GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BİREYSEL EMEKLİLİK TASARRUF VE YATIRIM SİSTEMİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:118
Tarih:12.06.2012

KAZIM KURT (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın milletvekilleri, 36'ncı maddeyle ilgili vermiş olduğumuz önerge üzerine söz aldım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu madde, 5363 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesinin değiştirilmesiyle ilgili bir madde. 5363 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesi şöyle diyor: "Bu Kanun kapsamındaki tarım sigortası teminatları münhasıran havuz tarafından verilir."

Değerli arkadaşlarım, bu tarım sigortasıyla ilgili değerlendirmeyi yapmadan önce, gerçekten sizin bölgeleriniz nasıldır, nedir bilmem ama, Eskişehir bir tarım şehridir, ciddi anlamda hububat eker ve üretir. 2011 yılında Eskişehir'de 440.171 ton buğday üretilmiş ve bu 440.171 ton buğdayın sadece 26 bin tonu Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından alınmış. Böylece, yüzde 5 civarındaki alımla piyasadan Toprak Mahsulleri Ofisi, dolayısıyla devlet çekilmiş. Çiftçi serbest piyasada tüccarın kucağına itilmiş. Bir ay sonra bizde ürün hasat edilecek. Ancak, buğdayı, arpayı kaça satacağımızı bilmiyoruz. Toprak Mahsulleri Ofisi bu piyasaya müdahale edecek mi, etmeyecek mi; alım yapacak mı, yapmayacak mı; yüzde 5 mi alacak, yüzde 15 mi alacak? Bunları bilmek durumunda değil mi Türk çiftçisi? Siz halkın ve özellikle dar gelirlinin, yoksulun oyunu alırken bunlara, iyilikler getireceğinizi, iyi işler yapacağınızı söylüyorsunuz ancak şu anda yaptığınız yasayla gerçekten finans kapitali kollayan ve sermaye birikimini sağlamaya çalışan, sermayeyi güvenceye almaya çalışan yasal düzenlemeler getiriyorsunuz. Oysa, sabaha kadar çalışıp yasaları yapacak isek, gerçekten bu yoksulun, dar gelirlinin yararına olanları yapmamız lazım.

Düşünün, Eskişehir gibi gerçekten tarımın ve buğdayın kalbi pozisyonundaki bir ilde 440 bin ton üretilen buğdayın sadece 26 bin tonunun sizin müdahalenizle alındığını, geri kalan yüzde 95'i hiçbir dönemde tespit edilen fiyata satılmaz. Oysa benim bölgemde 30 Ağustos vadeli kredi alır çiftçi ve dolayısıyla elde ettiği ürünü 30 Ağustostan önce pazarda satıp paraya çevirir ki götürüp o vadeyi tamamlasın, borcunu ödesin. Aksi takdirde o borcunu ödemediği için ya icrayla karşı karşıya kalacak ya başka türlü baskılarla karşı karşıya kalacak. 30 Ağustostan önce bu işi gerçekleştirebilmesi için de ürünü biçer biçmez götürüp tüccara satacak. Tüccar kaça alıyor? Tüccar o mevsimde şimdiki aldığı fiyattan daha aşağıya alıyor. Dolayısıyla, öyle bir piyasa oluşturuldu, öyle bir pazar oluşturuldu ki çiftçi günden güne daha da eriyen bir ekonomiye sahip oldu. Traktör satışları arttı, evet. Belki çiftçilerimiz, tarım kesimindekilerimiz traktörlerini yeniliyor zannediyorsunuz. Oysa onlara "çizdirme" diyorlar. Traktörü çizdiriyor, yenisini alıyor, eskisinin parasıyla da borçlarını karşılıyor ve borcu öteliyor.

Böyle yaratılan bir sistem içerisinde siz şimdi "Tarım sigortalarının ortak bir havuzdan karşılanması gerekir." şeklinde bir madde getiriyorsunuz ki yine oradaki şirketleri kolluyorsunuz, oradaki şirketlerin menfaatine bir yasa maddesi yapıyorsunuz. O nedenle "Bunu çıkaralım." diyoruz ama bunun farkında mısınız, değil misiniz, biz halka ve çiftçilere şikâyete devam edeceğiz. Günün birinde anlatırız diye düşünüyorum.

Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)