| Konu: | HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 116 |
| Tarih: | 06.06.2012 |
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkanım, bir defa, demin de söyledim, bizim hukukumuzda esasında pek çok kanunda benzer düzenlemeler, tabii, tam yüzde yüz bunun gibi değil ama bunu hatırlatan düzenlemeler var. Örneğin Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun "Ön İncelemenin Kapsamı" kenar başlıklı 137'nci maddesinde, yargılamanın başında taraflar arasında uzlaşmayı düzenlemekte ve tarafların teşvik edilmesi amacıyla hâkime öncelikli bir görev yüklemektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253 ila 256'ncı maddelerinde, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması düzenlenmektedir.
Avukatlık Kanunu'nun "Uzlaşma Sağlamak" kenar başlıklı 35/a maddesinde, avukatlara karşı tarafa uzlaşmaya davet etme yetkisi tanınmakta.
Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun 22, 23, 24'üncü maddelerinde, toplu görüşmelerde anlaşma sağlanamaması durumunda grev ve lokavtın ertelenmesi döneminde uyuşmazlığın ara bulucu ile çözümü hüküm altına alınmaktadır.
Daha pek çok kanun var, hepsini saymayayım. Bizim hukukumuz buna yabancı değildir. Esasında, geleneklerimiz de yabancı değildir. Toplumda pek çok konuyu Türk âdetlerine, geleneklerine göre, büyüklerin esasında yargıya gitmeden kendi aralarında bir araya gelip pek çok uyuşmazlığı çözdüğünü de yüce Meclisin pek çok üyesi bilmektedir. Tabii, mukayeseli hukukta uygulanan bir yöntemi, demin de söyledik Brezilya, Kanada, İngiltere, Yunanistan, Hollanda, Avustralya, Fransa ve İtalya'da bunun uygulandığını görüyoruz. Başka ülkelerde de buna ilişkin uygulama var.
Sayın Akagündüz'ün söylediği, İtalya'da zorunlu ara buluculuk Anayasa Mahkemesine götürülmüştür. Akıbetini biz şu anda bilmiyoruz, onun sonucu ne oldu? Yeni vâkıf olduk, ona bir bakalım. Ama bizim hukukumuzda zorunlu ara buluculuk biliyorsunuz yok. Şu andaki tasarıda da bu yok. Orada Anayasa Mahkemesine götürülen zorunlu ara buluculuktur. Bizimki, tamamen iradilik esasına dayalı bir ara buluculuktur.
Tabii, burada bir başka konu, neden bir daire kuruluyor Adalet Bakanlığı bünyesinde? Tabii, yeni bir müessese kuruyoruz. Bu müessese kurulurken bunun gelişmesine ihtiyaç vardır. İşin doğrusu, ileriki aşamada ben de bunun daha bağımsız bir yapıya kavuşturulmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Ama yeni olduğu için, bu müessesenin daha pek çok konusu yeni oluşturulacağı için bu alanda uzman bir yapı tarafından kurumsallaşmanın sağlanması ve ilk uygulamaların sonuçlarının görülmesinden sonraki aşamada belki -başka ülkelerde olduğu gibi- başka değerlendirmeler de yapılabilir ama bu ilk uygulamaları görmekte fayda bulunduğu kanaatindeyiz. O nedenle de Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde bir daire başkanlığı oluşturulmakta ve bu işlerin organizesi orası tarafından yönetilecektir. İleride yeni bir düzenleme yapılabilir mi? Sonuçlar görüldükten sonra, aksayan yönler, yanlış yönler, eksik yönler görüldüğünde elbette buna göre tedbirler alınabilecek, belki daha ileri adımlar hep beraber atma imkânı olabilecektir.
Öte yandan, avukatlarla, hukukçularla ilgili kısımda da tasarıda, benim bildiğim kadarıyla? Demin de baktım arkadaşlar soru sorarken "Kim ara bulucu olacak, hukuk mezunu olmayanlar ara bulucu olabilecek mi?" diye. Ben tabii, dünya örneklerine baktığımda, başka ülkelerde bunu sadece hukuk mezunlarına hasretmemişler. Pek çok kişiler var; mahkemede görev yapanlar var, psikologlar var, hatta, hiç sınıf tanımayan, herkesin ara bulucu olarak atanabileceğini öngören düzenlemeleri benimsemiş ülkeler var ama şu anda, Adalet Komisyonunun benimsediği rapor içerisinde, hukukçulardan, hukukçular arasından ara bulucuların olacağına ilişkin bir düzenleme var. Bu nedenle, avukatlar da hukuk mezunları arasından çıkıyor. Dolayısıyla, burada da bir düzenleme var. Bu düzenlemeyi, belki, bu sistemin kuruluşu aşamasında önemli görüyorum ben, hem sistemin sahiplenilmesi -çünkü bunun hukuk dünyasıyla doğrudan bir irtibatı da var- barolar tarafından, hukukçular tarafından sahiplenilmesi ve uygulanırlığının güçlendirilmesi bakımından da son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Hukukçuları dışlamıyor, esasında hukukçular üzerine bir sistem bina ediyor ama bunu genişletmek doğru olandır. Yoksa, hukukçuların dışında da gerçekten, ara buluculuk yapacak ehliyette, liyakatte, insanların sözüne değer verdiği, kararına önem verdiği insanlar olabilir, bunu sadece oraya hasretmemek de lazım, başka ülkelerde öyle ama şimdi, bir geçiş dönemi olduğu için -benim görüşüm farklı ama- burada bir geçiş dönemi nedeniyle bunun hukuk mezunları arasından, hukukçular arasından yapılması tasarıda öngörülüyor. Yoksa hukukçular, avukatlar dışlanmıyor, onların elinden herhangi bir iş alınmıyor; aksine hukukçulara yeni bir imkân bu tasarıyla sağlanmış oluyor.
Demin de söyledim, burada herhangi bir adaletin tasfiyesi söz konusu değil, yargı yetkisinin gasbı söz konusu değil, alternatif çözüm yollarının önerilmesidir. Bu da doğru olan iştir, bütün dünya yapıyor, biz de yapıyoruz. Yani başka ülkeler bunu yaparken sorun olmuyor, iyi sonuçlar alıyorlar, kendi açılarından iyi şeyler elde ediyorlar, Türkiye olarak biz de buna bir adım attık.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bir örnek verebilir misiniz Sayın Bakan? Başarılı olan bir ülke verebilir misiniz?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Geçmişte -hatırlarsanız- Ceza Muhakemesi Kanunu'nda birtakım düzenlemeler yapılırken orada da bir uzlaşma müessesesi geldiğinde de Parlamentoda çok önemli tartışmalar yaşandı; Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin yeni müesseseler kurulduğunda da burada gerçekten çok nitelikli tartışmalar oldu ama zaman içerisinde hep beraber biz partilerle "Bunun kapsamını biraz daha genişletebilir miyiz?" diye de adımlar attık. Yeni olduğu zaman, elbette ki birtakım endişeler dile getirilebiliyor, eleştiriler olabiliyor ama bu müesseseler doğru bir müesseseler, uygulamada eğer sıkıntılar olursa yine beraber değiştiririz.
BAŞKAN - Sayın Bakan?
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Başarılı bir örnek gösterir misiniz?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Ama bunların tamamı, Türkiye'de hukukun güçlenmesi, vatandaşın kendi sorunlarına kendi çözüm bulması açısından da son derece önemli. Taraflar anlaşmış, bir ara bulucuya gitmiş, beraber müzakere etmişler, bu müzakere sonucunda da bir çözüm bulmuşlar, bu çözüm her iki tarafı tatmin ediyorsa bize bunu takdir etmek ve "İhtilaf çözüldü." diye mutlu olmak düşer, yoksa buradan farklı mana çıkarmak yanlış olur.
BAŞKAN - Sayın Bakan, süremiz doldu, ek süremiz de doldu.
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Avukatlık Kanunu'nun 35'inci maddesinde var zaten Sayın Bakan.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bir de Sayın Dilek Hanım'ın bir şeyiyle ilgili son söylüyorum.
BAŞKAN - Sayın Bakan, süremiz bitti.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - O da bu gizlilik ilkesi, görüşmelerle ilgili olan konuların başkalarıyla zannedersem paylaşılmasıyla ilgili, yoksa buradaki görüşmeler, şunlar, bunların hepsi de belli bir şekilde kayıt ve tutanak altına alınıyor, sonunda bunlar belli bir şekilde icrai vasıf kazanıyor.
Arz ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Bakan.