GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:121
Tarih:19.06.2012

RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak verdiğimiz önerge hakkında söz almış bulunuyorum.

Ben önce yaşanmış bir öyküyü hatırlatmak istiyorum size. Perşembe günü burada bu yasa tasarısının genelini konuşurken biz, tesadüfen bir iş kazası öğrendik. O iş kazasını biz nasıl öğrendik biliyor musunuz? Teknoloji sayesinde. Çünkü, Meclise yakın olan bu iş kazası İnternet sitelerine düşmüştü. İnternet haberlerinde, son dakikada, "Türkiye Büyük Millet Meclisi inşaatında göçük var ve bir işçi göçük altında." diye yazıyordu. Saat 12'yi biraz geçmişti ki bir haber aldık, göçük altındaki işçi vefat etmişti yani gün cumaydı. Eğer tasarıda öngörüldüğü gibi, üç iş günü içinde haber veriliyor olsa idi ilgili yerlere, ta bugün akşama kadar vakti olabilecekti. Oysa gördüğünüz gibi, teknoloji çağında işverenin haber vermesini beklemeden, saniyeler içinde bütün iş kazaları İnternet üzerinden hepimizin cep telefonlarına, laptop'larına, televizyonlara, ekranlara, her yere ulaşıyor. Böylesi bir teknoloji çağındayız.

Ya da başka bir haber: 11 Mart 2012'de Esenyurt'taki çadırda 11 işçi vefat etti biliyorsunuz ve bu işçiler vefatlarından dakikalar sonra e-devlet üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna girişleri yapılan işçilerdi, hatırlıyorsunuz sanıyorum yani öldükten sonra sosyal güvenceleri olabilen işçilerin ölmelerinden itibaren veya bir hastalığa yakalandıktan sonra en az üç iş günü sonra bildirimlerinin yapılmasını bu devirde hangi mantıklı akıl alabilir?

Sayın milletvekilleri, teknoloji çağındayız, bizler bazı bildirimleri yapmasak bile basın mensupları ya da amatör kameralar pek çok kazayı, pek çok iş kazasını, meslek hastalığına sahip pek çok insanın görüntüsünü ekranlara, elimizdeki telefonlara iletiyorlar. Dolayısıyla e-devlet'e geçmekle övünen bir ülkeyiz biz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının zaten, SGK başta olmak üzere, e-devlet'le ilgili çalışmaları her zaman hepimizin bilgisi dâhilinde.

Anlattığım bu iki öyküden sonra Milliyetçi Hareket Partisi olarak iş kazalarının yirmi dört saat içinde, iş yeri hekimi tarafından meslek hastalıklarının da fark edildikten sonra yirmi dört saat içinde bildirilmesini önemsiyoruz çünkü iş kazaları mükerrer olabilir, yaşanan bir iş kazasından sonra o iş yerinde üç gün içinde bir daha iş kazası olmayacağını hiçbirimiz garanti edemeyiz veya bir meslek hastalığına yakalanıyorsa, iş yerindeki bu meslek hastalığının bulaşıcı olup olmadığını hiçbirimiz bilemeyiz. Bu tür sebeplerden ötürü -ve teknoloji çağındayız, e-devlet'in içindeyiz- bizim önergemizin gerekçelerinden biri, hem insanların sağlıklarıyla ilgili konuların bir an önce devletin istatistiklerine girerek tedbirlerinin alınması hem de iş kazalarının önlenmesi adına maddi risklerin önlenebilmesiydi.

Bu iki örnekle yani geçtiğimiz perşembe gününü cumaya bağlayan gece yarısından sabaha kadar süren göçüğün altında kalan işçinin vefatı haberinin saniyeler içinde hepimizin bilgisine ulaşmasını hem de Esenyurt'ta 11 işçinin ölümüyle yaşanan, sosyal güvenceye öldükten sonra kavuşan işçileri hatırlatarak hafızalarınızı tazelemek istedim. Ama bunlar kadar, ölümlerinden sonra işleri rast gitmeyenler de var. Kim bilir Türkiye'nin herhangi bir yerinde sayıları 11 olmayan, belki 1 işçinin vefatıyla sonlanan iş kazaları var hiçbirimizin fark etmediği, hiçbirimizin duymadığı, hiçbirimizin görmediği. Dolayısıyla, vefatların, iş kazalarının, meslek hastalıklarının sayılarıyla ya da basına düşüşleriyle değil, her birinin önemli olduğunun, her bir çalışanımızın ne kadar değerli olduğunun, insanımızın canının ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi olarak önergemize destek vermenizi istiyoruz. Bu konuyu ben vicdanlarınıza havale ediyorum.

Çok teşekkürler. Sağ olun. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.