| Konu: | AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 12.06.2012 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Değerli milletvekilleri, Selma Irmak, Şırnak Milletvekili; Faysal Sarıyıldız, Şırnak Milletvekili; İbrahim Ayhan, Şanlıurfa Milletvekili; Kemal Aktaş, Van Milletvekili; Gülser Yıldırım, Mardin Milletvekili; Hatip Dicle, Diyarbakır Milletvekili; Mehmet Haberal, Mustafa Balbay, Engin Alan, resmen Yüksek Seçim Kurulu kararına göre bu Meclisin üyeleridir. Bu Meclisin 550 milletvekilinin 8 üyesidir. Tutukludurlar. Henüz haklarında bir karar verilmedi. Hem de çok uzun süredir tutukludurlar ve çok uzun süre özel yetkili mahkemeler tarafından tutuklular, olağanüstü mahkemeler tarafından tutuklular, siyasi mahkemeler tarafından tutuklular, hukukun ve adaletin olmadığı mahkemeler tarafından tutuklular ve tarihte hiçbir zaman aklanmayan olağanüstü yargı tarafından tutuklular. Özel mahkemeler, özel polisler, özel savcılar, özel yasalar ve özel yetkili mahkemeler her zaman, her daim düzeni korumuştur!
Bu özel yetkili mahkemeler, bu Meclisin üzerinde midir arkadaşlar? Özel yetkili mahkemeler yargıyı temsil edebilir mi? Biraz elinizi vicdanınıza koyun. Bir senedir bu Meclis 8 milletvekili eksik toplanıyor, eksik! Farkında mısınız? Yani üç muhalefet partisinden diye. Ben çoğunluğum, ben çoğunluksam burada hukukum, ben çoğunluksam kanunum, ben çoğunluksam Allah'ın kelamı mıyım diyeceksiniz? Hiç mi sizde vicdan yok, insanlık yok, hukuk yok? Hiç mi sizde milletin iradesine saygı yok? Üç tane grup? Meclis Başkanı çağırdı üç tane parti grubunu, oturduk, konuştuk, kanun teklifinde anlaştık. Hem de Başbakan Meclis Başkanıyla görüştükten sonra ve üstelik Meclis Başkanıyla Başbakan görüştükten sonra üç partinin grup başkan vekillerini çağırdı. Dediler ki: "Anlaşamaz bunlar." Oysaki anlaşılmayacak bir şey yoktu. Burada bir adaletsizlik vardı, burada bir hukuksuzluk vardı. Üç seneden fazla tutuklu kalan milletvekilleri vardı burada. Ceza adaletinde adaletin geri dönüşü olabilir mi? Özgürlüklerde geri dönüşü olabilir mi? Milletin iradesinin tecelli ettiği 12 Hazirandan bu yana bir senedir, bu Mecliste milletin oylarından aldıkları yetkiyi kullanamıyorlar. Bu Meclis "Ama bir Hakan Fidan etmiyor 8 milletvekili." diyor. Ya sizin memurunuz, sizin Fidan'ınız çok kıymetli, 8 milletvekili bir Fidan etmiyor, değil mi? Etmiyor, değil mi? Çok kıymetli, değil mi? Memurunuz çok kıymetli, değil mi? Memurunuz milletin iradesinin üstünde, değil mi? Çok kıymetli! Şike çok kıymetli! Görevi kötüye kullanma suçlarının, yüz kızartıcı suçların hepsinin kanunlarını çıkardınız birer birer burada; hepsini de sonradan terfi ettirip bürokraside en üst düzey görevlere getirdiniz, bunların hepsinin yasalarını çıkardınız. O zaman hukuk vardı, o zaman adalet vardı. Peki şimdi ne? Gündem getiriyorsunuz, sabaha kadar çalışma. Sabaha kadar çalışma. Yetmiyor. Önergenizde gücünüz var ya, AK PARTİ çoğunluk ya, diktasınız ya, her şeyi yapabilirsiniz ya, bir gün kırk sekiz saattir diye bir kanun teklifi verin. Varsınız işte, çoğunluğunuz var. Kırk sekiz saate çıkarın, bitmez bu yasalar, bitmez.
Bakın, Anayasa 83/2 14'üncü madde istisnası. Hukukçu olan, hukuk nosyonu olan sıradan bir insan bile Anayasa'nın 14'üncü maddesinde son fıkra değişikliğinin 2001 yılında yapıldığını bilir. Bakın, 2001. 14'üncü madde son fıkra: "Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir." 2001? Bugün 2012, on bir senedir bu kanun çıktı mı Meclisten? Çıkmadı. Çıkmayan kanuna göre milletvekili tutuklu olabilir mi? Belirlenen suç yok. 83'ün ikinci fıkra istisnası için kanun çıkmamış, çıkmayan kanuna göre Meclisin üyelerinin 8 tanesi tam bir sene bir gündür içeride tutuklu. Sonra, çıkacak burada hatipler konuşma yapacak. Ee? "Bizden önce tutukluydu." Sanki bu Mecliste bunun öncesi yaşanmadı. Bölükbaşı tutuklu değil miydi milletvekili olurken? Sebahat Tuncel tutuklu değil miydi milletvekili olurken? Birisi yakın zamandan birisi eski zamandan. Peki, bir sene içinde? Elinizi vicdanınıza koyun. Elinizi vicdanınıza koyun. Bir senedir? Yargı kararı tamam, tutuklama tamam; peki, idari tasarruf mudur? Yok. Peki, cezaevi infazı nedir, idari tasarruf değil mi? Evet. 5275 sayılı Yasa'ya göre Meclis Başkanı Adalet Bakanına "8 milletvekilimi getir?" Bakın, İç Tüzük'e göre ant içme burada kürsüde yapılır. "Benim, seçilen 8 milletvekilimi izinli olarak iki günlüğüne buraya istiyorum, gelsin, yemin içsinler." diyebilirdi. Bir senedir niye demiyor? İçerideki tutuklu milletvekili soru önergesi veremez miydi, araştırma önergesi veremez miydi? Bakanlıklara yazı yazamaz mıydı? Tutukluyken, kelepçeliyken bile iktidarınızı denetleyemez miydi? Siz bir senedir niye engellediniz bunu? Meclis Başkanı?
SONER AKSOY (Kütahya) - Bağırma, bağırma!
HASİP KAPLAN (Devamla) - Konuşma lan!
SONER AKSOY (Kütahya) - Bağırma öyle!
HASİP KAPLAN (Devamla) - Terbiyesiz herif!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Düzgün konuş!
BAŞKAN -Sayın Kaplan, lütfen?
HASİP KAPLAN (Devamla) - Milletin iradesine saygısızlık edeceksin?
BAŞKAN - Sayın Kaplan, lütfen? Sayın Kaplan lütfen?
HASİP KAPLAN (Devamla) - ?zaten senin huyun bu!
SONER AKSOY (Kütahya) - Bağırma, bağırma!
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bu milletvekilleri tutuklu kaldığı sürece?
SONER AKSOY (Kütahya) - Kulaklarım şişti, bağırma!
BAŞKAN - Sayın Aksoy, siz de lütfen?
HASİP KAPLAN (Devamla) - ?bağıracağım da kafana da kakıla kakıla vuracağım, biliyor musun. Terbiyesizlik etme oradan!
SONER AKSOY (Kütahya) - Adam gibi konuş!
BAŞKAN - Sayın Kaplan, lütfen Genel Kurula hitap edin.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Senin arkadaşların tutukluyken nasıl rahat edebilirsin, saygısız!
BAŞKAN - Sayın Kaplan, lütfen Genel Kurula hitap edin.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Saygısız! Senin tutuklu milletvekillerin varken, 8 arkadaşın, sen nasıl böyle terbiyesizlik edip konuşabilirsin? Utanma!
SONER AKSOY (Kütahya) - Bağırmadan, adam gibi konuş!
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Vicdan yok, vicdan sende! Sende vicdan yok! Vicdansız adam!
HASİP KAPLAN (Devamla) - Burada, bakın, açık söylüyorum: Sizin gibi şikeye, hırsıza, Hakan Fidan'a, MİT'e yasa çıkarmasını biliyorsunuz ama milletin iradesine saygılı olmasını bilmiyorsunuz. Bu milletvekilleri çıkmadığı sürece burada, bu milletvekilleri tutuklu olduğu sürece burada bu Meclis kilitlenecektir, kilitleyeceğiz bundan sonra. Ya bu milletvekilleri çıkacak ya bu milletvekilleri için hukuk işleyecek ya bu milletvekilleri için adalet işleyecek ya da bu Meclisi kilitleyeceğiz, kilitleyeceğiz arkadaşlar! Bunu hesabınıza yazın, bunu defterinize yazın, bunu vicdanınıza yazın, bunu kitabınıza yazın! Siz her şey değilsiniz, her şey değilsiniz! Tahammül edeceksiniz. Biz konuştukça haklı olduğumuz için bağırırız, haklı olduğumuz için bağırırız, siz de susarsınız. Bunun ötesi yok. 8 milletvekili için ne yapsak azdır burada.
Sizin Başbakanınız, sizin Başbakan yardımcılarınız milletvekilleri için kalkıyor ne diyor? Ne diyor? "Hukuka müdahale ediyorsunuz?" Özel yetkili mahkemelere sığınıyorsunuz, olağanüstü yargıya sığınıyorsunuz, adaletsizliğe sığınıyorsunuz. Yüreğiniz varsa, vicdanınız varsa, bir parti bir partiyle fikirle yarışır fikir; bir parti bir partiyle sandıkla yarışır sandık; bir parti bir partiyle seçimde yarışır seçimde. Siz haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, zorbalık, susturma, tutuklama, operasyonla siyaset yapıyorsunuz. Bunun neresi ahlaki? Neresi ahlaki bana söyler misiniz? 8 milletvekili tutukluyken bizim burada oturmamız bizim için züldür zül. Bir sene sabır yeter!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bir sene sabrettik yeter! Yeter, yeter, yeter, yeter, yeter! Yeter Allah'ım ya! Ne bu iş yani? Vicdan yok mu sizlerde? (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Kaplan, teşekkür ederim.