| Konu: | TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 122 |
| Tarih: | 20.06.2012 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Değerli milletvekilleri, 23'üncü fasıl "yargı ve temel haklar." 2006'da bunların tartışılmasına başlanmış. 24'üncü fasıl yine "adalet, özgürlük ve güvenlik." Tam altı senedir AK PARTİ iktidar çoğunluğu Mecliste istediği yasayı çıkarabiliyor, istediği gibi kişiye özel yasa da çıkarabiliyor ama bu konularda bir türlü geçer not alamamış, garip değil mi?
Şimdi, burada benim dikkat çekeceğim iki nokta var: Gelin, insan hakları konusunda, kurumlar konusunda ortaklaşalım. Türk Ticaret Kanunu'nda ortaklaştık, Borçlar Kanunu'nda yaptık, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda yaptık. Türkiye mademki 16'ncı dünyanın en büyük ekonomisi, Orta Doğu, Balkanlar, Kafkaslar arasında, Afrika'dan tutun Uzakdoğu Asya'ya kadar, gelin, insan hakları konusunda bir marka olsun. Yani birincilikle, ihlallerle, mahkûmiyetle olmasın. İnsan haklarını koruma konusunda da bir örnek olsun. Bunu yapmak mümkündür, zor değildir, yeter ki buna inanmak lazım. Eğer inanırsanız bunu yaparsınız. İtalya? En önemli ulusal sözleşmeler -bakın adına- Roma Sözleşmesi diye geçer. Bana bir tane Ankara sözleşmesi gösterebilir misiniz? Yani uluslararası bir sözleşmeye ev sahipliği yapıp hukuk nosyonuyla, hukuk projeleriyle dünya çapında imza attığımız bir projemiz var mıdır? Hukuk alanında yaptığımız doğru dürüst bir şey var mıdır? Yok. En ağır suçlamalar konusunda sineye çekiliyor arkadaşlar. Bunu kabul edin. Yalnız Strazburg'da değil, Lahey'de değil, Lüksemburg ekonomi mahkemesinde şirketlerinizi milyarlarca dolar zarara sokan kararları bir kenara bırakıyorum.
Bakın, size bir şey okuyacağım ve Hükûmetten, Sayın Başbakan Yardımcısından bunun cevabını isteyeceğim. 24'üncü Fasıl'da çok önemli bir nokta var "Adalet, Özgürlük ve Güvenlik"te dikkat edin. Birisi göç ve irtica politikası. Şimdi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin? 2002-2012, on yıldır tek başınıza iktidarsınız. Mahmur Kampında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Şırnak'tan, Hakkâri'den giden 15 bin tane yurttaşınız hâlâ mülteci olarak yaşıyor. Birleşmiş Milletler gözetimi var. Bundan hiçbir hicap duymuyor musunuz? Sizin vatandaşlarınız sığınmış, sığınmış arkadaşlar. Hangi koşullarda yaşıyor? İnsan Hakları Komisyonu veya kuracağınız bu kurum gidip ne yapıyorlar orada, nasıl yaşıyorlar merak etmez mi ya? Buradan Uludere'den gittiler, Beytüşşebap'tan gittiler, Şırnak'tan gittiler. Şimdi, Şırnak Valisi bugün Yeni Şafak gazetesine röportaj vermiş, diyor ki: "Şırnak Belediye Başkanı Ramazan Uysal niye tutuklandı, ne ben anladım ne Şırnak halkı anladı." Hadi buyurun. Ama yargı tutukladıysa bir bildiği vardır. Vali bilmiyor, Şırnak Belediye Başkanı Ramazan Uysal tutuklanıyor, bilmiyor.
Arkadaşlar, daha vahim bir şey söyleyeceğim, lütfen buna dikkat edin, söyleyeceğim. İnsan ticareti konusunda şu raporu okuyacağım, tüyleri diken diken ediyor. Eğer onur varsa, dış politika?Diyor ki bu rapor: "Türkiye'nin seks köleliği ve insan ticareti ve köleliğinde kaynak, hedef ve transit ülke olarak kullanıldığı?" Buyurun. Hem de hangi ülkelerden? Gürcistan, Moldova, Ukrayna, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Rusya, Endonezya, Afganistan, Belarus, Kırgızistan, Romanya, Ermenistan, Kazakistan, Fas, Suriye, Moğolistan. Şimdi soruyorum: ABD raporu bu, ABD Dışişleri Bakanlığı Yıllık İnsan Ticareti Raporu. Hükûmet buna ne cevap vermiştir? Ya vardır ya yoktur. Varsa rezalettir, yoksa, cevap verilmemişse daha büyük rezalettir. Arkadaşlar, her yerde rezil olmak zorunda mıyız? Başımız önümüzde eğik dolaşmak zorunda mıyız? Her yerde rezalet var, insan hakları, ticareti? Kölelik ve seks köleliğinde, insan ticareti köleliğinde bir ülke. Bunu yaşamak zorunda değiliz, onun için bazı şeyleri paylaşmak zorundayız.
Saygılarımla.