GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:118
Tarih:12.06.2012

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

AKP'nin önerisine baktığımız zaman, kırk sekiz saat geçmeden Genel Kurula bu tasarının getirilmesi, Tüzük'ümüzün 52'nci maddesi uyarınca, Hükûmet veya esas komisyon tarafından gerekçeli olarak Genel Kurulda istenebilir yani öne alınması için:

1) Ya Hükûmetin bu tasarıyı gerekçe göstermesi lazım.

2) Komisyonun gerekçe göstermesi lazım.

Bunlar olmadan, AKP Grubunun, tek başına, kırk sekiz saat geçmeden bu tasarıyı Genel Kurula getirmesi Tüzük'ün 52'nci maddesine aykırıdır, bunu Meclise sunmak istedim; bu bir.

Değerli arkadaşlar, ülkemizin sorunu demokrasi sorunudur. Demokrasinin sorunu da nedir? Eşitlik sorunudur, adalet sorunudur, özgürlük sorunudur. Bu sorunlara baktığımız zaman, 12 Haziran 2011 tarihinde Türkiye'de yapılan genel seçimde bizler gibi, şu anda cezaevinde bulunan 8 tutuklu milletvekili bulunmakta. Şimdi, tabii, bu sorun nereden kaynaklanıyor, neden kaynaklanıyor? Bunlar, muhalif oldukları için şu anda cezaevinde. Aynı şekilde, Filistin'de seçim olduğu zaman basın mensupları Başbakana sorarlar: "Filistin'de Hamas örgütünden seçilen milletvekilleri cezaevindedir, buna ne dersiniz?" derler. "Filistin halkının isteklerine saygı göstermeyen, saygısızlıktır." der. Gerçekten, Türk halkının iradesine saygı göstermeyen bir kurum, saygısızlıkla karşı karşıyayız. Bu anlamda, Türkiye Büyük Millet Meclisinin "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." sloganı bugüne kadar yerine gelmiş değil.

Şimdi, evet, Anayasa'nın 138'inci maddesi uyarınca bunu mahkemeye havale etmek dürüstlük değil. Neden dürüstlük değil? Elimde bir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı var değerli arkadaşlar. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2009/4-453, karar 2009/553. Karar şu: İdari yargı kararlarının uygulanmaması. Uygulamayan kim? Başbakan, bakan ve belediye başkanı. Hani yargı kararlarını biz tatbik edecektik? Hani yargı kararlarına saygılı olacaktık? Yani bizzat yargı kararlarını uygulamayan Başbakan ve Başbakan, bakın, nasıl uygulamamış bu yargı kararlarını: "Nişasta fabrikası kurulmasına ilişkin Başbakanlık Planlama Kurulunun kararını uygulamayan Başbakan, belediye başkanı, bakan şahsen sorumludur." diyor. Manevi tazminatla ilgili yine aynı şekilde, "Yargı kararlarının yerine getirilmeyerek anayasal düzene karşı inanç ve güvenin sarsılması nedeniyle, yargı kararlarını uygulamayan Başbakan, belediye başkanı ve bakan doğan zararlardan şahsen sorumludur." deniliyor. Aynı zamanda, neresi bu? Bu Bursa'daki Cargill fabrikası değerli arkadaşlar. "Ruhsatsız hâle gelen fabrikanın Başbakanın onayıyla işletilmeye devam ettirilmesi, nişasta fabrikası kurulmasına ilişkin Başbakanlık Planlama Kurulu kararını ve İl Mahalli Çevre Kurulu kararını uygulamayan Başbakan ve yetkililer şahsen sorumludur." Tarihi ne zaman? 25 Kasım 2009 tarihi. Yani yargı kararlarına gerçekten saygı göstermeyen Başbakan ve Hükûmetin ta kendisi mahkeme kararıyla tescillenmiş durumda.

Kanunlar niçin yapılır? Kanunlar genel olur, eşit olur; özel kanun olmaz, şahsa özgü kanun olmaz. 2002 seçimlerinde İstanbul 1'inci Bölgede milletvekili adayı olan Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan o dönem Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi kararıyla mahkûm edilmiş idi yani milletvekili seçilemiyor idi. Peki, ne oldu? Nasıl bu engel kaldırıldı? Çünkü Anayasa değişikliğiyle? Kendi partisi iktidarda olacak ama Genel Başkanı seçilemeyecek; bu, demokrasi açısından, Cumhuriyet Halk Partisi açısından gerçekten kabul edilecek bir durum değildi. Demokrasinin gereği nedir? Eğer bir siyasal parti iktidara gelmişse -olması gereken- onun genel başkanının da önündeki siyasal engellerin kalkması lazım, kaldırılması lazım; kaldırılmıyorsa bu demokrasi ayıbıdır. Bu demokrasi ayıbını kaldıran da kimdi? Cumhuriyet Halk Partisi o dönem bu öneriyi getirdi ve o dönem için Sayın Başbakanın ve sizlerin Genel Başkanınız için istediklerinizi, lütfen şu anda tutuklu bulunan 8 milletvekiline de istemek lazım. Bunun yolu yordamı nedir? Meclis Başkanı hep şunu söyledi: Meclis Başkanı "Ben bu işe karışamam" diyor ve sizler efendim "Anayasal engel var" deniliyor. Bunun Anayasal engeli vesairesi yok değerli arkadaşlar.

Biraz önce kürsüde konuşan hatiplerden Sebahat Tuncel örneği ortada ve ayrıca gerekçelerine ben geleceğim, eğer çok bir sıkıntı oluyorsa, Şike Yasası kadar önemli değil mi? MİT Yasası kadar önemli değil mi? İngiliz viski firmalarının aflarıyla ilgili, af getirdiniz, kanuni düzenleme yaptınız, onun kadar önemli değil mi? Ne yapılabilirdi? Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 108'inci maddesinin son fıkrasına "Soruşturması ve kovuşturması devam edenler milletvekili seçildiğinde serbest bırakılır." Tek cümlelik bir olaydı, ama ne yapıldı? Maalesef bu konuda herhangi bir yaklaşım gösterilmedi, millî irade bugüne kadar ayaklar altına alındı.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu mahkemelerle ilgili soruna geldiğimiz zaman, mahkemelerle ilgili sorun çok önemli. Neden önemli? Bir, bu mahkemelere gelen, tayin edilen hâkim ve savcılarla ilgili, Bilgi Edinme Kanunu uyarınca Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna bir dilekçe verdim. Dilekçe aynen şu: "Özel yetkili hâkim ve savcıların ihtisası var mıdır? Hâlen görevde olan özel yetkili hâkim ve savcılar bu göreve atanmadan önce, asliye hukuk hâkimi, sulh hukuk hâkimi, aile hâkimi, kadastro mahkemesi gibi mahkemelerde görev yapmış mıdır? Görev yapıp da bu özel yetkili mahkemelere atanan yargıç veya savcı var mıdır?"

Sayın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun cevabı çok enteresan değerli arkadaşlar. Hani nasıl bir kulak, burun, boğaz şikâyetimiz varsa biz göz doktoruna gidemiyorsak, eğer bizim bir göz rahatsızlığımız varsa kalp doktoruna gidemiyorsak, aynı şekilde kadastro hâkiminin özel yetkili mahkemeye tayin edilmemesi lazım, aile hukuku hâkiminin özel yetkili ağır cezaya tayin edilmemesi lazım. Bunların  kuruluş felsefesi, gerekçesi neydi? "Efendim, bunlar ihtisas mahkemesi." denilirdi. Cevap aynen şu: "Özel mahkemelerde görevli hâkimlerin tümü bu mahkemelerde görev yapmaya yeterlidir." diyor. Yani, bunlar daha önce bazıları kadastro hâkimliğinden gelmiş olabilir, aile hâkimliğinden gelmiş olabilir. "Özel hukuk hâkimi, hukuk hâkimi veya ceza hâkimi şeklinde bir ayırım da yok." deniliyor. Yani bu ne demek? Bunlar ihtisas mahkemesi değil değerli arkadaşlar. Özel yetkili mahkemeler dönem itibarıyla niçin kurulurlar? Bunlar siyasi amaçla, öç alma amacıyla kurulur, siyasi bir dönemin hesaplaşması amacıyla kurulur. Şu andaki özel yetkili mahkemelerin kuruluş felsefesi maalesef bu amaçla kurulmuştur.

Ve gelelim milletvekiliyle ilgili herkesin sığındığı hadise, efendim, Anayasa'nın 83'üncü maddesi. Anayasa'nın 83'üncü maddesinin zamanı rasyonel kullanma adına hemen açılımına geçeceğim ben.

Şimdi, değerli arkadaşlar, 83'üncü maddedeki dokunulmazlığın istisnası nedir? "Bir, suç ağır cezalık olacak. İki, suçüstü hâli olacak." diyor. Suçüstü hâli çok önemli. Suçüstü hâli ne demek? Ben burada kürsüde konuşurken herhangi bir arkadaşımın gelip bana yumruk, tekme, tokat vesaire girmesi demek veya silahıyla bana bir kurşun sıkması demek. Bu suçüstü hâlidir yani suç iki sene öncesi, beş sene öncesi işlenmişse buna suçüstü hâli biz diyemeyiz. İki, seçimlerden önce soruşturmanın  başlamış olması gerekir, doğru. Burada seçimlerden önce başlamış ancak suçüstü hâli yok, bu iddianamelerin tamamında  suç işleme tarihi de yazılmamış.

Geliyoruz 14'üncü maddeye: 14'üncü maddede "Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması." diyor. Peki, bu ülkede darbe yapmak bir temel hak ve özgürlük mü? Temel hak ve özgürlük değil. Peki, temel hak ve özgürlük arasında sayılmayan bir hususun "Bizim Anayasa'nın 14'üncü maddesine giriyor." demesi maalesef hatalı bir yorumdur, hatalı bir anlayıştır. Bununla ilgili ne yapıldı? Bununla ilgili, Meclis Başkanlığına dilekçe verdik, bir karma komisyonun kurulması gerekir. Karma komisyon nedeniyle? Bu tutuklu milletvekillerinin? Anayasa'nın 83'üncü maddesi uyarınca, suçüstü hâli olmadığı için bunlar tutuklanamaz. Ancak şunu biz tasvip etmiyoruz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Devamla) - Yani bunlar yargılansınlar, suç işlemişlerse cezaevinde yatsınlar ancak mahkûmiyet kararı kesinleştikten sonra çekebilsinler. Ama Anayasa'nın 83'üncü maddesi gerçekleşmemiştir.

Hepinize saygılarımı sunuyorum, iyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanal.