| Konu: | MEMUR MAAŞ ZAMLARINDA DEVLET İLE HALKIN UZLAŞI VE HOŞGÖRÜYÜ BENİMSEMESİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 114 |
| Tarih: | 31.05.2012 |
HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Meclisin gündeminde olmayan fakat halkın gündeminde olan bir konuyu bugün gündem dışı olduğu için yani Meclisin gündeminin de dışı olduğu için size getirmek istedim.
Biliyorsunuz şu anda memur maaşlarıyla ilgili, Hükûmetle, daha doğrusu kamuyla memurlar arasında bir uzlaşma zemini aranmaya çalışılıyor. Kamu iş vereni önce "yüzde 3+
Şimdi bunun analizine girmeden önce iki konuya dikkat çekmek istiyorum. Türkiye nüfusu takriben 74 milyon. Bunun 3 milyonu memur ama aynı zamanda Türkiye'de bunun 3 katından fazla emekli var, 10 milyon kadar emekli var. Yani 13 milyon insanı ilgilendiren bir zamla hem 2012 hem de 2013 yılına ait bir konuyu dile getirmeye çalışıyorum.
Bu konu, Cumhuriyet Halk Partisinin özellikle önem verdiği bir konu olmamalı. Bu konu, aynı zamanda, Adalet ve Kalkınma Partisini de yakından ilgilendiriyor. Neden? İki rakama dikkatinizi çekmek istiyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi emekli oylarının yüzde 48'ini almış. Adalet ve Kalkınma Partisi devlet memurlarının yüzde 43'ünün oyunu almış. Şimdi, hâliyle beklentimiz şu: Bu kadar yüksek bir oy oranı yakaladığınız bir toplumsal kesime olabildiğince yardımsever bir biçimde, şefkatli bir biçimde yaklaşmanız gerekiyor.
Şimdi, 2012 yılının, Merkez Bankasının anketlerinde enflasyon beklentisi yüzde 7,7. Yani reel olarak bu zamla, eğer beklenen enflasyon gerçekleşirse yüzde yarım kadar bir refah artışı sağlamış oluyorsunuz. Bu olağanüstü bir artış değil elbette. Bu çok düşük bir artış. Şöyle diyebilirsiniz: Ekonomik durgunluk olacağı için, Türkiye ekonomisi büyümeyeceği için, o nedenle biz memurlara ancak bu kadar zam yapabiliyoruz diyebilirsiniz. Ama öyle değil. Biliyoruz ki Hükûmetin hedeflerinde büyüme hedefi bunun çok üstünde. Bu şu demektir: "Biz memurlara Türkiye'nin büyümesinin altında bir zam yapmak istiyoruz yani refahtan yararlansın, kamuda çalışanlar yararlansın diye düşünmüyoruz." diyorsunuz. Bu, tabii, vahim bir durum. Şu bakımdan çok vahim bir durum: Oy aldığınız bir kesime bunu yapıyorsunuz. Oy almadığınız bir kesim olsa "Biz bunlardan destek almıyoruz, onun için bunlara da herhangi bir katkıda bulunmayacağız." diyebilirsiniz. Siyaseten bence çok mantıklı değil ama kendi içinde bir mantığı düşünülebilir. Oy almadığınız bir yerden de oy artışı sağlamalısınız.
Şimdi, sonuç olarak şöyle bir durum çıkıyor: Memur maaşları enflasyonun üstünde olmuyor.
İki: Genellikle bir gecikme farkı uygulanıyor geçen yıl uygulandığı gibi. Bu yüzde 2,7 az buz değil yani enflasyona ezdirmişsiniz ve sonra telafi etmişsiniz memuru.
Üç: Memur maaşları refahtan pay alamıyor.
Dört: Geçmiş yıllardan memurun ezilmişliği hiçbir biçimde telafi edilmiyor.
Ben olsaydım Hükûmetin yerinde, çok açık ve net söylüyorum, eğer ki geçen yıl Türkiye ekonomisi yüzde 10 kadar büyüdüyse -yüzde 8,4-8,5 büyüme var- bir biçimde memuru bundan yararlandırırdım. Geçen yıl olmadıysa evvelsi yıl, evvelsi yıl olmadıysa bu yıl. Yani bu memurlar neden Türkiye'de ekonomik gelişmeden, büyümeden pay alamıyorlar? Çok mu zenginler memurlar? Şu mu denmeye çalışılıyor:
"Türkiye'de memurlar zengindir, refah payından pay almamalıdır. Karar verdik.
AKP Hükûmeti."
Bunun anlaşılabilir bir tarafı yoktur.
Şimdi, benim görebildiğim kadarıyla, CHP'yle yani mensup olduğum siyasi partiyle AKP arasındaki temel fark budur. AKP, memurları tuzu kurular olarak görmektedir ve yeterince onlara zam vermemektedir. Oysa Cumhuriyet Halk Partisi ezilenlerden yanadır ve biz eğer iktidarda olsaydık bunun çok üstünde bir zammı memura reva görürdük sizden çok farklı olarak.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)