| Konu: | GENEL KURULUN ÇALIŞMA SAATLERİ İLE GÜNDEMİN YENİDEN DÜZENLENMESİNE İLİŞKİN AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 02.11.2011 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ önergesi aleyhinde söz aldım.
Geçen dönem, 2007 seçimleri sonrasıydı yine benzer önergelerle tanışmıştık gelir gelmez. Bugün 13.30'a on dört dakika kala Genel Sekreterlik grup müdüriyetimizi arayarak Danışma Kurulu olduğunu bildirdi; bakın, 13.30'a on dört dakika kala. On dört dakikada niye bu bildirim yapıldı diye merak ettim. Çünkü CHP'nin bir çağrısı vardı, MHP'nin yoktu, bizim yoktu. Ve gittiğimde 13.30'u beş dakika geçiyordu. Tabii bir parti grup başkan vekili gelmeyince, 19'uncu maddeye göre, Danışma Kurulu oluşmuyor ve tabii ki oluşmadı. Bunun sebebini işte şimdi öğrendik, böyle bir önerge?
Arkadaşlar, son on dört dakikada gelen bir korsan önerge var. Bakın, bu korsan önerge demokratik sistemi esastan etkileyen, Meclisin saygınlığına gölge düşüren, birlikte çalışma ortamını zedeleyen, zehirleyen, yok eden ve üstelik ocak ayına kadar çalışma saatlerini belirleyen ve en önemlisi de Anayasa'nın 98'inci maddesindeki denetim mekanizmalarının hepsini yok sayan bir önerge. Şimdi, bu tartışmaları yaşıyoruz. Bu önergeyi kabul ettiğinizi varsayalım, oyunuz çok; Mecliste araştırma önergesi görüşülmeyecek, gensoru görüşülmeyecek, genel görüşme açılamayacak, Meclis soruşturması açılamayacak. Anayasa 98 hükmü var, Meclisin denetim görevi var. Muhalefetin Anayasa'dan kaynaklı kullanacağı başka bir yetki var mı? Yok. Anayasa'ya aykırılık varsa bir önergede, bu, öncelikle görüşülür. Hatta kanun teklif ve tasarılarında da İç Tüzük 84 diyor ki: Anayasa'ya aykırılık önergeleri öncelikle görüşülür. Bu, bir teklif, tasarı olmadığı için, bu partinin, ocak ayına kadar, 5'ine kadar bütün çalışmasını Meclisin tek taraflı düzenleme önergesi. Bu önerge, muhalefeti susturma önergesi değil sadece. Bakın, 8 milletvekili tutuklu olan bu Mecliste gündemi tek taraflı belirleme, Türkiye'nin gerçek gündemini konuşma yerine AK PARTİ'nin kendi gündemini koyma? Mecliste nasılsa çoğunluğum, yasama bende komisyonlar, Hükûmet bende yürütme, yasama bende, yürütme bende, son Anayasa değişikliğiyle yargıyı da denetimime aldım, yargı da bende? Güçler birliği bir ülkede en tehlikeli totaliter yönetim biçimidir, şu anki durumun bundan farkı yok. Bu önerge de bu anlayışın tezahürüdür. Sizi, demokratik inancınız ve samimiyetinizle baş başa bırakan bir önergedir. Bu önergenizin olabilirliği konusunda anlatacağım çok güzel bir fıkra var ama Meclisin muhabbetine uymuyor.
Yalnız şunu söyleyeyim: Geçen yıl da benzer bir şey yapmıştınız. Bir önerge vermiştiniz ve buradan şunu söylemiştim: Bu önerge olmaz arkadaşlar. "Olur" dediler. "Çoğunluğuz, biz yaparız" dediler. Kardeşim olmaz dedim. "Niye olmaz?" dediler. Vallahi, şubat ayı dört yılda bir yirmi dokuz çekiyor, ama bin yıl da geçse otuz şubatı yok bu ülkenin!
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Bir maddi hata olmuş yani.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Maddi hata? Ha bu da maddi hatadır, bu beyin hatasıdır, daha kötü!
LEVENT GÖK (Ankara) - Manevi hata!
HASİP KAPLAN (Devamla) - Beyin hatasıdır!
Bakın, beyin, demokratik refleks ve Anayasal Parlamenter rejime endeksli değilse, totaliter ve diktatöryal bir anlayışla tek taraflı, ben yönetirim siz de konu mankeni olacaksınız burada. Muhalefet grupları burada, biz diyeceğiz, karar alacağız? Kanunlar dairesi sizin tekliflerinizi komisyona indirecek, Meclisin Genel Sekreterliği size çalışacak, Meclisin komisyonları size çalışacak, Meclisin bütün dostluk gruplarını, İsrail dâhil, hepsini kapatacaksınız bu ülkede, ondan sonra da demokrasiden, yeni bir demokrasiden, yeni bir Anayasa'dan bahsedeceksiniz.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - İsrail'in grubu yok, İsrail dostluk grubu yok.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bakın, sizin bu anlayışınızla ocak ayının 5'ini değil, iddia ediyorum siz bu ayın 15'ini öngöremiyorsunuz parti olarak Türkiye'nin geleceğinde, 15'ini.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - O yüzden yüzde 50 oy aldık değil mi?
HASİP KAPLAN (Devamla) - 15'inde Türkiye'nin de başına ne gelecek, önünde ne var, ne olacağını öngöremiyorsunuz. Siz üç ay sonrasının neyini öngörüyorsunuz?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Biz 2023'deyiz, 2023'te.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bakın, aralık ayının her yıl 15 ile 25'i arası bütçe görüşmeleri yapılır. Bütçe görüşmeleri aralıksız yapılır arkadaşlar ve bütçe görüşmeleri Meclisin en önemli görüşme zamanlarıdır. Şimdi, bu saatlere baktığınız zaman sizin Meclis takviminiz, bütçe görüşmeleri takviminiz, ben eskiden bir Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak söylüyorum size, uymuyor.
OKTAY VURAL (İzmir) - Maddi hata, maddi hata.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bu da maddi hatadır yoksa bu maddi hata, hadi diyelim maddi hata, bu biraz kafadan da hata durumu yaratıyor arkadaşlar, kafadan bakış açısı. Siz bilmiyor musunuz her aralık ayı bütçe görüşmesi yapıldığını ve her aralık ayında yapılan bütçe görüşmelerinde liderlerin konuştuğunu, bakanlık bütçelerinin görüşüldüğünü, bilmem kaç saat aldığını bilmiyor musunuz? Biliyorsunuz. E, şimdi onu bile bile şimdi bu önergenizle bunu belirleyeceksiniz, sonra "Yanlış yaptık, hata oldu, bunu değiştireceğiz, bir önerge daha vereceğiz?" Bu korsan önergelerle Meclisi meşgul etmenin bir anlamı yok. Eğer Mecliste dört grup uzlaşma sağlamasaydık temel kanunlar on iki senede çıkardı.
Bakın, açık söylüyorum size, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu benim de içinde olduğum bir Danışma Kurulunda uzlaşıyla çıktı ve bir ayda çıktı arkadaşlar. Şimdi, on iki senede çıkacak işler var bu Meclisten, bir ayda çıkacak işler var. Siz diyalog, birlikte çalışma, birlikte hareket etme anlayışını geliştirirseniz muhalefet buna hazır.
Peki, şunu soracağım: Samimi olarak bütün gruplara sormak istiyorum ve bunun gözden geçirilmesini istiyorum. Meclis Başkanlığı geçen dönem üç konuda grupları uzlaşmaya çağırdı. Biri İç Tüzük'tü, diğeri Anayasa'ydı, bir diğeri de diğer güncel konuları içeriyordu. Sadece İç Tüzük'te anlaşma sağladı gruplar. Her gruptan birer arkadaşımız gitti çalıştı. Bu çalışma sonrası da bir taslak hazırlandı. Bu taslak şu an duruyor. Yani Meclisin İç Tüzük'ü eskidi, biliyoruz ama daha verimli çalışması için bu taslak da duruyor. Bu İç Tüzük Komisyonu üyesiyim ben partimin ve bekletiliyor dondurucuda. Şimdi biz o İç Tüzük'te uzlaştığımız, burada "çoğulculuk, katılımcılık, demokrasi" dediğimiz bir çalışma tarzında mutabık kalırken bu tek yanlı çoğunluk anlayışıyla, diktasıyla bir araya varmak mümkün değil arkadaşlar.
Bakın, önümüzde tutuklu milletvekillerinin sorunu var, düşünce özgürlüğü sorunu var, örgütlenme özgürlüğü sorunu var; önümüzde depremle ilgili temel konular var; önümüzde çatışmaların giderilmesi, bir arayış, çözüm süreci, Kürt sorununa çözümün en çok konuşulacağı günler var; öğretmenlerin durumu var, kıdem tazminatının durumu var, adil gelir dağılımı sorunu var, vergi adaleti sorunu var, bağımsız yargı sorunu var, gizli dinleme, gizli fişleme, gizli soruşturma, gizli tanık, bağımsız yargı sorunumuz var. Bunca sorunumuzu yok sayarsanız, bütün bunlar yokmuş gibi davranırsanız ve Türkiye'nin gerçek gündemi olan bu konuları biz konuşamazsak vallahi, billahi, tellahi?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Tillahi!
HASİP KAPLAN (Devamla) - Burada üç grup var muhalefet. Eğer bu Parlamentoyu size böyle çalıştırtırsa da ben de bir şey diyorum, oturup halktan özür dilememiz gerekecek. Sizi böyle çalıştırtmayacağız, açık söylüyorum. Gelin, uzlaşalım, diyalogla bu işleri bitirelim.
Hepinizi de saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)