GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HİDROELEKTRİK SANTRALLERİ VE EKOLOJİYE İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:104
Tarih:09.05.2012

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin diğer taraflarında olduğu gibi Doğu Karadeniz'in hemen her köşesinde yaşayan halkın tamamı HES mağduru hâline getirilmiştir. HES mağduru illerden birisi de Gümüşhane ilimizdir.

Gümüşhane ilinin iki önemli kaynağı vardır. Bunlardan birisi insanı, diğeri de yemyeşil ormanlarıyla yaşayanlara hayat veren dereleri ve madenleridir. Yeşil doğa sayesinde henüz büyük kentlere göç etmemiş yöre insanı, dişiyle, tırnağıyla topraklarına tutunmaya çalışıyor ancak AK PARTİ İktidarı döneminde bölgenin doğasının, suyunun ve maden yataklarının hoyratça kullanılması halkta büyük endişelere sebep olmaktadır. Gümüşhane'de şirketler altın üretimi için siyanür kullanmaktadır. Siyanür, ne yapılırsa yapılsın, sonuçta toprağı ve çevreyi zehirlemektedir. Gümüşhaneli siyanürle kucak kucağa yaşarken bir de HES felaketiyle karşı karşıya bırakılmıştır. HES'lerle âdeta bölge halkının soluk borusu tıkanmak istenmektedir.

Gümüşhane halkı HES'ler yüzünden tedirgin, kaygılı ve huzursuzdur. Halk HES'lere karşıdır ve yaşam alanlarına müdahale edilmesini istememektedir.

Ekolojiyi allak bullak edecek olan HES'ler için hazırlanan projeler üstünkörü, gerçek değerlerden, ciddi analizlerden yoksun, eksik ve uydurma bulgularla doludur.

Gümüşhane ili Torul ilçesine bağlı vadiye kurulması hedeflenen Kuzey-1, Kuzey-2, Kuzey-3 HES projeleri söz konusudur. Ancak vadinin suyu zaten Torul Barajı, Kürtün Barajı ile Kürtün Doğankent arasındaki mevcut olan birçok HES'i besleyen ana kaynaktır. Bu kaynağı, tümüyle aktığı derelerden alıp borulara sokmak, bölgenin coğrafyasına, bitkisine, hayvanına ve insanına ihanet etmek anlamına gelmektedir. Bu proje, bölgedeki canlıların hayatına son verme, insanların da boğazlarını sıkma ve göçe zorlama projesidir.

Bölgede bulunan İnkılap, Dedeli, Kalecik, Gülaçar, Bahçelik, Günay, Kocadal, Yalın Kavak, Işık, Arılı Köyleri doğrudan; Dibekli, Boyluca, Hasköy ve Kodil Bahçe köyleri dolaylı olarak bu HES'lerden etkilenecektir.

HES'leri yapacak firmanın hazırladığı proje tanım dosyası ise gerçekler üzerine kurulu değildir. Örneğin bu dosyada, "projenin bulunduğu vadide kayda değer bir sulama kullanımı yoktur" diyor. Bu doğru değildir, aksine vadide ciddi manada sulama amaçlı su kullanılmakta olup bahar ve yaz aylarında 10 bini aşan nüfus bölgede tarımsal faaliyet sürdürmektedir.

Yine firmanın tanıtım dosyasına göre, vadide herhangi bir tesis mevcut değildir. Bu da doğru değildir, vadide beş adet alabalık tesisi yanında dört adet de su değirmeni ve sulama kanalları vardır.

Yine firma tanıtım dosyasında "Hidrolojik açıdan herhangi bir sorun yok" denilmektedir. Bu da doğru değildir, firma tanıtım dosyasında debi ölçümlerini gösteren ölçümler, HES'in kurulacağı yerin 25 kilometre aşağıdaki bir gözetleme istasyonundan alınmaktadır. Tamamen sahte, tamamen  sahte, tamamen uyduruk  bilgiler üzerinden bölgenin suyuna el konulmakta ve insanların atardamarları tıkanmaya çalışılmaktadır.

Ayrıca, Artabel Tabiat Parkının, tabiat parkı olarak ilan edilmesiyle bölgenin hidrolojik yapısı dokunulmazlık kazanmış olmaktadır. Oraya dokunan hem Gümüşhaneliye dokunmuş hem de imzalanan sözleşmelere göre suç işlemiş oluyor.

Bölgedeki hayvancılık, arıcılık, besicilik, meyvecilik, balık havuzu, su değirmenleri ve sulama kanalları HES'lerin devreye girmesiyle yok olacaktır. Projenin gerçekleşmesi durumunda Artabel Tabiat Parkı, Kuzey-1 Hidro Elektrik Santralinden doğrudan, diğer HES'lerden ise dolaylı olarak etkilenecektir.

Bölgede 141 adet bitki türü, 30 memeli, 88 kuş türü vardır. Tabiat Parkındaki 141 bitki türünün 12'si endemik ve bunlardan 10 tanesi kırmızı listededir. Yine, bölgedeki 30 memelinin 6'sı, 88 kuş türünün de 81'i kırmızı listedir.

HES'lerin devreye girmesiyle, başta su canlıları ve memeli hayvanlar olmak üzere, bir çok fauna ve flora türleri geri dönüşü imkânsız tehdit ve tehlike altına girecek, zarar göreceklerdir.

Sayın Bakan, bu konuda "Su akar, Türk bakar" gibi ucuz laflar etmekte, "Biz vadiyi susuz bırakmayacağız, can suyu vereceğiz." türünden zevahiri kurtarma açıklamaları yapmaktadır.

Dereden akan su demek, orada yaşayan insanlar için hayat demektir. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." sözüne uygun davranmanın tam da zamanıdır. Bana köy muhtarlarının verdiği dosyadaki son cümle şudur: "Bülbülü eti için kesmeyiniz, Gümüşhane'ye kıymayınız."

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN -  Teşekkür ederiz Sayın Yeniçeri.