| Konu: | KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 119 |
| Tarih: | 13.06.2012 |
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı üzerindeki görüşlerimi bildirmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de yaşanan değişme ve gelişmeler kamu yönetiminin yeniden yapılanması ihtiyacını ve zorunluluğunu ortaya koymuştur. Yaşanan değişim ve gelişme karşısında kamu hizmetleriyle ilgili devletin görevlerinin yeniden değerlendirilmesi ve halkın şikâyetlerini en aza indirecek yönetim anlayışının yerleştirilmesi de bir zorunluluk hâline gelmiştir. Bu anlamda dünyanın pek çok ülkesinde kamu yönetimini halkın denetimine açan ve halkın denetimini devletin denetiminin yanında güçlendiren adımların atıldığını görüyoruz.
Biz de Türkiye'de bu anlamda kamu yönetiminde hizmet sunan herkesi halkın denetimine açmak adına ciddi adımlar attık. Hatırlarsanız, 2003 yılında Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülerek yasalaştı. Demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin kamudan bilgi edinmelerinin yolu açıldı ve bilgi talep edilen makamlara da belli süreler içerisinde bu bilgileri vermeleri yükümlülüğü getirildi ve buna dair de birtakım müeyyideler ortaya kondu. Ve bunun sonucu olarak pek çok vatandaşımız ilgili kamu kurumlarına müracaat etmek suretiyle, gerek kendileri hakkında gerekse ilgilendikleri konular hakkında sorular sordular, bilgiler aldılar ve bu bilgiler, pek çok hususun daha iyileştirilmesi konusunda kamu yönetiminin daha dikkatli olmasını sağladı. Örnek olsun diye söylüyorum, pek çok kamu görevlisiyle ilgili siciller dolduruluyor, sicil notlarının ne olduğunu insanlar bilmiyor ve bu notların neye göre verildiğini de bilmiyor, nasıl verildiğini de bilmiyor, bir bakıyorsunuz pek çok kişiyle ilgili iyi şeyler yazılırken, yine pek çok kişiyle ilgili de kötü şeyler yazılabiliyor, notlar verilebiliyor, bu da onun terfisinde ve başka alanlarda hizmetini sürdürmesinde belirleyici etkiye sahip oluyordu. Sonunda biz sicil notu verme hadisesini kaldırdık biliyorsunuz, bu çok yanlış bir uygulama diye, ama Bilgi Edinme Kanunu çıktığı zaman vardı bu, memurlar müracaat ettiler, sicil notlarını öğrendiler ve bunlarla ilgili konuları yargıya taşımanın yolu da zaten açık, onu da taşıdılar, pek çok imkânı elde ettiler. Subjektif yaklaşımların düzeltilmesine ve bu noktada, hukukun dışında ahlaki de olmayan birtakım değerlendirmelerin yapılmasının ortadan kalkmasına bu Bilgi Edinme Kanunu ne yaptı? Büyük bir yardım sağladı.
O açıdan önemli bir iyileştirme getirdi, ama bu Türkiye'de yetmedi. Onun için, hatırlarsanız bir başka adım daha attık, yargının denetimi bir yandan devam ediyor, idarenin her türlü eylem ve işlemleri açısından bir denetimi idare mahkemeleri yapıyor ve bu süreç devam ediyor fakat bütün yargıyı da bir başka açıdan, AİHM'in dışında Türkiye'de denetleme imkânı getiren bir başka adımı 2010 yılında attık ve Anayasa'nın 148'inci maddesinde yapılan değişiklikle, herkes Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. "Bireysel başvuru" dediğimiz yöntemi ilk defa Türkiye'de hayata geçirdik ve 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren de müracaatlar kabul edilecektir. Bununla da ayrı bir denetim mekanizmasının Anayasa Mahkemesi tarafından işletilmesi ve denetimin bir başka boyutta güçlendirilmesinin bir başka adımını daha attık.
Bütün bu denetimi güçlendirici adımlar, yönetimde bulunan kişilerin ve yürütme görevinde de bulunan kişilerin daha fazla hukuka riayetlerini, Anayasa ve kanunların çizdiği sınırlar içerisinde hareketlerini, insan haklarını esas almalarını zorlayıcı ve bu noktada sınırın, çizginin dışına çıkmasını engelleyici fonksiyonlar icra edeceği de çok açıktır.
Bir başka husus, yine Türkiye Büyük Millet Meclisinin şu anda gündemine gelmek üzere, Türkiye insan hakları kurumu kurulmasına ilişkin bir kanun tasarısı hazırlandı ve komisyonda da görüşmeleri, zannedersem, tamamlandı. Bu da bir başka açıdan yine bir denetim mekanizması getiriyor ve insan hakları kurumu bir başka açıdan idareyi denetleme imkânı elde edecektir.
Yine kolluk gözetim komisyonu kurulmasına ilişkin Hükûmetimizin çalışmaları devam ediyor. Bu da bütün bu denetimlerin dışında bir bağımsız kolluk gözetim komisyonu marifetiyle kolluk alanındaki şikâyetlerin ayrıca incelenmesi konusunda yeni bir imkânı, yeni bir denetim yolunu açmaktadır.
Ayrıca, ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik kurumu kurulmasına ilişkin çalışmalarımız da devam etmektedir, önümüzdeki zaman içerisinde bu konuyla ilgili tasarı da Türkiye Büyük Millet Meclisine gelecektir.
Yine Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Kanun Tasarısı şu anda Başbakanlıkta, bu tasarıya son şekli verilmek üzere, önümüzdeki günlerde hem komisyonda hem de Genel Kurulda görüşülerek yasalaşma imkânı bulacaktır.
Bütün bunların tamamı bireyi koruyan, bireyi güçlü olan devlet ve devlet gücünü kullananlar karşısında daha da güçlü hâle getiren mekanizmalardır. Bunlar, hem hukuk devletinin güçlenmesi açısından hem de demokrasimizin kökleşmesi açısından son derece önemli adımlardır.
İşte, bugün görüşmekte olduğumuz Kamu Denetçiliği Kurumu Kanun Tasarısı da bu adımların bir başkasıdır. Bu anlamda da Türkiye'de yeni bir müesseseyi hayata geçiriyoruz bütün kurumları denetleyen ayrı bir yapı oluşturuyoruz. Bu, bağımsız bir yapı, tarafsız bir yapı; Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama yetkisine ilişkin işler, yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler ve sırf askerî nitelikteki işlemlerin dışında kalan ne varsa, bunların tamamını, başvuru hâlinde inceleyecek ve o konuda kararlar verecek bir mekanizma oluşturuyoruz. İdareyi bir başka açıdan denetime tabi tutan, vatandaşın elini güçlendiren, vatandaşı, idarenin karşısında, kapıların kapandığı anda yeni bir kapıyla buluşturan ve bundan sonra hiçbir kapının kapanmaması için de bu kapı, çok önemli bir görev ifa edecektir.
Bunun detaylarıyla ilgili pek çok arkadaşımız değerlendirmelerde bulundular, ben detaylarına girmek istemiyorum ama altını çizerek ifade etmek istediğim husus, hem kamu denetçiliği kurumunun hem bireysel başvurunun hem Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun hem ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik komisyonu kurulmasına ilişkin hususun hem insan hakları kurumu kurulması hem de bağımsız kolluk gözetim komisyonu kurulması hususlarının tamamı vatandaşlarımızın lehine, onları güçlendirici, idareyi de hukuka riayet konusunda daha fazla hassasiyete teşvik eden ve hukukun sınırları içerisinde kalmadığı zaman pek çok açıdan hukukun sınırlarına girmeye zorlayan ayrı ayrı mekanizmalardır.
Ben bu mekanizmaların hepsinin milletimizin yararına, ülkemizin faydasına olduğunu düşünüyorum. Onun için de buna katkı veren bütün arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Kamu denetçiliği kurumu da bu anlamda önemli fonksiyonları ifa edecektir.
Birkaç eleştiriye sadece cevap vermek istiyorum çünkü pek çok değerlendirme yapıldı, cevaplar da verildi.
Bir tanesi şu: Kamu denetçiliği kurumu görevini yaparken bu görevine ilişkin konularla alakalı raporlar yayınlayacaktır. Yani ne yaptığını kimselerin bilmediği bir kurum değil bu, yaptığını rapor hâline getirecek, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunacak ve bu rapor Resmî Gazete'de de yayınlanmak suretiyle Türkiye'de herkesin bilgisine sunulacaktır. Bir yönüyle de bu bir başka yaptırım olacaktır, eğer birtakım haksızlıklar, birtakım yanlışlıklar varsa onlar açısından da kamuoyunu bilgilendirme imkânı böylelikle ortaya çıkacak.
Bir başka konu: Bazı hususlarda açıklama yapma ihtiyacı duyarsa da raporun yayınlanmasını beklemeden de açıklama yapabilecektir. Önemli konular olduğunda, açıklama gereği duyduğunda da açıklamalarını yapma imkânı olacaktır. Bu da yine idare üzerinde bir baskı oluşturacak, hukukun içinde kalmasını -idarenin- teşvik edici, zorlayıcı bir mekanizma olacaktır.
Ben, bu vesileyle bu kanunun hayırlı, uğurlu olmasını diliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.