GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BİREYSEL EMEKLİLİK TASARRUF VE YATIRIM SİSTEMİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:119
Tarih:13.06.2012

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Burada bir kez daha altını çiziyoruz ve söylüyoruz: Muhalefet partisi olarak bizim görevimiz sizlere doğruyu söylemek, doğru yolu göstermek ama siz yanlış yapmakta ısrar ediyorsunuz, fakirden alıp zengine aktarmak istiyorsunuz, yoksuldan alıp zengine aktarmak istiyorsunuz ve İstanbul'u bir finans merkezi yaparak işçilerin, emekçilerin alın terlerini birtakım insanlara kaynak olarak aktarmak istiyorsunuz. Bu sizin tercihiniz. Yanlış olduğunu söylüyoruz ve önümüzdeki on yıl içerisinde büyük bir kriz yaşanacağını da göreceksiniz. Bunu temenni etmiyorum, istemiyoruz, arzulamıyoruz ama görünen köye kılavuz gerekmiyor arkadaşlar. Böyle bir kriz yaşanacak ve bu nedenle, bu uyarı görevimizi yapmayı biz tarihî bir görev olarak görüyoruz ve bir kez daha şunun altını çizmek istiyoruz: Bu yanlıştan vazgeçin, muhalefet partisi olarak bizim vermiş olduğumuz önergeleri de lütfen, orada "Katılmıyoruz.", "Katılmıyoruz." diyerek reddetmeyin. Bizim de mutlaka bildiğimiz ve düşündüğümüz? Size, Hükûmete katkımız olsun diye de bu görüşleri ve önerileri getiriyoruz.

Bakın arkadaşlar, dün 12 Hazirandı, seçilmemizin üzerinden tam bir yıl geçti. Bir yıl geçmiş olmasına rağmen 8 milletvekili arkadaşımız tutuklu. Doğru mudur? Değildir. Mademki halkın iradesiyle seçilmiş olan o insanlar mazbatalarını aldılar, Yüksek Seçim Kurulu tarafından onaylandı, onların görev yapması gereken yer burasıdır ve burada olmaları gerekiyor ama ne yazık ki 8 milletvekili arkadaşımız orada.

Şimdi, bu konuyla ilgili Meclis Başkanı birtakım çalışmalar yaptı, en son AKP Grubu bu konuyla ilgili çalışma yaptı ve konu Türkiye Büyük Millet Meclisinin işi olması gerekir iken AKP Genel Merkezine taşındı. Sonunda -okuduk gazetelerden- Grup Başkan Vekili Sayın Mahir Bey dedi ki: "Biz bir kamuoyu araştırması yaptık. Kamuoyu araştırmasının sonucunda da bu işe bulaşmamamız gerektiği söylendi ve bu iş bizim işimiz değil."

Bakın arkadaşlar, matematikçiye sormuşlar, demişler ki "2x2 kaç yapar?", çok net: "4." demiş. İstatistikçiye sormuşlar, demişler ki "2x2 kaç yapar?","3 ile 5 arasında bir rakam." demiş. Kamuoyu araştırmacısına sormuşlar, demişler ki "2x2 kaç yapar?" "Kaç istiyorsun?" demiş, böyle yapmış.

Yani, siz parayı basarsınız, istediğiniz sonucu alabilirsiniz, istediğiniz sonucu çıkartabilirsiniz ama halkın oyuyla seçilmiş olan milletvekillerinin kaderini bir kamuoyu araştırması şirketine bırakmanın ne akılla ne vicdanla ne siyasi gelenekle hiçbir ilişkisi yoktur, bu doğru değildir arkadaşlar. Bundan şiddetle kurtulmanız gerekiyor ve 8 milletvekili arkadaşımızın yasama görevini burada yapabilmesi için, burada hepimizin el ele verip o arkadaşlarımızın burada olmasını sağlamamız gerekiyor.

Türk Hava Yolları? Geçtiğimiz hafta bir torba kanun getirdiniz, bir gecede getirdiniz. Burada, Türk Hava Yollarında çalışan işçilerin, emekçilerin on sekiz aydır devam eden toplu sözleşme görüşmelerini bir gecede bir kanun teklifiyle grev yasağı içerisine aldınız. İnsanlar anayasal haklarını kullanmak istiyorlar yani bizlerin milletvekili olarak birtakım özlük haklarımız varsa ve bu haklara el uzatıldığında nasıl tepki koyuyor isek ve karşı çıkıyor isek, o zaman burada çalışan işçi arkadaşlarımızın da ellerinde bulunan bu anayasal hakkın ellerinden alınmasına sessiz kalmaları mümkün değildir. TÜRK-İŞ Genel Başkanı, TÜRK-İŞ yönetimi sessiz kalabilir, AKP'nin arka bahçesi olabilir ama işçiler, emekçiler işlerine, aşlarına, ekmeklerine, geleceklerine sahip çıkmak için bir günlük iş bıraktılar. Bunun sonucunda 305 işçi işten atıldı ve mücadeleleri devam ediyor.

Bugün Türk Hava Yolları yönetimi toplandı, Atatürk Havaalanı Güvenlik Komisyonu toplandı ve işçi arkadaşlarımızın orada direnmesini kırmak için bir karar aldı, diyor ki: "Burada kimse toplanamaz." 2911'e göre insanların orada toplanma hakları vardır, orada kalma hakları vardır ama özel olarak Havaalanı Güvenlik Komisyonu toplanıyor ve işçi arkadaşlarımızın orada bulunmasını yasaklıyor. Belki de biraz sonra orada polisli bir müdahaleyle karşı karşıya kalacağız.

Hani sizler referanduma giderken "Türkiye daha özgür ülke olacak, daha çağdaş bir ülke olacak, daha modern bir ülke olacak, konuşan Türkiye olacak." diyordunuz? Her geçen gün daha fazla yasak getiriyorsunuz, daha fazla imkân ve olanakları elimizden alıyorsunuz arkadaşlar.

Bugün Yüksel Caddesi'nde parasız eğitim için mücadele veren insanlara biber gazı sıkılıyor şu anda ve orada öğrenciler parasız eğitim için mücadele verirken polisler kendilerine saldırıyor ve onları gözaltına alıyor.

Şimdi, arkadaşlar, sizin on yılda geldiğiniz noktada biber gazından başka, hayat pahalılığından başka, işsizlikten başka çok fazla bir şey yok. Bunun da altını çizmek istiyoruz ama bunu da her seferinde buraya geldiğinizde "Biz yüzde 49 oy aldık, herkes bize kayıtsız şartsız biat edecek?" Bu tıpkı Almanya faşizminde olduğu gibi, Hitler'in danışmanı Goebbels'in söylediği gibi, "Artık rakamların hiçbir önemi yok, biz devletin efendisiyiz, biz ne dersek o olur?" Bu doğru değildir arkadaşlar.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çam.