| Konu: | POSTA HİZMETLERİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 08.05.2013 |
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı üzerinde şahsi görüşlerimi ifade etmek üzere söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, kanunun genel gerekçesine baktığımız zaman bu düzenlemenin aynı zamanda millî güvenlik ihtiyaçları için yapıldığı ifade edilmekte. Millî güvenliği terör örgütünün insafına, vicdanına bırakmış AKP, herhâlde gece rüyasında korkulu düş görmüş olmalı ki aklına millî güvenlik gelmiş, kanunun gerekçesine sıkıştırıvermiş.
Hepiniz biliyorsunuz posta işletmesi ne yapar; Mektup, tebrik, telgraf gibi posta gönderilerinin ilgililerine ulaştırılmasını temin eder. Haberleşme hürriyetinin sınırlarını maalesef Anayasa'mız değil de AKP Hükûmeti tayin ediyor.
Seçim zamanlarında ortalıkta İnternet üzerinden CD'ler, kasetler yayınlanıyor. İnsanların özel hayatlarıyla alakalı telefon görüşmeleri, mektupları basında boy boy yer alıyor. Bu gidişata bırakın "Dur." denilmesini, bizzat Başbakan tarafından meydan meydan dillendiriliyor, gülerek "Bunlar özel hayat sayılmaz." deniyor. Ama kendi odasında bir böcek bulundu diye hemen Meclisi topluyor ve bir araştırma komisyonu kurduruyor. Anlayacağınız, ülkemizde sadece AKP için, AKP yöneticileri için var haberleşme hürriyeti.
Değerli milletvekilleri, posta işletmesinin serbest piyasa ve rekabete açılması hususu zaten birkaç ay önce gerçekleştirildi bile. İmralı'dan Kandil'e ve diğer terör yuvalarına gönderilen mektupları PTT mi dağıttı? Hayır. PTT, bu konudaki yetkisini, anlaşıldığı kadarıyla, Barış ve Demokrasi Partisine devretmiş. Hükûmetin özel onayıyla BDP bu işi götürüyor zaten. Gitti PTT, geldi BDP. Bu imtiyazı onlara kim verdi? Milletimizin tertemiz oyları ile iktidara gelmiş, ondan sonra da PKK ile pazarlığa oturmuş AKP. Tüm kurumların altını oyan bir Hükûmet var, bir de "Posta işletmesini yeniden düzenleniyorum." diye Meclise getirilen bir tasarı var. Hangi kurumu iyileştirdiniz de PTT kaldı? Hangi reformunuzun arkasından kadrolaşma, kayırma ve rant paylaşımı çıkmadı? Sayın Başbakan, Türk milliyetçilerine ağız dolusu hakaretler edeceğine, çivileri yerinden çıkmış, şakulü kaymış devlet idaresiyle meşgul olsa daha iyi olmaz mı? Yok, onun bir tek hedefi var: Bu ülkeye başkan olmak. Ülke batmış, çıkmış, yan yatmış, yere batmış umurunda değil, başkan olmak için her şeyi yapıyor, hayır şer demeden tüm ittifaklara kapı aralıyor. Ondan sonrası tufan! Kendi yol arkadaşlarına bile "Üç dönem size yeter." diyen Sayın Başbakana "Sana yetmez mi?" diye soran yok.
Değerli milletvekilleri, posta gönderilerinin dağıtım işini BDP'ye devretti ya, peki haberleşme güvenliği ne olacak? Görüyoruz, AKP mühürlü PKK mektupları büyük bir itina ile terörist muhataplarına ulaştırılıyor. Ne yazılıyor çiziliyor, sadece Başbakan ve Öcalan biliyor satır aralarını ve bu milleti nasıl bir ufkun beklediğini çünkü Başbakanın "Kan dökülmesin, analar ağlamasın." nakaratından başka millete söylediği bir şey yok. Ancak, BDP postacıları zaman zaman bu gizliliği ihlal edip mektupların halka sızmasına da sebep olabiliyorlar. Bu mektuplar bir anda basına servis yapılıveriyor. Suçlu her yerde olduğu gibi çaycılar, temizlikçiler. Ucu yanmış terörist mektuplarının sızdırılmadan, güvenlik içinde ulaştırılması elbette AKP için son derece önemli çünkü hem Başbakanın hem de AKP politikalarının cilası dökülüyor, foyaları ortaya çıkıyor. Kederinden şarkılar söylüyor "Yine yakmış yar mektubun ucunu." diye. Devletin posta işletmesini düzenlerken, AKP, İmralı-Kandil arasındaki mektuplaşmanın nasıl daha güvenli bir şekilde yapılacağını da düşünmüştür herhâlde diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)