GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, TEKİRDAĞ MİLLETVEKİLİ EMRE KÖPRÜLÜ VE 21 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN 12/5/2013 TARİHİNDE BULGARİSTAN'DA YAPILACAK SEÇİMLERDE BİR SİYASİ PARTİYİ DESTEKLEYEN FAALİYETLERDE BULUNAN MÜLKİ İDARE AMİRLERİNİN FAALİYETLERİNİN ARAŞTIRILMASI VE GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMASI AMACIYLA 8/5/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 8 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:101
Tarih:08.05.2013

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu araştırma önergesiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Türkiye Cumhuriyeti, öncelikle Osmanlının küllerinden meydana gelmiş bir devlet. Böyle olunca Osmanlının gerileme döneminde özellikle 93 Harbi diye anılan 1877-1878'deki Osmanlı-Rus Savaşı'nda yoğun bir şekilde başlayan göç ta 1989'a kadar devam etmiş ve Türkiye âdeta Osmanlının coğrafyasının bir modeli olmuş. Özellikle Bursa -benim bölgem olan, Milletvekili olduğum il olan- bunu çok daha ayrıntılı bir şekilde yansıtıyor. Bursa'nın demografik yapısına baktığımızda, Balkanlardan göç eden başta olmak üzere Rumeli'den, Batı Trakya'dan, Kafkaslardan, Anadolu'nun birçok yerinden gelmiş soydaşlarımız, vatandaşlarımız yaşıyor Bursa'da. Hâl böyle olunca, Türkiye'nin dışında nerede bir Türk varsa onun derdi bizim derdimiz, onun sevinci bizim sevincimiz hâline gelmelidir çünkü acılarımız geçmişte bir, sevinçlerimiz geçmişte bir olmuş ve hâlen daha akrabalarımızın olduğu, akrabalık bağlarımızın da olduğu insanların yaşadığı hinterlantlar buralar. Dolayısıyla buralarla ilgili bir siyaset ortaya konulacağı zaman biraz daha dikkatli, biraz daha akılcı siyasetler üretilmeli ve hatta bunu bir Hükûmet politikası değil, partilerüstü hâle getirerek burada Meclisin de mutabakatıyla bu politikalar yürütülmeli. Elbette geldiğimiz, dünyanın geldiği bir noktada birtakım başka ülkelerin iç işlerine direkt müdahale şeklinde değil ama onlarla dostluk ilişkileri içerisinde, onlarla bu anlamda bu köprüleri kuracak, oradaki insanlarımızın da refah seviyesinin yükselmesi, daha insanca yaşamalarını temin etmek adına Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin en büyük, en yüksek organı olan Meclisin de bu konuda çok dikkatli politikalar, siyasetler ortaya koyması gerekmektedir.

Geçmişte bu bölgelerde çok büyük acılar yaşandı, hatta çok yakın tarihlerimizde çok büyük acılar yaşandı. Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ilgili birçok ülke -veya birçok güruh diyelim- hesap sormaya kalkıyor, işte, soykırımdan bahsediyor. Dünya tarihine baktığımızda Türkler kadar soykırıma uğrayan, acı çeken bir millet var mıdır acaba? İşte 1944. 18 Mayıs geliyor. 1944'ün o sürgün yıllarında yüz binlerce soydaşımızı, hiçbir suçu olmadığı hâlde, hiçbir hak istemedikleri hâlde, tren vagonlarına doldurarak, âdeta hayvan gibi üst üste doldurarak yollarda yarısının vefat etmesine vesile olduğu yılları çabuk unuttuk. En son 89 göçünün vesile olmasına geldiğimizde o yıllarda Bulgaristan'daki soydaşlarımıza "Siz Türk değilsiniz, Müslüman Bulgarsınız, bunun için adlarınızı değiştireceksiniz." diye zorla, silah zoruyla, kafalarına silah dayayarak bunları yaptırmışlar, karşı çıkanları da Belene'de çalışma kamplarına göndermişler ve bu yaşananların tarihi de çok değil, daha yirmi üç, yirmi dört sene öncesinde yaşanan olaylardan bahsediyorum. Şimdi, böyle acıların yaşandığı, kalplerimizin bir atması gereken bu yerlerde böyle ulu orta politikalarla, ulu orta siyasetlerle orada yaşayan soydaşlarımıza ne verebiliriz veya o ülkelerle dostluk köprülerini bu şekilde nasıl daha da güçlendirebiliriz? Evet, maalesef, bunu, ben Bursa milletvekili olarak, Bursa'da yaşayan soydaşlarımızın özellikle genel merkezi olan BAL-GÖÇ'teki yetkililere, diğer derneklere ne şekilde baskılar yapıldığını, onlara neler söylendiğini cümle cümle biliyorum. Bunu söyleyenler de maalesef... İşte burada ifade edildiği gibi, kaymakam bazında, hatta valilik bazında resmen onları toplayarak, tehditler ederek, seslerinin kesilmesini isteyerek, hatta tam tersine başka bir partiyi desteklemelerini isteyerek baskı altına alınmaktalar.

Şimdi, bakın, buradan kürsüye çıkan hatipler her zaman ifade ediyorlar, hele hele Adalet ve Kalkınma Partisi hatipleri diyorlar ki: "Halka rağmen bir şey olmaz. Biz halka rağmen bir şey yapmayız. Bakın, işte halk bize yüzde 50 oy verdi." Peki, halkın iradesine, Türkiye Cumhuriyeti devletinde çifte vatandaş olan Bulgaristan'da oy kullanacak olan insanların iradesine niye saygı göstermiyorsunuz? Yani onlar, Bulgaristan'daki gelişmeleri yakından takip etmiyorlar mı? Geçmişte o acıları yaşayanlar o insanlar değil mi? Siz nereden bileceksiniz yarınlarda orada birtakım yanlış politikalarla o insanların yine birtakım yanlışların içerisine düşerek acılar çekmeyeceğini? Nasıl böyle bir kumar oynarsınız? Hangi yetkiyle bunları yaparsınız?

Bakın, Bursa'da yaşayan soydaşlar için söylüyorum: Son derece rahatsızlar, artık şahsiyetsizleştirmek noktasında bile baskılar var. BAL-GÖÇ'ün veya Bulgaristan'dan gelen diğer soydaşlarımızın kurduğu derneklerin başındaki insanların hepsinin aklı başında olduğunu, profesör, doçent, öğretmen vesaire, okumuş yazmış, bu acıları çeken insanlar olduğunu bildiğimiz hâlde niye bu baskılar yapılıyor?

Lütfen, oradaki seçimlerle alakalı, orada insanların geleceğini belirlemek adına sandığa gittiğinde o sandıktaki iradeye Adalet ve Kalkınma Partisi müdahale etmesin ve biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak da önümüzdeki hafta yapılacak olan bu seçimlerde kurulan sandıklarda, sandıkların çevresinde eğer bu müdahalelere şahit olursak, bizim tepkimiz de çok daha farklı olacaktır. Bunu da buradan ilan etmek istiyorum.

Türkiye Cumhuriyeti devleti artık korku devleti hâline geldi. Sanayiciler, iş adamları korkar hâle geldi, esnaf korkar hâle geldi. Korkmayan yok. Bu zulüm nereye kadar gidecek? Peygamber Efendimiz demiyor mu "Ayrılıkta azap, birlikte rahmet vardır." diye? Niye Bulgaristan'daki soydaşlarımızın oylarını bölmeye, parçalamaya çalışıyoruz?

Değerli milletvekilleri, buna bir son vermek üzere de bu önergeyi de kabul etmeniz dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)