| Konu: | SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 08.05.2012 |
BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 201 sıra sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'la ilgili tasarı konusunda Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun görüşlerini açıklayacağım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, seçimler demokrasinin mihenk taşıdır. Özgür, adil, eşit seçimler yapıldığı zaman, demokrasilerde milletin, halkın özgür iradesi parlamentoya yansıdığı zamanlarda demokrasi gerçek anlamda vardır.
Yeni bir anayasa yapma sürecindeyiz hepimiz. Yeni bir anayasa yapma sürecinde demokrasiyi istiyorsak, Siyasi Partiler Yasası'nı, seçim yasalarını, yüzde 10 barajını, yüzde 10 hazine yardımı barajını, bütün bunları konuşmamız gereken bir süreçten geçiyoruz.
2011 seçimlerini geride bıraktık. Yurt dışındaki seçmenlerin, sayıları 5 milyonu bulan ve 3 milyona yakın seçmenin bulunduğu yurt dışındaki vatandaşlarımızın oylarını kullanabilmesi için geçmiş dönemde çıkarılan yasa tasarısı üzerinde konuştuğumuz zaman, biz, mutlaka yurt dışındaki vatandaşlarımızın da tamamının özgür iradesinin sandıklarda gözükmesini istemiştik, arzulamıştık. Ancak bunun da çok adil bir seçim sistemiyle yapılmasını söylemiştik.
Şimdi, önümüze gelen bu tasarıya bakıyorum. 12 Haziran seçimlerinde AK PARTİ yurt dışındaki seçmenlerin oyunu kullandırtamamıştır. Yasa çıkmasına rağmen, yasa çıktıktan sonra da nasıl oy kullanılacağına dair yönetmelik çıkmasına rağmen bunu sağlayamamıştır. Yurt dışında sadece ve sadece yüzde 5 seçmenimiz, yani şöyle baktığımız zaman rakamlara, 2 milyon 568 bin 979 yurttaşımızdan 129.283'ü oy kullanabilmiştir. On yıllık iktidar olmanın ustalığı buysa vay hâlimize, vay Türkiye'nin hâline.
Şimdi, yeni bir sistem getiriyoruz. Yurt dışı seçmen kütüklerini oluşturacağız ve yeni bir sistemde üçlü bir sistemle adrese kayıtlı yurttaşlarımızın oluşturacağı seçmen kütüklerini baz alacağız ve Ankara'da da Yüksek Seçim Kuruluna bağlı ilçe seçim kurulu, bir kurul tarafından -yurt dışı- bizim Dışişleri Bakanlığının bürokratlarıyla beraber sandık kurulları oluşturacak ve oradaki vatandaşlarımıza nerede oy kullanacakları söylenecek.
Peki, nasıl oy kullanacaklar? Bir sandıkta, iki gümrükte, üç de elektronik oylamayla. İşte burada Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yakın bir süreçte 3 milyon seçmenin oylarıyla oynama, oylarını yanlış yönlendirme, kullanılmayan oyları kullanma, seçimlere hile karıştırma, hile katma gibi binbir açığı olan bir yasa tasarısı şu an Mecliste görüşülüyor. Çok tehlikeli bir yasa tasarısı Mecliste görüşülüyor. Öyle iyi niyetle bakabileceğimiz bir yasa tasarısı değil bu.
Bakın, daha 2'nci maddede, Türkiye'deki seçimlerde, seçim kurullarında grubu olan partiler asil ve yedek üye bulundurabiliyor. Hemen bakıyoruz daha 2'nci maddede deniliyor ki: "En çok oy alan üç partinin asil ve yedek üyeleri yurt dışı seçim kurullarında görev yapabilir." Bunun adı nedir biliyor musunuz? Mecliste dört tane grubu olan parti var. Barış ve Demokrasi Partisi var. Barış ve Demokrasi Partisi oraya asil üye vermesin, yedek üye vermesin demektir bunun adı. Bunun başka adı yok arkadaşlar. İnsan bu kadar ayırımcı, bu kadar denetimden korkmaz... Yani ne demek istiyorsunuz? 2014'te Cumhurbaşkanlığı seçimi var, biz girmeyecek miyiz? Öne alınırsa, bir öncesi yerel seçimler var, orada da oy kullanabilecekler yurt dışı seçmenlerimiz, biz ona katılmayacak mıyız? 2015 var arkasından, yine seçime kadar bizim partimiz bu Mecliste bu grup olarak çalışacak, katılmayacak mıyız? Yani üç tane seçim var, yurt dışı seçmenler oy kullanırken en çok oy alan üç parti, sistemin partileri gidecek orada asil ve yedek üye verecek, Barış ve Demokrasi Partisinin asil ve yedek temsilcisi olmayacak, siz buna seçim ve demokrasi diyeceksiniz.
Bakın, arkadaşlar, birbirimizi kandıracak zamanda ve çağda değiliz. 21'inci yüzyılda konuşuyoruz. 21'inci yüzyılda çokça kriter var. Bu çokça kriterin içinde Venedik Komisyonunun var, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 1'inci Protokolü'nün yine 3'üncü fıkrasında yer alan hür seçimler var, yine Türkiye'nin vicdanında, insanının vicdanında eşit ve özgür seçimlerin yapılması var. Niye korkuyorsunuz Barış ve Demokrasi Partisinin yurt dışı seçimlerde sandık kurulunda -oy verilmesi esnasında- 1 asil ve 1 yedek üyesinin bulunmasından? Bu ayrımcılığın anlamı ne? Ne yapmak istiyorsunuz gerçekten? Bunu anlamak istiyoruz. Hadi, geçmiş seçimlerde biz bağımsız adaydık, yurt dışındaki seçmenler sadece partilere oy kullandı, bağımsız adaylara oy verebildi mi? Veremediler. Dikkat edin, o zaman da ayrımcılık yapılmıştı. Hatta ve hatta, Hakkâri'de bizim 1 milletvekilliğimiz, 40 tane gümrük oyuyla AK PARTİ'ye geçmişti. Milletin iradesine böyle saygısızlık yapıldığı zaman Hakkâri halkı da 3-0 yapar, AKP'nin de dersini verir ve verdi de. Bunu mu istiyorsunuz, yani istenen bu mu? Ne yapmak istiyorsunuz arkadaşlar?
6'ncı maddede sandıkların nereye kurulacağı konusu tartışmalı. Her yere kurulacak mı? Nereye kurulacak belli değil. Diğer maddelere de hemen geçiyoruz, bakıyoruz, üç siyasi partinin temsilcilerinin, üyelerinin olacağı kurullar farklı farklı şeyler yapacak. Mavi Kart'a "5,00 TL" ibaresi ekliyorsunuz. Yetmiyor, çok geniş yetki verildiği anlaşılan bürokratlara veriyorsunuz.
Seçimi Yüksek Seçim Kurulu, bağımsız yargı gözetiminde mi yapacaksınız, İçişleri Bakanlığıyla Dışişleri Bakanlığının gözetiminde mi yapacaksınız? Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü kime bağlı? İdris Naim Şahin'e. E, böyle bir bakana yurt dışı vatandaşlık adrese dayalı sisteminde burayı emanet ederseniz yine Türkiye'nin vay hâline! Nasıl emanet edebilirsiniz? Bu Meclis, bu ülkenin vatandaşının iradesini, daha görevinin altı ayında üç tane, dört tane gensoru yemiş bir bakana nasıl teslim edebilir? İçişleri Bakanlığı, Yüksek Seçim Kurulunun ancak ve ancak emrinde olabilir arkadaşlar, onun emirlerini yerine getirebilir; ona dizayn veremez. Ama bu kütükler oluşturulurken Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü konsolosluklardan aldığı adresleri ikamet ve adres olarak sayıyor. Bizdeki ikametgâh kanunu Avrupa'nın ve dünyanın yüz elli beş ülkesinde yok ki arkadaşlar, kim kimi kandırıyor? Oralarda ikametgâh mı var? Oraya giden, yerleşen, çalışan, çoğunluğu da Almanya'da olan, Avrupa'da olan, yurt dışında vatandaşlarımız var, mülteciler var, 12 Eylül darbesiyle gidip hâlâ orada, vatandaşlık hakkı olan, oyunu kullanamayan mülteci kardeşlerimiz var. Onların cüzdanları cebinde, vatandaşlık numaraları cebinde; onlar bile oy kullanamazken, adrese dayalı sistemde mülteciler yer almazken, bunların da sayısı yüz binlerleyken, sağcısı da solcusu da bunların içinde varken bunları dışlamanın adil bir seçim sisteminin ruhu olmadığını burada ifade etmek istiyorum.
Sadece bu değil, burada konuşulacak çokça nokta var.
Bir yönetmelik var, bu yönetmelik hazırlanmış; yurt dışı seçmen kütüğü. Yurt dışı seçmen kütüğünün denetimi nasıl olacak, Meclise bir bilgi var mı? Yok. Kim, nerede kayıtlı? Yüksek Seçim Kurulu sitesinde bir liste yayınlanıyor, neye göre düzenlediği belirsiz. Vatandaşlarımız nasıl oy kullanacak, bilmiyorlar.
Şimdi, bu yönetmelik eskidi arkadaşlar, bu seçim sistemi eskidi. Yeni bir anayasa yapıyoruz. Yeni bir anayasa yaparken, yeniden siyasi partiler rejimini, yeniden seçimlerin temel hükümlerini, yeniden seçmen kütüklerini, yeniden nasıl seçimlerin yapılacağını da bu yeni anayasayla beraber belirlemek zorundayız. Yoksa, isteyen katakulli yapar, oyun yapar, hile yapar. Çalıntı oylarla geçmiş dönemde sadece İstanbul'da 2,5 milyon seçmenin silindiğini burada hatırlatmak istiyorum. 2,5 milyon seçmen sadece İstanbul'da silindi. Nereye gitti bunlar? Buhar mı oldu? Nereye gittiler? Kim kullandı bu oyları? Bizim kullanmadığımız garanti ama kim o dönemlerde seçilmişse, bu 2,5 milyon çalıntı oydan nasibini almış ve parmağı bu işin içindedir.
Şimdi, biz burada size bir iki örnek daha sunmak istiyoruz: Gümrükte oy kullanmayı anladık; gümrükte bir sandık var, sandık kurulu var, gidersiniz oyunuzu kullanırsınız. En klasik yöntemdir bu. Mektupla oylamayı Anayasa Mahkemesi iptal etti zaten. Gümrükteki oyda sandık var, ona bir şey demiyoruz. Peki, soruyorum: Almanya'da her yerde konsolosluk yok, siz nereye sandığı kuracaksınız, söyler misiniz bize. Siz bu yasanın içinde diyorsunuz ki: "Dış ülkelerde, o ülkelerin göstereceği diplomatik ilişkiler ve yardımlar sonucu seçim güvenliği sağlanacak." Seçim güvenliğini siz nasıl sağlarsınız bu mantıkla arkadaşlar? Herkes örgütlüdür, herkes yurt dışında örgütlüdür arkadaşlar. Bizim Washington'da temsilciliğimiz var, Brüksel'de temsilciliğimiz var, Erbil'de temsilciliğimiz var, bütün partilerin yurt dışında temsilcilikleri var ve orada çalışıyorlar, örgütlüler. Bırakın, biraz da onları dinleyerek -Almanya için nasıl bir oylama, İngiltere için nasıl bir oylama, küçük ülkeler için nasıl bir oylama- biraz da onların fikirlerini alarak katkılarını alalım.
Şimdi, en önemli noktaya geleceğim. Bizi Türkiye tarihinin en hileli, en karmaşık, en tartışılır seçim sistemine götürecek olan elektronik oylamaya getireceğim sizi. Elektronik oylamayı incelediniz mi arkadaşlar? TÜBİTAK hangi proje üzerinden elektronik oylamayla oy kullanılacağını size söyledi mi? Hangi projeyi kullanacaksınız? İnternet üzerinden mi? On tane proje var. Bakın, Avustralya ilk kullanmış. Avustralya kullanmış bunu ve ilk elektronik oylamayı 2006 eyalet seçimlerinde kullanabilmiş. Ne olmuş? Mavi Kartlar gibi bozulmuş, 300 bin oy bozulmuş orada. Hack'lemişler arkadaşlar daha ilk denemelerde. Hack'lemişler yani anlayacağınız, kısacası.
Şimdi, İnternet oyu olayına geliyoruz. Avustralya savunma sanayi ve savunma sivil personeli için Irak, Afganistan, Doğu Timor ve Solomon adalarında bu sistemi getirmişler. Bir oyun maliyeti ne kadar biliyor musunuz? 521 dolar. Buyurun, sizin Yüksek Seçim Kuruluna ayırdığınız bütçe ne kadar, bana söyler misiniz? Yabancı ülkede 3 milyon seçmenimiz var. Belçika kullanmış -Belçika gibi gelişmiş ülkeler- fakat sistemi oturtamamış. En iyi kullanan ülke Brezilya arkadaşlar. Brezilya elektronik oylama için 400 binden fazla elektronik oy makinesi kurmuş seçim sandığı olarak. Hadi buyurun, Türkiye'nin 400 tane elektronik oy makinesi var mı? Bana bir oy makinesi göstersin Sayın Bakan, bir tane oy makinesi koysun şu kürsünün üstüne, "Ey vatandaş, işte bu elektronik oy sistemi, böyle oy kullanacaksın." desin de millet anlasın. Var mı böyle bir şey arkadaşlar? Gördünüz mü? Alt komisyonda, üst komisyonda, burada var mı böyle bir şey? Yok. O zaman getirirsiniz Zati Sungur icadı bir şey, koyarsınız oraya, dersiniz işte "Elektronik oy kullanma makinesi de budur."
Şimdi, Brezilya'yı anlayabiliriz arkadaşlar, Brezilya bütün seçimlerini elektronik sayımla yapmış. Orada gerillalar Cumhurbaşkanı oldu da? Lula ile Dilma dağdan indi, cumhurbaşkanı oldu, ülkeyi dünyanın en büyük 8'inci ekonomisi yaptı, yoksulluk sınırı altında 30 milyonu orta sınıfa sıçrattı, sosyal devlet politikasıyla da elektronik oylamayla da kendini dünyaya fark attırdı. Bunun iki istisnası var: Hindistan ve İrlanda. Bakın, bilişim endüstrisinin en önde gelen ülkesi Hindistan'dır. Hindistan bile doğru dürüst oturtamadı ama Hindistan, Çin'den sonra dünyanın en büyük ülkesidir ve en iyi uygulayan ülkelerden biri durumuna geçmiş durumda ama İrlanda geçemedi. Niye geçemedi? Çünkü federal seçimlerde mesela Kanada'da hâlâ kâğıt kullanılıyor. Fransa'da 750 sandıkta oy kullanılabilmiş, 230 binin üzerinde oy kullanılabilmiş. Almanya'da seçimler hacklendi ve Federal Anayasa Mahkemesinde şu an mahkeme konusu. Hindistan en başarılı dedik çünkü Hint ölçekte oylama makinelerinin kullanımında, elektronik oylama konusunda en az itirazın olduğu ülke durumunda. Şimdi, Hindistan'dan biz ne kadar ders aldık? Biliyor musunuz, Hindistanlılar bu noktaya gelmek için tam yirmi yıl elektronik oylama üzerinde çalışmışlar, siz de yirmi gün içinde elektronik oylamayı hayata geçirmeye çalışıyorsunuz. Arkadaşlar, kabak çekirdeğini toprağa gömün, yirmi günde kabak yetişmez. Yirmi günde elektronik oylamaya nasıl geçersiniz? Allah aşkına, bir uzman çıkıp bunu burada anlatsın bana.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Elektronik boya yapacaklarmış!
HASİP KAPLAN (Devamla) - Elektronik oylama için Hindistan yirmi yıl çalışmış, biz yirmi günde elektronik oylama makinesi yapacağız! Bir tane makine gösterin Allah aşkına!
Oylama makinelerinin ne kadar olduğunu biliyor musunuz? İrlanda'da, Nedap 40 milyon euro yaklaşık. Makineler için üç seçim bölgesi pilot seçilmiş, çok pahalı. Bütçede bu kadar para var mı? Yok.
Şimdi, tabii bu tartışmaların daha fazla biçimleri de var: Güvenlik boyutu var, oylama boyutu var, burada teknik sorunlar, hatalı kullanım, elektronik oy verme sistemlerinde yapılacak sahtekârlıklar, seçim öncesi telsizden uzaktan denetim, oy sayımı, aygıtların hatalı ayarlanması, seçimlerin, seçmenlerin oylarının değiştirilmesi? Arkadaşlar, hacklemek o kadar kolay ki bugün Twitter'a bakın, Melih Gökçek'in Twitter hesabını hacklemişler, çökertmişler. İki tane grup, kafadar, çat diye yapıyor bunu. Sizin kuracağınız elektronik oylama sandıklarında bunu yapabilecek 1 milyonun üstünde hack grubu var. Ne yapacaksınız? Ondan sonra, Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu oyları karşımıza çıkardığınız zaman, Türkiye birbirine karışır arkadaşlar. Bu kadar oy kullanıldı, bu kadar kullanılmadı? Çünkü İktidarsınız, İçişleri sizde, Dışişleri sizde, oylama makineleri sizde, oylamaları sayacak uzmanlar sizde, her şey sizde, her şey iktidarda, muhalefet ne yapacak? Olmadı arkadaşlar.
Size bir şey daha söyleyeceğim ve son söz: Şu ayrımcılığınızı ne zaman bırakacaksınız Allah aşkına? Niye 3 parti sandık kurulunda? Niye grubu olan 4'üncü parti yok? Niye dışlıyorsunuz? Niye korkuyorsunuz seçimlerden, özgür seçimlerden? Bu ayıp da size yeter. Bu ayıpla beraber, biz de ret diyoruz. Bu hileli seçim sistemine?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayınız lütfen.
HASİP KAPLAN (Devamla) - ?seçim kütüklerine şiddetle karşı çıkıyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kaplan.