| Konu: | TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 122 |
| Tarih: | 20.06.2012 |
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 279 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 9'uncu maddesindeki değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İnsan haklarıyla ilgili kanuna ilişkin görüşlerimi belirtirken, önce insan haklarıyla ilgili bir tanımı tekrar yapmak istiyorum: İnsan hakları nedir? İnsanların onurlu bir yaşam standardını devletten isteme hakkıdır yani onurlu bir yaşam standardını devletin sağlaması için talebidir, buna da insan hakkı denir. Talep ettiğimiz kim? Devlet, devletten talep ediyoruz, diyoruz ki: Benim insan haklarıma yakışır bana bir gelecek sağla.
Peki, bu kanun, insan haklarıyla ilgili kanun talep edilen devlet yerine sivil insanlardan mı oluşuyor yoksa devletin kendi oluşturduğu bir yapıdan mı oluşuyor? İnsan haklarını talep ettiğimiz kuruma insan haklarını takip etme hakkını verdiğimiz zaman bu anlamıyla insan hakları konusunda çok ciddi bir şekilde boşluğa düştüğümüz açıktır.
Değerli arkadaşlar, bu konunun komisyon görüşmelerinde de çok net bir şekilde altı çizilmiş ve en son, bu Parlamentoya hitaben, sizin de çok saygı duyduğunuz Sayın İbrahim Kaboğlu tarafından bu kanunun reddedilmesi teklifi milletvekillerine önerilmiştir. Demiştir ki, Sayın Kaboğlu "Bu kanunu reddedin. Niye reddedin? Çünkü bu, sivil inisiyatifi içinde barındırmayan, seçilmiş üyeleriyle tam devlet adına bir görev yapan kurumdur. Bu anlamıyla da hiçbir işlev görmeyecektir." Arkadaşlarımızın tümünün konuşmalarında da bunun altı çizilmiş, muhalefet milletvekilleri dâhil tüm kuruluşlar bu kanunda bu noktaya dikkati çekmişlerdir.
Türkiye'nin insan hakları konusunda sicili bozuktur. Uluslararası kuruluşların söyledikleri ve yaptıkları çok önemli tespitler vardır ama bırakın onu son yaşanan olaylar bile Türkiye'de İnsan Hakları Kuruluyla ilgili olarak çok önemli bir kurula ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Ancak sizin bu konuda iyi niyetle adım atma noktasında çabanız olmadığını geçmişe ilişkin uygulamalardan görebiliriz. İnsan haklarıyla ilgili 90'dan bu yana çalışmalar vardır. Bu çalışmalarda, İnsan Hakları İnceleme Kurulu kurulmuş 90'lı yıllarda. 2001 yılında 4643 sayılı Kanun ile İnsan Hakları Danışma Kurulu kurulmuş ve bu Kurul yedi yıldır toplanamıyor arkadaşlar. Sayın Ertuğrul Yalçınbayır'ın başına gelenler, bu Kurulun sivil inisiyatifiyle çalışma konusundaki gösterdiği gayretler ve sonunda başına gelenler ortadadır.
Şimdi yeni bir kurulla ortaya çıkılıyor ve göstermelik bir şekilde, sadece uluslararası kuruluşlara "Biz, insan haklarıyla ilgili bir kurul kurduk." demek için bir kurul oluşturuluyor.
Size samimiyetle bir şeyi öneriyorum: Bir ülkenin ekonomik kalkınması yapılabilir ama bir ülkenin dünya üzerinde saygın bir ülke hâline gelebilmesinin birinci koşulu insan haklarında geldiği düzeydir. Şu an Türkiye'nin uluslararası kuruluşlarda insan hakları düzeyi açısından yerini bir üçüncü dünya ülkesi noktasında göstermeye hiç kimsenin hakkı ve haddi yoktur.
Değerli arkadaşlar, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak insan haklarına Türkiye'de çok büyük ihtiyaç olduğu, gençlerin, kadınların, engellilerin, sokaktaki çocukların, hapishanelerde yanan insanların haklarını koruyacak sivil, bağımsız çağdaş bir kurum kurulması konusunda sizi bir kez daha uyarıyoruz. Bu kurumun kurulması konusunda sivil bir yönetim oluşmasının ve bu yönetimin eğitimle önce insan haklarına saygı duyan bir insan topluluğu yetiştirmesi gerektiğine inanıyoruz.
Bu duygularla son kez sizi uyarıyor ve saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.