GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:122
Tarih:20.06.2012

KAZIM KURT (Eskişehir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 279 sıra sayılı Tasarı'nın 13'üncü maddesindeki önergemizle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dün saat dörde kadar çalışan Meclisimiz, bugün de umarım sabaha kadar bu yasa tasarısını bitirecektir. Biz muhalefet olarak üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya hazırız.

Sayın milletvekilleri, önergemizin esası ve özü şudur: Bu tasarıda kurul ya da kurum başkanlığına verilen görevlerin başkana değil, kurulun bütününe verilmesi doğrultusunda bir önergedir. Nedeni ise şudur: İnsan hakları olabilmesi için öncelikle demokrasinin olması lazım. Demokrasinin olduğu bir yerde de bir kişinin değil, kurulun tümünün görevli olması lazım, kararları demokratik bir biçimde birlikte vermeleri gerekir.

Bu doğrultuda verdiğimiz önergeyi kabul edecek olursanız, Türkiye'de bundan sonraki dönemde umarım insan hakları ihlalleri konusunda çok daha sivil bir mantıkla, sivil bir örgütlenmeyle bazı önlemleri almış olabiliriz. "Sivil" diyorum, çünkü daha önceki dönemde 4643 sayılı Yasa'ya göre kurulmuş olan insan hakları kurullarının resmî olması, başlarında valinin, vali yardımcısının bulunmasıyla hiçbir işe yaramadı, hiçbir insan hakkı ihlalinin önüne geçme konusunda ciddi adım atılmadı. Nitekim, Türkiye'de en çok insan hakları ihlallerinin devletin en önemli noktalarından kaynaklandığını tümümüz tespit ediyoruz, saptıyoruz. Niçin ihlal ediliyor insan hakları? Eğer demokrasiyi işletir, insanlarımıza gerçekten hakkı, hukuku olan olanakları sağlarsak insan hakları ihlalinin sözünün edilmesi söz konusu olamaz ama insan haklarını devletin en yetkili ve etkili kurumları ihlal ediyor. En çok şikâyet, en çok sıkıntı nerede var? Adalette var. Nerede var? Cezaevlerinde var. Nerede var? Ankara'nın merkezine gelip hak arayan memura karşı gaz ve cop uygulaması gerçekleştiren poliste var. Şimdi bunu söylediğimiz zaman sadece siyasi amaçla yapılan eylemlerde ya da işlemlerde mi var? Hayır, normal şartlar altında karakola gidip ifade vermek durumunda kalan sade vatandaşın en çok karşılaştığı sıkıntı, polisin kendisine karşı uyguladığı şiddet; hâlâ bitmedi, hâlâ devam ediyor ama en garibi 2 polis bir tutanak tutuyor, vatandaşı polise mukavemetten sanık durumuna düşürüyor ve Türkiye'de memura karşı işlenen eylemlerin en çoğu polise karşı işlenmiş oluyor. Dolayısıyla, bu kurumlardaki mantığı sivilleştirmediğimiz sürece, mantığı demokratlaştırmadığımız sürece hangi yasayı çıkarırsanız çıkarın Türkiye'deki insan hakları ihlallerini ortadan kaldırma şansınız yoktur, çünkü insan haklarına saygıyı öncelikle ve özellikle devletin, devletin yöneticilerinin ve siyasi uygulamaların göstermesi gerekir.

Biz, önergemizin tarafınızdan tekrar değerlendirilmesini ve burada kuruma verilen yetkilerin, sanki devlet dairesiymiş gibi uygulamaları ortadan kaldırabilmesi için kurul hâlinde çalışabilmesini, bunları birlikte tartışabilmesini, birlikte olayları değerlendirebilmesini ve onun sonucunda gerçekleştirilecek kararları alabilmesini öneriyoruz.

Eğer bu doğrultuda gerçekleştirebilirsek İnsan Hakları Kurumunu resmî kurum olmaktan çıkarır ve sivil, demokrat, toplumcu bir kurum hâline getirebiliriz. Belki o zaman, gerçekten, ülkeyi yönetenlerin de insan haklarına saygılı, insan haklarını özümseyen ve yönetim mantığının başına insan haklarını oturtan bir anlayışı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAZIM KURT (Devamla) -?ülkeye yayma konusunda bir ciddi adım atılabilir diye değerlendiriyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)