GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:121
Tarih:19.06.2012

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; saygıyla selamlıyorum.

Kanunun son maddelerine geldik, yine bir öneride bulunduk, fakat, gerek Komisyon ve gerekse de Sayın Bakan önergemizi reddettiler.

Şimdi, AKP'nin on yıllık iktidarı döneminde İş Kanunu'ndaki düzenlemeler ve çeşitli yasalarla esnekleşme ve taşeronlaştırma aşırı boyutlara ulaşmıştır. Örneğin, işletme belgesi alınması hakkında yönetmelik kaldırılmış, 50'den az işçi çalıştıran iş yerlerinin işletme belgesi alması zorunlu olmaktan çıkartılmış, işçi sağlığı ve güvenliği tüzüğü işlevselliğini kaybetmiştir. Yeni yapılan yönetmeliklerde asıl amaç, işçinin değil işletmelerin korunması olmuştur. İş yeri hekimliği ve iş güvenliğine yönelik mühendislerin görevleri piyasalaştırılmış, mesleki bağımsızlıkları yok edilmiş, en önemlisi de iş denetimi ortadan kaldırılmıştır. Orta ve büyük çaplı işletmelerin küçük parçalara ayrılarak yükümlülüklerinden kaçmalarına göz yuman bir düzenleme getirilmiştir. Yönetmelikler hazırlanırken sendikaların ve ilgili meslek odalarının görüşleri hiç dikkate alınmamıştır. Çalışma hayatına esnekliğin, güvencesizliğin ve kuralsızlığın yarattığı bilanço ortadadır.

AKP nihayet Türkiye Büyük Millet Meclisine bir yasa tasarısı sunmuştur. Bu tasarı işçi sağlığı, iş güvenliği ve çalışma ortamını iyileştirecek değişiklikler getirmemektedir. Taslakta iş yeri hekimleri ve iş güvenliği mühendislerinin mesleki bağımsızlıkları kaldırılmakta ve mühendisler iş yerine bağımlı hâle getirilmektedir. Taslak, iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu işçi temsilcisinin işveren tarafından atanmasını öngörmektedir. Sendikalı iş yerlerinde bile sendikaların iç denetimi ortadan kaldırılmaktadır. Asıl işlerde bile taşeronlaşma anlayışına uygun düzenlemeler getirilmektedir. Kanun taslağı iş güvenliği konusunda kurumsal denetim ve eğitimi büsbütün önemsizleştirmektedir. Hazırlanan taslakta iş sağlığı ve güvenliği insan odaklı değil, yalnızca bir maliyet unsuru olarak ele alınmaktadır.

AKP'nin olumsuz düzenlemeleri bununla da kalmamaktadır. Sınırlı süreli iş sözleşmeleriyle tekrarlanma imkânı sağlanması söz konusudur. Alt işveren uygulamasına ilişkin kısıtlamalar hafifletilmektedir, esnek çalışma biçimleri yapılacak düzenlemelerle yasalaştırılacaktır. Özel istihdam büroları geçici iş ilişkisi kurabileceklerdir. Asgari ücretlerin belirlenmesinde uygulanmakta olan yaş farklılaşması yeniden düzenlenecektir. Bu düzenlemeler daha kötü ve daha kuralsız çalışma koşulları, dolayısıyla daha fazla iş kazası anlamına gelmektedir.

ILO, 11 işçi başına 1 iş sağlığı güvenliği müfettişi öngörmektedir. Türkiye'de yaklaşık 40 bin ücretli başına 1 iş müfettişi düşmektedir. Oysa bu sayı Almanya'da 10 bin, İspanya'da ise 12 bindir. Kaldı ki çalışma yaşamıyla ilgili mevzuat tarım sektörünü, hizmet sektörünün bir bölümünü ve KOBİ'lerin tamamına yakınını kapsam dışında bırakmaktadır.

İş kazaları, üretkenliğin ve ulusal kaynakların azalmasına yol açmaktadır. Bu kaybı önlemek için öncelikle etkin bir denetim sistemi kurulmalıdır, iş yeri denetimi kadar çalışanların güvenlik konusunda eğitilmelerine de önem verilmelidir. Biz de iş kazalarını engellemek için denetim ve yaptırımların artırılması gerektiği inancındayız. Bu amaçla işçi sağlığı, meslek hastalığı ve iş güvenliğine ilişkin mevzuat çağdaşlaştırılmalıdır.

Artan iş kazaları, AKP'nin rant odaklı ekonomik büyüme anlayışının kaçınılmaz bir sonucudur. Buna karşılık biz üretim odaklı ve yenilikçi bir ekonomik büyüme modeli önermekteyiz. AKP'nin ekonomik modelinin temelinde ucuz ve düşük vasıflı iş gücü yatmaktadır. Emeğinin karşılığını alan ve yüksek vasıflı bir iş gücü yaratmayı hedeflemekteyiz. İş güvenliği en üst düzeyde ancak böyle bir ekonomide sağlanabilir.

Bizler için yaşam hakkı, en temel insan hakkıdır, iş kazalarından önce düşünülmesi gereken insan hayatının hesaplanamaz değeridir. Hiçbir maliyet insan hayatının üzerinde değildir. İş kazalarına karşı alınacak önlemlerin özünde bu bakış açısı yer almaktadır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.