| Konu: | ŞEKER FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA (10/37) ESAS NUMARALI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİ?NİN ÖN GÖRÜŞMESİNİN, GENEL KURULUN 2/11/2011 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 02.11.2011 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından on şeker fabrikasının satışıyla ilgili görüşlerimi paylaşmak üzere huzurlarınızda bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, AKP Hükûmeti tarafından, aralarında Malatya'nın da bulunduğu on şeker fabrikası 11 Kasımda pazarlık usulüyle satılacaktır. Özelleştirme bu iller için tam anlamıyla bir yıkım projesidir. Bu özelleştirmeden kesinlikle vazgeçilmelidir.
Danıştay daha önce bu fabrikaların özelleştirme işlemlerini iptal etmişti. Şeker fabrikalarını tekrar satışa çıkarmak hukuku yok saymaktır. Bu süreçte ne değişti AKP tekrar satış kararı aldı? Niçin Danıştayın iptal ettiği, bütün kamuoyunun karşı çıktığı şekeri satmak istiyor? Çünkü, sözlerinden çıkamadıkları güçler böyle emrediyor.
Her geçen gün tarım ve hayvancılıktan uzaklaşan Türkiye, bu özelleştirmeyle ekonomiye katkısı tartışılmayacak büyüklükte olan şeker üretiminden de elini iyice çekecektir. Türkiye tarım sektörü her geçen gün daha fazla dışa bağımlı hâle geliyor. Tarımla ilgili alınan hiçbir karar köylünün, üreticinin, Türkiye'nin yararına değildir, uluslararası sermayenin ve egemen güçlerin yararınadır. AKP Hükûmeti şeker özelleştirmesiyle bir kez daha uluslararası güçlerin isteklerine koşulsuz boyun eğdiğini göstermektedir.
AKP, üreticilerimizi sahipsiz, kimsesiz bırakmış; tarıma tamamen sırtını çevirmiştir, çiftçimizi perişan etmiştir. AKP sadece bu özelleştirmede değil, daha önce de halkını bir kenara bırakıp emperyalist güçlerin isteklerini hayata geçirmiştir. Sadece Tekelin içki bölümünün özelleştirilmesi bile AKP'nin zihniyetini ortaya koyabilir.
Hükûmet, Tekelin alkollü içecekler bölümünü 2003 yılında 292 milyon dolara sattı, aynı şirket bu yıl 2,1 milyar dolara satıldı. Yani ülkemiz, halkımız tam 10 kat zarar etti, 2 milyar dolar zarar etti. Kim kâr etti değerli arkadaşlar? Kimin kâr ettiğini de hepiniz çok yakından biliyorsunuz.
Tekelin sadece alkollü bölümü değil, sigara bölümü de aynı şekilde çok komik rakamlara satıldı, birilerine peşkeş çekildi. Tekeli "Babalar gibi satarım." diyen o dönemin Maliye Bakanı hem babalar gibi Tekeli sattı hem de oğluna babalık yapıp bir firmaya daha çok mısır satılmasını sağladı.
Çağdaş ülkelerde özelleştirmenin amacı, istihdamı, ekonomik verimliliği artırmak ve fiyatları düşürmektir. Oysa AKP dönemindeki hiçbir özelleştirme bu şartları yerine getirmemiştir. Binlerce kişi özelleştirme nedeniyle ekmeğinden olmuş, işsiz kalmıştır. Bunun en güzel örneği, yine AKP'nin ballandıra ballandıra anlattığı, cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirmesi olarak reklam ettiği Telekom özelleştirmesidir. AKP iktidara geldiğinde Türk Telekomda 61 bin kişi çalışırken, Telekomda çalışan sayısı 2010 itibarıyla 25 bine düşmüştür. Hükûmet yeni yatırım için değil, dış ülkelere borç ödemek için insanları işsiz, aç ve sefil bırakmıştır. Özelleştirme sonucunda yüzlerce yuva yıkılmıştır.
Peki, bu özelleştirmelerin sonucunda ne oldu? Piyasada rekabet mi oluştu? Fiyatlar mı düştü? İstihdam mı arttı? Hayır, sadece halka ait olan kârlar Hariri'ye gitti, Teksas'a gitti, İngiltere'ye gitti. Daha önce özelleştirme yapılırken değerlendirme raporları açıklanıyordu, siz iktidara geldiniz, yasa değiştirildi, artık değerlendirme raporları açıklanmıyor, halkın kendi varlığının değerini öğrenmesi engelleniyor. Örneklerde görüldüğü gibi özelleştirmeler istidamı ve verimliliği artırmak için yapılmıyor, yapılan özelleştirmeler mafya tipi, Rus tipi özelleştirmelerdir, yani yeni oligarklar oluşturuluyor. Biliniz ki yapılan özelleştirmeler Hükûmetin vicdanına sığsa da halkın vicdanına sığmıyor, ama unutulmamalıdır ki mülkiyetin meşruiyet problemi vardır, elbette ki bir gün halkın olan halka dönecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şeker pancarı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en fazla istihdam ve katma değeri yaratan üründür. Sadece şeker pancarı üreticileri ve fabrika çalışanları için değil, hayvancılık, tarım, nakliyecilik ve gıda gibi yan sektörlere en fazla katkı sağlayan sektördür. Türkiye'de 200 bini aşkın çiftçiyi, 20 bini aşkın çalışanı direkt ilgilendiren şeker fabrikalarını özelleştirmek, tarım sektörünü yok etmek demektir. Doğu ve güneydoğuda çalışan fabrikaları kapatmak, bölgeye ve bölge insanına vurulan en büyük darbedir.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Özelleştirme süreci ne zaman başladı Sayın Ağbaba?
VELİ AĞBABA (Devamla) - Malatya'nın şeker fabrikasını savunmak da bir Malatya milletvekili için acı bir durumdur Sayın Çalık.
Doğu ve güneydoğuda çalışan?
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Ben özelleştirmeye değil kapatılmasına karşıyım, bunu siz de biliyorsunuz!
BAŞKAN - Sayın Çalık? Lütfen müdahale etmeyiniz Sayın Çalık.
VELİ AĞBABA (Devamla) - Siz, hem Doğu ve güneydoğuda istihdam paketleri açacaksınız hem de özelleştirmeyi savunacaksınız. Bu özelleştirmeyi savunmak Malatya'ya ihanettir, Türkiye'ye ihanettir. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, insanların gözlerinin içine baka baka yalan söylemekten vazgeçin. Bir taraftan istihdam paketleri açıklayacaksınız, bir taraftan özelleştirme yapacaksınız, böyle tezat olmaz. Malatya Şeker Fabrikası sadece çalışanlarıyla, üreticileriyle değil, yan kollarıyla da yaklaşık 80 bin kişiye iş imkânı sağlayan bir kurumdur.
Değerli arkadaşlar, Malatya Şeker Fabrikasını satarsanız, zaten ekonomisi can çekişen, her gün küçülen Malatya ve Malatyalı ne yapacak? Şeker Fabrikasını satarsanız kim kazanacak? Kaybedecek belli. Geçmişte TekelinSümerbankın özelleştirilmesinden kim kazanmışsa yine onlar kazanacak.
AKP tarafından 10 şeker fabrikasının blok olarak satılmak istenmesi de anlamlıdır. Bunun amacı birilerine adres teslimi satış yapıp peşkeş çekmektir. Kuruldukları illerin en değerli arazilerindeki bu fabrikaları satarsanız, kentin kalbine hançer sokarsınız, ciğerini yok edersiniz.
Özelleştirilmek istenen fabrikaların birçoğu çalışır durumda, makineleri yenilenmiş, arıtma tesisleri yapılmış, çevreye hiçbir zararı olmayan örnek fabrikalardır. Fabrikaların yenilenip satılması da AKP'nin özelleştirme mantığını göstermektedir çünkü bunlar halkı değil satacakları 3-5 kişiyi düşünüyorlar çünkü adaletle de kalkınmayla da alakaları yok. Bunlar sadece kendilerini ve yandaşlarını kalkındırıyorlar, gerisi boş.
Malatyalılar AKP özelleştirmelerini çok iyi biliyorlar. AKP peşkeşlerini Malatyalılar bizzat yaşadılar. Malatya'da özelleştirilen fabrikalar yok pahasına satıldı. Malatyalılar Sümerbankı, Tekeli gerçek değerinin altında satanları, peşkeş çekenleri asla unutmayacaklar, asla da affetmeyecekler.
Değerli arkadaşlar, AKP'nin Malatya'da unutulmaz bir satışı daha var. AKP'li belediye şehrin merkezinde bir hal binasını içindeki camiyle birlikte Hollandalılara sattı, Hollandalıların da yapmış olduğu ilk şey camiyi yıkmak oldu.
Peki, Tekelin, Sümerbankın, halin özelleştirilmesinden elde edilen paralara ne oldu? Kocaman bir hiç; Malatya'ya bir çivi bile çakılmadı, yeni üretim tesisleri açılmadı, bunların hesabını da kimse veremedi, paralar çarçur edildi arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, Malatya'da hangi kapıyı çalarsanız Tekelden, Şekerden, Sümerbanktan emekli insanlarla karşılaşırsınız. Artık Malatyalıların emekli olacağı bir fabrika bile yok.
Bu fabrikaların içinde emeğiniz olmadığı için, alın teriniz olmadığı için kolay kolay satıyorsunuz, babasından mülk devralan hayırsız mirasyediler gibisiniz. Bu satış projelerinizden işçiler rahatsız, esnaf rahatsız, demokratik kitle örgütleri rahatsız, Malatyalı, Elbistanlı, Muşlu, Erzincanlı rahatsız. Siz çıkarınız için sadece gözünüzü açmışsınız. Milleti yok sayan, dışlayan bir anlayışla politika yapılamaz. Sizin yaptığınız yandaş kayırmadır, peşkeş çekmedir. Yapmayın, millete zulmetmeyin!
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Bizi kim seçti acaba?
VELİ AĞBABA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Malatya'da sadece fabrikalar mı satılıyor? Hayır. Halkın malı olan Akçadağ'daki, Doğanşehir'deki büyük meralar birilerine peşkeş çekiliyor. Bütün insanlığın ortak malı olan akarsuların "HES" adı altında mülkiyeti el değiştiriliyor.
Değerli arkadaşlar, dağlar satılıyor dağlar. Malatya'da içme suyu kaynaklarının üzerindeki dağlar birileri zengin olsun diye taş ocaklarına, maden ocaklarına işgal ettiriliyor. Ne uğruna? İstihdam mı, üretim mi? Hayır, birilerini zengin etmek uğruna.
Değerli arkadaşlar, Muş'taki, Erciş'teki, Malatya'daki bu fabrikaları satmak o bölgeye ihanet etmektir. Satılan bu fabrikalar o bölgenin kalbidir.
Bu ihanete ortak olmamanızı diliyor, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)