defasında diyorsunuz ki "çözüm." Çözüm şu: İthalatı fon koyarak engelleyin. Şu anda ihracata karşılık ithalatı fonsuz serbest bıraktınız. Fon koyarak bu ithalatı engellemeniz lazım, yoksa iç piyasa doyacak, yem fabrikaları doyacak nişasta fabrikaları doyacak, dolayısıyla çiftçi ürettiğini satamayacak hâle gelecek.
Bakın, daha önce buğdayla alakalı bu tehlikeyi söyledim, dikkate almadınız; pamukla alakalı bu tehlikeyi söyledim, dikkate almadınız ama şimdi mısırla alakalı aynı tehlikeyle karşı karşıyayız ve söylediklerimin hepsinde de ben haklı çıktım, inşallah mısırda ben haklı çıkmam, yanılırım.
Hükûmete buradan önemle rica ediyorum: Lütfen, şu anda gelen ithal mısırı durdurun. Eğer bu ithal mısırı durdurmazsanız üretici mısırını satacak kimseyi bulamayacak değerli arkadaşlarım, onun için de zarar edecek. Zarar eden üreticinin de hiç kimseye faydası olma; bu ülkeye de faydası olmaz, ailesine de faydası olmaz; kendisine de faydası olmaz, Ondan sonra isyankâr bir toplum hâline getireceksiniz insanlarımızı. Lütfen, lütfen bunu dikkate alın.
Bakın, birkaç yıl öncesine kadar mısır üreticileri, geçen yıla kadar yer fıstığı üreticileri üç beş kuruş para kazandılar. Şimdi ne yaptınız? Çin'den yer fıstığı ithal ediyorsunuz. Yani biz hadi ki mazotta, petrolde dışa bağımlıyız, doğal gazda dışa bağımlıyız, elimizde yok, ithal ediyoruz. Peki kardeşim, bizim ürettiğimiz malları niye ithal ediyoruz ya? Neden önüne geçmiyorsunuz bunun, niye engellemiyorsunuz? Yani çiftçi üretemesin, çiftçi toprağını satsın diye mi uğraşıyorsunuz? Ya, çiftçiye bu kadar düşmanlık niye?
Değerli arkadaşlarım, bakın, biz bu ithalat ekonomisiyle bu ülkeye hiçbir şey kazandıramayız, insanlarımıza hiçbir şey kazandıramayız. Aksine, üretim yapan insanlarımızın şevkini kırarız, onların üretim yapmasını da engelleriz. Dolayısıyla, üretim yapan, alın teriyle para kazanmaya çalışan çiftçilerimizi desteklemek mecburiyetindeyiz. Biz bu desteği vermezsek çiftçimiz ekmekten, dikmekten vazgeçer dolayısıyla da üretemeyen ve üretemediği için de hep dışarıya bağımlı kalan bir ülke hâline geliriz.
Şimdi -yine prim destekleriyle alakalı- çiftçinin her zaman mayıs ayında almış olduğu prim desteklerinin bu yıl bir ay gecikeceği iddiaları var. Bunun sebebi de uydudan alan tespitiyle alakalı bir çalışma yapılıyormuş. Doğru bir çalışma, insanların sahtekârlık yapmasını engelleyecek bir çalışma, bunu destekliyorum ama eğer bu bir ayı geçerse çiftçimiz çok mağdur olur, çiftçimiz mağdur olduğu gibi çiftçimizin alışveriş yaptığı, gübre aldığı, mazot aldığı, ilaç aldığı tüccar da, esnaf da mağdur olur. Dolayısıyla, bu konuyu da Hükûmetin bir an önce dikkate alarak değerlendirmesi lazım. Mayıs ayı çiftçinin en çok ihtiyaç duyduğu dönemdir. "Bu, haziran ayına sarkacak." deniliyor. Hadi belki bir ay bekleyebilir ama bu bir ayı geçerse, iki ay, üç ay gibi bir zaman alırsa o zaman çiftçimiz en büyük mağduriyeti yaşar. Dolayısıyla, çiftçimizle alakalı iş yapan insanlarımız da bu konuda çok büyük mağduriyet yaşar.
Ben bu önergemize destek vereceğinize inanıyorum. Burada çiftçi kardeşlerimiz de var. İnşallah oy birliğiyle bu araştırma önergesini kabul ederiz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)