GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:120
Tarih:14.06.2012

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, ombudsmanlık bağımsız bir kurumdur, önce bunun altını çizelim. Ombudsman ne yargıçtır ne hukukçudur ne de mesleği gereği parlamenterdir, bulunduğu konumu gereği de bağımsızdır. Parlamenter ombudsmanlık yine bağımsızdır, bütçesi bağımsızdır, kendisi dokunulmazdır, dokunulmazlık kurulu dokunulmazdır, yargının, yasamanın ve yürütmenin üstündedir. Şimdi, burada ombudsmanın görevlerini konuşuyoruz. Başombudsmanın başı kim? Büyük Millet Meclisi Başkanı. Büyük Millet Meclisi Başkanı nereden seçiliyor? Meclisten. Hangi partiden seçiliyor? Çoğunluk partisinden. Çoğunluk partisinden seçilen Meclis Başkanı bu durumda ombudsmanın baş sorumlusu oluyor mu? Oluyor. O nasıl başdenetçi olacak? Nasıl görev yapacak bağımsız olarak? Yanlış yapıyoruz arkadaşlar!

İHSAN ŞENER (Ordu) - En küçük partiden seçelim o zaman!

HASİP KAPLAN (Devamla) - Bu yanlış, yanlış bir olay. Bakın, Cemil Çiçek'i şikayet ettik, dedik ki: "8 parlamenterle ilgili bir yıl geçti, görevini yapmadın." Cemil Çiçek'i şikâyet ettik. Şimdi, onun altında görevli olan, komisyon başkanı olan başdenetçi, kendi üstü, kendi sorumlusu olarak gördüğü Meclis Başkanı hakkında gereğini nasıl yapacak? Biz, kendi kendimizi kandırabiliriz, Avrupa Birliğine kozmetik yasa yapabiliriz ama insanların aklıyla oynamak gibi bir yanlışı yapma hakkı yok. Parlamenter ombudsman bu değil arkadaşlar; bağımsızdır, dokunulmazdır, bütçesi ayrıdır, yeri ayrıdır, binası ayrıdır, personeli ayrıdır, çalışma tarzı ayrıdır, iç tüzüğü ayrıdır, kendisi yapar. "Burada yönetmelik yapılır." diyor. Kim yapacak yönetmeliği? Bunu Meclis İç Tüzük'le, kanunla yapar arkadaşlar. Yönetmelikle başdenetçiliği getirdiğiniz zaman, o Genelkurmay Başkanını, emniyet müdürlerini, valileri, kaymakamları nasıl denetleyecek, bana söyler misiniz?

Şimdi, ombudsmanlık deyip geçmeyin. Hak ve özgürlükler konusunda hem bireye diyeceksiniz "Devlete karşı sana bu kurumu getirdik. Bunun statüsü de bağımsızdır." Başından bağımlı bir kurum kuruyorsunuz, bu yanlıştır. Uyarıyoruz, pozisyonu ve fonksiyonları gereği bağımsızdır, arkasında Parlamento desteği vardır çünkü Parlamento seçiyor, politik olarak da tarafsızdır, politik bir taraf değildir -insan hakları evrenseldir arkadaşlar- kararlarında bağımsızdır. Kamu kurumları ombudsman ile iş birliği içindedir, onun verdiği talimatları en acil durumda yerine getirmekle yükümlüdürler. Ombudsman her açıdan yüksek standartlara sahiptir çünkü Türkiye'nin en akil, en onurlu insanlarıdır, en bağımsız, yurt dışında ve dünyada Türkiye'yi temsil edecek insanlardır. Masrafsız, kolay, doğrudan ulaşılabilir bütün mekanizmaları geliştirmek zorundadır. Vatandaş perende atlayarak şikâyetini yapmamalıdır. Bir dilekçe, bir İnternet, bir e-mail, bir Twitter, bir Facebook, bir ufak "tık" ile bile bu kuruma ulaşılmalıdır, başvuruyla tek tek ilgilenilmelidir ve en büyük özelliği ombudsman kurumunun, halkın denetçisinin, halkın hakeminin medya ile ilgili tarafsız, çok çok iyi ilişkiler kurması lazım. E, birileri "tasmalı medya" diyorsa ve medyaya bu gözle bakıyorsa öyle bir söz sarf edildiğinde resen, otomatikman bu kamu denetçisinin harekete geçip gereğini yapması lazım. Bunun böyle bir görevi vardır. Böyle bir görevi olan bir yerde kamu denetçiliğini çoğunluğun diktasından almak gerekiyor, alıp bağımsız kılmak gerekiyor. "Yok, bağımsız değildir." derseniz, özel yetkili mahkemeleri şikâyet edeceksiniz. Nasıl edeceksiniz? Gizli dinlemeyi, şantaj kasetlerini, bilmem neleri, bunların hepsini soracaklar; vatandaş soracak, yeri gelecek, soracak. İşte o bağımsız denetçi kurumunun kamu denetimini, bunu böyle yapması lazım.

Peki, bu kamu görevi denetimi niye dokuz ay sonra yürürlüğe giriyor? Bebekler dokuz ay on beş gün sonra doğuyor. Dokuz ay on beş gün sonra bebekler doğduğuna göre, bu yasanın doğması, bu kurumun doğması için dokuz ay kriteri nedir arkadaşlar? Ya, bu yürürlüğe girdiği zaman kurulur, dokuz ay niye bekliyorsunuz, bunu da anlamış değiliz. Yani burada, on sene uğraşıp, debelenip bir yasa getireceksiniz dokuz ay sonra yürürlüğe girsin.

Bunların hepsi yanlıştır arkadaşlar. Bu yanlışlar tekrar önümüze yeni bir yasa olarak gelecektir, geldiği zaman da Elitaş'a döneceğim, diyeceğim ki: "Sen niye ikide bir telefonunla oynuyordun, bu yasa geçerken gereğini yapmadın?" diye soracağız.

İyi günler diliyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaplan.