GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:120
Tarih:14.06.2012

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Geçici madde 1'de grubumuz adına verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum.

Şimdi, burada, artık kurumu kurduk, bununla ilgili personel atamaları yapılacak. Burada, başdenetçiye, bir defaya mahsus olmak üzere, yeni personeli, personel alımıyla ilgili biraz önce oylanılan ve kabul edilen şartlar aranmaksızın, başka basitleştirilmiş şartlarla resen atama yetkisi veriliyor. Tabii, bu yetkiyi tamamen ortadan kaldırmak ve bu yetkinin olmaması noktası biraz tartışmalı olabilir yeni bir kurumun hayatiyetine başlaması için ama burada, mevcut durumda talep edilen ekteki listenin yüzde 50'si gibi çok yüksek bir oranı bu kapsamın dışına çıkarıyoruz. Biz bu oranı çok yüksek buluyoruz. Ayrıca, maddenin içinde tanımlanan, örneğin "doktora yapmış kişilerden" ifadesinin bir özellik belirleme açısından yeterince ayırıcı olmadığı kanaatine sahibiz. Bunun yanında diğer şartların aranması normal olabilir.

Ama burada bir şeyin altını çizmek lazım. Biz aslında bu maddeye dört başı mamur bir öneri getirmek isteriz ama işin gidişatı öyle bir şey ki, ne kadar mantıklı, makul öneriler de olsa, muhalefetten geldiği takdirde, otomatize bir şekilde, komisyon katılmıyor, bakanlık katılmıyor. Daha ben şuraya varmadan reddedilecek zaten önerge. O yüzden, biz bu listeye başka? İşte "Kendimize göre bir şey yapalım, arkadaşlar bu daha iyi olur." deme şansını bize vermiyorsunuz. Nasıl olsa çiçeklerin oraya varmadan reddedilecek bir önergeye emek vermek yerine mevcut maddenin kaldırılmasını öneriyoruz ki burada çıkalım, tutanaklara şerh düşelim. Bu gerçekten sıkıntılı bir durum. Yani arada bir şaşırtmak lazım, bazen "Muhalefet de haklı olabilir." demek lazım, makul konularda "Tamam, arkadaşların dediği gibi yapmalı." demek lazım ki bu hem Meclisin üretkenliği açısından hem de demokrasi açısından çok daha doğru olur. Hiç şüpheniz olmasın, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, eğer Mecliste bulunabilirse grubunuz, bunu yakinen izleyeceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın?

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Bunları bu sıralardan atılan?

BAŞKAN - Sayın Özel?

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Sürem bitmemişti efendim! 2.46 süre vardı.

BAŞKAN - Yanlışlıkla kapandı. İki dakikanız kalmıştı.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - 2.46'ydı efendim, çok dikkatli baktım.

Şimdi, ben bu Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı meselesini de kendiliğimden değil, yan taraftan sözler? "Siz günü gelince yaparsınız." dediler. Babası da partimizde siyaset yapmış bir milletvekilinin bu umudu korumasını normal karşılıyorum tabii. (CHP sıralarından alkışlar)

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Kimin babası yapmıştı?

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Bunun üzerine şunu da açıkça ifade etmek isterim ki, bu ombudsmanlık kanunu hakkında ciddi bir şey söylemek istiyorum, o da şu: Burada, Türkiye'de bizim getirdiğimiz kamu denetçiliği sistemi ihtisas alanlarına ayrılmış durumda değil, çok kısıtlı bir ihtisas alanı var. Oysaki dünyadaki örneklerden bahsediliyor. Dünyadaki örneklerde, özellikle çocuk ombudsmanı, çevre ombudsmanı, tüketici ombudsmanı, üniversiteler ombudsmanı, cezaevi ombudsmanı, azınlıklar ombudsmanı ve sağlık ombudsmanı diye, gerçekten de Türkiye'de her birisi üzerine birer oturum yapıp uzun uzun konuşabileceğimiz aksaklıkları konusunda, özellikle de gariban vatandaşın derdini kimselere anlatamadığı alanlar var ve ben cezaevleri konusunda partimiz adına gittiğimiz her yerde görüyorum ki cezaevlerinde inanılmaz disiplin cezaları uygulanıyor. Bunlar öyle bir noktaya geliyor ki hücreye koymaya kadar varabiliyor, ailesiyle telefonda görüşmeme, aylarca açık görüşe çıkamama? Örneğin, bir slogan atmak, bir konuda tepkisini dile getirmekten dolayı böyle cezalar veriliyor ve bunun bir itiraz mercisi var, sonra kesinleşiyor. Ombudsmanlık sistemi aslında buradaki sıkıntıyı ciddi şekilde ortadan kaldırabilir. Oysa bugünkü ombudsmanlık sisteminde, cezaevlerindeki insan hakları ihlallerine, kötü uygulamalara karşı yükselen çığlıkların yine sesini hiçbir yere duyuramama ve idarenin farklı farklı yorumlamalarından dolayı farklılıkların ortada kalması durumunda ben cezaevleri ombudsmanlığının da doğru olacağını düşünüyordum. Bir daha bir fırsat olursa bu konuda tekrar görüşlerimi ifade edeceğim.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özel.