GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇOK TARAFLI YATIRIM GARANTİ KURULUŞU SÖZLEŞMESİNİN MADDELERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN ONAYLANMASI HAKKINDA (S.S.40)
Yasama Yılı:2
Birleşim:15
Tarih:02.11.2011

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlamadan önce, egemenliği halka veren, cumhuriyeti kuran, Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'yle birlikte cumhuriyeti kuran kahramanlarımızın önünde saygıyla eğilmek istiyorum (CHP sıralarından alkışlar) ve yüce Meclise saygılarımı sunuyorum.

Ancak, yüce Mecliste bulunan üç muhalefet partisini, benden biraz önce konuşan konuşmacı, "cacık" tarifiyle tarif edip AKP'yi pasta olarak tarif etmesini de Meclisin ciddiyeti, cumhuriyetin ciddiyetiyle bağdaştıramadığımı, herkesin burada konuşurken buranın Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunun farkında olarak konuşmasını istirham ediyorum.

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Tamam da cacığı zaten mevzu ettiler. Cacığı da söyledi, ben de tarif ettim, ne yaptım yani?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Sayın milletvekilleri, yüce Mecliste bir itirafı da dinledik, kimin kurban kesebileceğini öğrendik. İşçiler kurban kesemezler, işçilere kurban caiz değilmiş.

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Yanlış söyledi, ben ne yapayım, düzelttim, doğrusunu söylemeye gayret ettim.

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Görüştüğümüz sözleşmeyle ilgili arkadaşlarım konuştular.

Dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi olduğumuzu söylüyor Sayın Başbakan ve AKP. Dünyanın 16'ncı büyük ekonomisindeki ülkede artık işçiler kurban kesemeyecek, onlara caiz değil, ekonomik koşulları müsait değil. Köylüler de anlaşıldığı kadarıyla kesemeyecek, esnaflar da kesemeyecek, memurlar da kesemeyecek, herhâlde pastayı yiyen AKP'lilerden başka bu ülkede kurban kesebilecek kimse kalmamış olduğunu gördük. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 12 Haziran seçimlerinden sonra oluşan 24'üncü dönem Meclisinde bugüne kadar geçen süre içerisinde, şöyle bir göz attığımızda bir tek yasa maddesi görüştük yasa olarak. O da Meclisin kapandığı gün alelacele Danışma Kurulundan getirilip "Süresi geçiyor." diye mecburiyetten bir yasa, tek maddelik bir yasa görüştük. Onun dışında, yüce Meclisin önüne bir yasa tasarısı gelmedi ama yüzlerce yasada değişiklik yapan kanun hükmünde kararnameler geldi.

Artık Meclis Hükûmet tarafından devre dışı bırakılmıştır. Buna dikkatinizi çekmek istiyorum. Kanun hükmünde kararnameler acil durumlar için ve Meclisin toplanmadığı zamanlar için çıkarılır. Bu kanun hükmünde kararnamelere dayanılarak çıkarılan yasaları belki konuyla ilgili bakanlar bile bilmiyor.

Değerli arkadaşlar, Meclis açık, görüşmelere devam ediyoruz. İki gün içerisinde, yine onlarca maddeyi taşıyan kanun hükmünde kararname ile yeni yasalar çıkarılmış. İnanıyorum ki bir tekinizin herhangi bir değişiklikten haberi yok.

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Haberimiz var.

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Meclis devre dışı bırakılmıştır. Mecliste denetim yolları tıkanmaktadır. Bugün kabul ettiğimiz önergeyle, eğer bu alışkanlık hâline getirilirse, bizim, artık, denetim yetkimiz de elimizden alınmaktadır.

Değerli milletvekilleri, Mecliste bir tek yasa maddesi çıkardıktan sonra ne yaptık? Evet, Türkiye'nin en önemli sorunu olan terörü görüştük. Daha çok kısa süre önce bir günde 24 şehit verdiğimiz terörü görüştük. Türkiye'nin en acı, en ciddi sorunu görüşülürken Sayın Başbakan taziye ziyaretindeydi, İçişleri Bakanı da yoktu. Muhalefet "İçişleri Bakanı nerede?" diye sormaya başlayınca, İçişleri Bakanına haber ettiler, bulup geldiler, oturttular. Türkiye'nin en can alıcı sorununda, Türkiye'nin en can alıcı sorununun görüşüldüğü bu Mecliste Başbakan yok, İçişleri Bakanı bulunup gelindi ve katılan 5 bakan vardı. Anlaşılıyor ki AKP İktidarının Meclise ihtiyacı yok. AKP Grubunun da buna göz yumduğu için Meclise ihtiyacının olmadığı görülüyor.

Değerli arkadaşlar, ne yapmak istiyor AKP? Meclisi devre dışı bıraktı, yargıyı da halletti. Nasıl halletti biliyor musunuz yargıyı? Referandum sırasında referandumun kabulü için elinden gelen her şeyi yapan Demokrat Yargı Derneği yargıçlarının referandumda hangi destekleri verdiğini biliyorsunuz. Desteğiyle yargıyı, referandumu geçirdi. Ama referandumda kendilerine çok büyük destek veren Demokratik Yargı Derneğinin Eş Başkanı ne dedi biliyor musunuz uygulamalarınızı gördükten sonra? "Yargı Hallolundu, Yargıçların Eşekli Demokrasi ile İmtihanı" diye kitap yazdı. Ne yazık ki yargı eşekli demokrasiyle halledildi. Yargı da halledildi.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) -  O nasıl laf öyle?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Hemen ne yaptılar arkasından biliyor musunuz? Anayasa Mahkemesindeki, Yargıtaydaki, Danıştaydaki memurları bile değiştirdiler. Yirmi yıldır, yirmi beş yıldır orada deneyim kazanmış memurlar tümü devre dışı bırakıldı. Aynen Mecliste memur kadrosunda kadrolaştıkları gibi Yargıtayda, Danıştayda, Anayasa Mahkemesindeki memurlara bile tahammül edemediler. Yani yargı halledildi. Neler yaptılar?

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) -  O lafı değiştir. O ne öyle?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Yargıtayda olanları görüyoruz.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Konu neydi? Sayın Başkanım, konu neydi?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Konu bu. Konu Türkiye'yi halletme konusu.

Yargıtaydaki seçimleri görüyoruz. Yargıtayda yılbaşından bu yana görevini bırakan, ağır baskılar gördüğü için görevini bırakan 130 tane yargıç var, haberiniz var mı? Türkiye'nin?

RECEP ÖZEL (Isparta) - Çalışmak istemediği için bıraktı.

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Evet, çalışma koşullarını koymadınız yargıçlara. Biat etmeyen yargıç istifa etmek zorunda kaldı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, uluslararası sözleşmelere geleyim. Söyleyecek çok şey var da?

Evet, Libya'da kardeşi Kaddafi'den İnsan Hakları Ödülü alırken, çadırda sarmaş dolaş poz verirken üç ay sonra ne oldu da Kaddafi'nin teslimine göz yumdu?

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - MIGA ne MIGA?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Ne vadedilmişti? Ne vadedilmişti? İşte, Libya'da şeriat. Şeriat mı vadedilmişti? Şeriat için mi vazgeçmişti kardeşlikten?

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Bir dakika kaldı.

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - MIGA neydi?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Uluslararası anlaşmaları anlatıyorum size. Getirin görüşelim onları, MIGA'yı değil.

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Konuştuğumuz konu neydi?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Esad'la neyin pazarlığını yaptığınızı, sonra kimlerle yaptığınız pazarlık sonucu Esad'ı devre dışı bıraktığınız anlaşmaları getirin karşımıza.

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Konuştuğumuz konunun adını söyler misin?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Dört ay önce Esad kardeşinizdi?

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Konuştuğumuz konunun adını söyle!

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - "Onların Schengen'i varsa bizim de Şamgenimiz var." diyordunuz, ne oldu? Kimler hangi sözü verdi de şimdi kardeşlikten vazgeçtiniz, Suriye'ye saldırma planları yapıyorsunuz, Suriye sınırına asker yığıyorsunuz?

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Adı ne adı?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - O gün Suriye'yle hangi anlaşmayı imzaladıysanız onu getirin uluslararası anlaşma olarak!

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Tasarının adını ne? Tasarının adını söyle!

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Amerika'nın hangi projesine Suriye'yi terk ettiyseniz, Amerika'yla yaptığınız anlaşmayı getirin, onları tartışalım burada.

Değerli arkadaşlar?

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Tasarının adını söyle!

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Sen kurbanın adını biliyorsun, ben tasarının adını biliyorum, sen kurbanına devam et!

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Hadi bakalım, tasarının adını söyle, kayıtlara geç!

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar?

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Hadi bakalım!

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar?

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Tasarının adını söyle, ayakta alkışlayacağım!

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, dün kardeşi Kaddafi'yi teslim edenler, yarın kardeşi Esad'ı teslim edecekler, sonra?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Toptaş, teşekkür ediyorum.

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - ?Amerika'nın politikalarına teslim olacaklar. Böyle büyük Türkiye olmaz, Türkiye büyüktür!

BAŞKAN - Sayın Toptaş?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Türkiye büyüktür!

BAŞKAN - Sayın Toptaş?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Türk ulusu büyüktür! Kimsenin Türk insanını büyütmeye hakkı yoktur?

BAŞKAN - Sayın Toptaş, lütfen?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - ?Türk insanı zaten büyüktür!

BAŞKAN - Sayın Toptaş, lütfen, ama?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Sayın Başbakan bu ülkenin insanlarını, Türkiye'yi büyütmek istiyorsa dönsün tarihe baksın!

BAŞKAN - Sayın Toptaş, lütfen kürsüyü terk eder misiniz.

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Dönsün tarihe baksın!

BAŞKAN - Lütfen Sayın Toptaş?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Türk ulusu zaten büyüktür, ihtiyacı da yoktur Amerika'ya.

BAŞKAN - Sayın Toptaş, lütfen kürsüyü terk edin.

AHMET TOPTAŞ (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)