GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:107
Tarih:16.05.2012

SAKİNE ÖZ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz burada günlerdir afet riskini konuşuyoruz, demek ki Hükûmet afet konusunda çok duyarlı. Acaba öyle mi? Bakın, ben size Manisa'da  yaşanan doğal bir afetten bahsedeceğim. Risk varken dönüştürmeyi düşünüyorsunuz ama küçük bir bölgede insanlara büyük dert olan afetlere çare olmakta nasıl da geç kalıyorsunuz.

Sayın milletvekilleri, aslında hâlen geç değildir. Geçtiğimiz perşembe günü, Salihli ilçesinin Köseali köyü ve çevresine, Alaşehir ilçesinin Kavaklıdere beldesi ve çevresindeki köylerde üzüm bağlarına, kiraz yetiştirilen Sarıgöl ilçesinin Karacaali köyüne ve yine Salihli ilçesinin Gökeyüp beldesi çilek tarlalarına dolu yağdı. Yirmi dakika süren fındık büyüklüğünde bir dolu. Doludan sonra köylere giden ilk milletvekiliyim; daha sonra giden oldu mu bilmiyorum. Henüz, köylülerimiz üzerlerindeki şaşkınlığı atamamış, yerlere serilmiş üzüm salkımlarına, doludan zedelenmiş filizlere bakarak kara kara düşünüyorlardı. Onlar, 14 Mayıs Çiftçiler Günü'nü hüzünle karşıladılar.

Köseali köyü ve çevresinin tamamına yakını bağcılıktan geçimini sağlıyor. Dolu felaketi bu bölgelerdeki bağlara yüzde 20 ile yüzde 100 arasında değişen zararlar verdi, yaklaşık 2.500 hektar arazi hasar gördü ve tahmin ettiğiniz gibi, gerek ekonomik nedenlerden gerekse tarım sigortasının yetersiz oluşundan dolayı güven duymadıklarından bu bağların çoğu sigortasızdı.

İçinizde bağcılığı bilen milletvekilleri vardır. Bir bağın böyle bir dolu afetine maruz kalması, bir yıllık değil, iki üç yıllık verimini düşürür, bazen de bağın tamamen sökülmesine neden olur. Bu nedenle, üreticilere uzatılacak yardım elinin son derece güçlü olması, yaraları gerçekten sarması gerekiyor.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri pazartesi günü Köseali köyü ve çevresine hasar tespitine gitti. Verilecek destek hasara göre belirlenecek. Ne var ki Köseali köylülerinin birçoğu ortakçılık yapıyor yani bağın tapulu sahibi değiller. Üzerinde kayıtlı bir sıra bağı olmayan köylülerimiz de bu afetten zarar görmüş durumdalar. Bu nedenle, bu köylülerimizin en önemli isteği köydeki bütün çiftçilerin başta Ziraat Bankası ve diğer bankalar ile tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının en az bir yıl faizsiz ertelenmesidir. Bu yardım bir an önce yapılmalıdır.

Dolu ile delik deşik olan salamuralık yapraklar bu mevsimde bölgemizin önemli gelir kaynağıdır. Köylülerimiz bu mevsimde topladıkları taze bağ yapraklarını satarak çocuklar okul masraflarını, anneler ise evlerinin pazar masraflarını karşılamaktadırlar.

Yine çilek üreticilerimiz de ürünlerini üretebilmek için borçlandı. Bazıları su kuyusu kazdırdı, bazısı gübre, bazısı naylon aldı. Çilekleri yetiştirecek, satacak borçlarını ödeyecekti ama dolu yalnız ürünlerini değil umutlarını da vurdu. Çilek üreticilerinin zararları da ziraat odaları ve Bakanlık yetkilileri tarafından tespit edildi. Şimdi sıra bir an önce yaralarının sarılmasında, borçlarının ertelenmesinde.

Değerli milletvekilleri, diyeceksiniz ki: Bu anlattıklarının bu yasa ile ne ilgisi var? Çok ilgisi var çünkü hafta sonu buraya gelmeden bu köylülerimizle konuştum. "İktidar partisi bir `Geçmiş olsun.' bile demedi, bizi aramadı." diye şikâyet ettiler. Risk var diye kentlerin çöküntüye uğramış rant alanlarını, tarihî bölgeleri, meraları, 2/B arazilerini dönüşüm alanı ilan etmeyi düşünüyorsunuz. Ruhsatlı evleri bile yıkılabilir görüyorsunuz. Ama insanlarımız ne tür afet yaşarlarsa yaşasınlar arayıp sormuyorsunuz. Afet olabilir diye insanları evlerinden, iş yerlerinden etmeye kalkışmadan önce sizi bir kez daha düşünmeye çağırıyorum. Şehirlerin, insanların uğradığı kalıcı hasarları kim tamir edecek? Bu yasaya "Evet." diyecek tüm arkadaşlarımın aslında öncelikle bu sorunun yanıtını vermesi gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, bu ülkede sadece AKP'liler yaşamıyor. Biz bu şehirlerde, ülkede hep beraber yaşıyoruz. İktidar partisinin afet riski bahanesi ile Türkiye'yi bir rant alanı olarak görmesini asla kabul etmiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öz.

SAKİNE ÖZ (Devamla) - İnsan hak ve hukukuna saygılı, çevre ve doğaya zarar vermeyen, insan odaklı şehirlerin inşa edilmesi, estetikten yoksun, şekilsiz yeni kentlerin oluşmaması dileğiyle yüce Meclisi saygı ile selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)