GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TURİST REHBERLİĞİ MESLEK KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:117
Tarih:07.06.2012

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Öncelikle, Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; cevabını veremediğimiz, tabii, doğrudan, hem Kültür ve Turizm Bakanlığıyla da ilgili değil, Millî Savunma Bakanlığıyla da ilgili değil, birçokları mesela, Orman ve Su İşleri Bakanlığıyla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla ve Tarım Bakanlığıyla ilgili konular var. Dolayısıyla onlara yazılı iletilecek.

Ancak, Antalya'daki EXPO'yla, 2016'yla ilgili kanun tasarısı Bakanlar Kurulunda şu anda, imzaya açıldı. Dolayısıyla, Tarım Bakanımızın notu yani sağlam yerden, doğru yerden geliyor. İnşallah en kısa zamanda bu çıkar.

Bir başka, vericilerle ilgili? Yani, çok kesin bir, hiçbir bilimsel çalışmayla bir cep telefonu vericisinin sağlığa zarar verdiği veya ne kadar verdiği bir bilimsel çalışmayla ispatlanmış değil. Kişiler kesinlikle -biraz da bilimsel dayanağı olmadan- korkularıyla yönetilmekte ve onlara göre tepki vermekte diye düşünüyorum. Ancak bildiğim kesin bir husus var ki, en büyük tehlike varsa televizyondadır, lütfen televizyonlardan uzak kalın. En büyük tehlike bilgisayarlardadır, en büyük tehlike bu cep telefonlarındadır. Eğer bu cep telefonlarını yirmi dört saat elinizden düşürmüyorsanız, her gittiğiniz yerdeyse, bilin ki en büyük tehlikedir, diğerinden 10 bin kat, 3 bin kat çok daha fazla tehlikelidir.

Bir de, tek başına orada vericinin olması, kesinlikle bir radyasyon tehlikesi de oluşturmamaktadır. Tehlike ne zaman başlamaktadır? Eğer varsa konuşmaya başladıktan sonra. Bilin ki bu vericilerin, şehir merkezlerinden daha dışarıya taşındıkları zaman, o zaman daha fazla yüksek frekanslı gelmesi gerektiğinden zararı daha da artmaktadır. Ancak işte, bir şekilde, yani bazen algı gerçeğin önüne geçer, maalesef burada da bu algılama gerçeğin önünde olduğundan hem şehrin dışına çıkarılması hem de acaba bu olayda olduğu gibi "Bir aylık çalışması durdurulursa bir şey olur mu?" diye bir şey var ki - teknik bir zararı- bunu bilerek söylüyorum, daha önce Ulaştırma Bakanlığı yapmış ve Ulaştırma Müsteşarlığında da bulunmuş bir arkadaşınız olarak söylüyorum ki bilimsel raporlara lütfen itibar edelim. Bizim bir inancımız var, "İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır." diye, buna kesinlikle inanıyorum. Herkesten de istirhamın, lütfen bilimsel raporlara itibar edelim.

Bir başka husus, yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığına aktaracağım soru ve ondan aldığımızda aynen ileteceğiz. Yabancılara mülk satışının yapıldığı bir dönemde hazine arazilerinin kendi vatandaşlarımıza satışına engel çıkarılması doğru mudur? Kesinlikle doğru değildir. Bu ülkenin vatandaşı, en doğusundan en batısına kadar, bu ülkede İstanbul'daki hangi hakka sahipse Hakkâri'deki de o hakka sahip, Hatay'daki hangi hakka sahipse Artvin'deki de o hakka sahip. Dolayısıyla, bunu da Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ileteceğim.

Bir başka şey: Orman İşletme Bolu Dörtdivan'da mahkeme kararıyla kapatıldı, hâlâ açılamıyor veya mahkeme kararına rağmen açılamıyor. Mahkeme kararlarına saygı gerekir, hukuk düzeni bunu gerektirir, hukuka saygı bunu gerektirir. Biraz önce bir arkadaşımız söyledi yani bizim hâkimlere, bizim mahkemeye güvenmemiz lazım. Yasama, yürütme, yargı, devleti oluşturan üç organdan biri, eğer bu ayağı çekerseniz bu devlet ayakta kalmaz. Yani dolayısıyla?

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Mahkeme kararına rağmen Bakan?

MİLLİ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Eğer Bakan Bey böyle bir şey yapmışsa doğru yapmamıştır ama biz biliyoruz ki hukuka saygı noktasında bizim Bakanlar Kurulumuz en saygılı Bakanlar Kuruludur. Mahkeme kararlarını mutlaka yerine getirir, getirmeyenlerin hem cezai sorumluluğu var hem manevi sorumluluğu var yani manevi tazminat ödemekle yükümlü olursunuz. Dolayısıyla da bununla ilgili de Orman ve Su İşleri Bakanına söyleyerek, doğru bilgi hangisidir, size verilmesini temin edeceğim.

Yine, dediği gibi, Antalya'daki EXPO'yla ilgili ulaşım altyapılarının yapılması lazım. Sayın Vekilim, siz de biliyorsunuz ki şu an Antalya'daki havaalanı Türkiye'de bir benzeri olmayan havaalanı -bunu bilerek söylüyorum- aynı anda iki uçağın ineceği, aynı anda iki uçağın kalkabileceği bir havaalanı. Türkiye'de işte İstanbul Yeşilköy deyin, Sabiha Gökçen deyin, ister GAP Havaalanı deyin, hangisini derseniz deyin böyle bir havaalanına şey? Dolayısıyla yani Antalya'da ikinci bir havaalanına ihtiyaç yok. Antalya'nın, Merkez için söylüyorum, ancak Gazipaşa -veya dediği gibi, Kaş'ın öbür tarafı ki Kaş'taki de, Fethiye yöresi de Dalaman Havaalanı'ndan faydalanır- civarı hariç yeni bir havaalanına ihtiyaç yoktur. Gazipaşa Havaalanı'na küçük uçakların inebilmesi de mümkündür. Zaten ulaşım altyapısının da yapılması gerekli. Allah için biz Binali Bey'in çok iyi çalıştığını düşünüyoruz. Kaldı ki bunu Sayın MHP Genel Başkanı da söyledi seçim döneminde yani arşivlere bakarız, dedi; Kılıçdaroğlu da söyledi, bir hakkı teslim etmek açısından, her yere gittiğinizde bir bakın? Bir başka ülkeden, Amerika'dan geldiğimde bile baktığımda bizim ülkenin yollarına "Ya, bu yolu yapanlardan Allah razı olsun." diyoruz. Dolayısıyla da sadece Antalya'nın değil, Türkiye'nin dört bir tarafının da altyapıları bu dönemde yapılıyor, daha da yapılacaktır. Her şey bitmiş midir? Güllük gülistanlık demiyorum, az zamanda çok şey yaptık; önümüzde daha zaman var, yapmamız gereken de çok şey var.

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Demir yolu için söylüyorum.

MİLLİ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Demir yolu, doğrudur, demir yolunun da projeleri çiziliyor, onu da yine bilerek söylüyorum. İnşallah diyoruz ki, Türkiye'nin hangi noktasında olursa olsun? Ama ne zaman olur bilmiyoruz, kaynak ayırırsanız yaparsınız, inşallah -bu İspanya'da da öyledir- bir saatlik bir ulaşım mesafesiyle bir hızlı tren istasyonuna ulaşabilmeniz lazım.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.