GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:122
Tarih:20.06.2012

ALAATTİN YÜKSEL (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tümünüzü saygıyla selamlıyorum.

Yine, bir temel kanun görüşüyoruz. Sayın Bakan "Meclis millettir, Meclis çok önemlidir, bu konularda çok hassasız." diye açıklamalarda bulundu ama öyle sanıyorum ki bu dönem, 24'üncü Dönem yani AKP'nin ustalık döneminde yeni bir rekorunu egale edecek, temel kanun görüşme rekorunu egale edecek. Kanun hükmünde kararnamelerle, torba yasalarla, temel kanunlarla, her türlü kanunu temel kanun olarak Meclisin önüne getirerek nasıl bir Meclisi önemsemektir, doğrusu anlamış değiliz. Herhâlde, sözünü ettiği Meclis, sadece tek parti Meclisi, AKP Meclisi olsa gerek diye düşünüyorum.

Ülkemizin en önemli sorunlarından birisi insan hakları sorunu, ülkede en çok yaşanan ihlal insan hakları ihlali. O nedenle de İnsan Hakları Kurumuna gerçekten çok ihtiyaç var ama böyle, tasarıdaki gibi bir kuruma değil, 2'sini Cumhurbaşkanının, 7'sini Bakanlar Kurulunun atadığı, 1'ini YÖK'ün atadığı bir kuruma değil, gerçekten bağımsız bir kuruma ihtiyaç var. Hükûmet, önce üniversiteleri, YÖK'ü, yargıyı kontrolüne aldı, sonra bağımsız kurumları, ekonomik kurulları, TÜBA'dan TÜBİTAK'a, BDDK'dan İMKB'ye, Rekabet Kurumunu, hepsini devletleştirdi.

Şimdi, bugünlerde, İzmir'in yarattığı bir değer olan VOB'u, Vadeli Opsiyon Borsasını, İzmir'in yarattığı değer ve kısa zamanda da çok önemli gelişmeler gösteren bu değerimiz VOB'u gasbetmeye ve İstanbul'a taşımaya çalışıyor.

Adı üstünde, Türkiye İnsan Hakları Kurumunu bugün burada oluşturmaya çalışıyoruz. Uzlaşma ile bağımsız, şeffaf, kapsayıcı, katılımcı bir kurum olması gereken bu kurumu hep birlikte burada uzlaşmayla çıkarmamız gerekirken, Allah aşkına söyleyin, bu tasarıyı destekleyen bir tane sivil toplum örgütü var mı, bir tane dernek var mı, bir tane vakıf var mı, bir tane siyasi parti var mı? Yok. Yeni oluşturulan kurumları, herhâlde, ele geçirme gibi bir zahmete katlanmamak için, doğarken daha Hükûmet kurumu olarak oluşturmayı yeğliyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

Bağımsız kurum oluşturamazsınız çünkü insan hakları ihlalleri bizzat Hükûmet kontrolünde yürütülmektedir, bilerek ve isteyerek, dikta yönetimi oluşturmak için. Özel yetkili mahkemeler eliyle, ülkede Hükûmeti eleştiren herkesi susturuyor, hapishanelere tıkıyorsunuz.

Silivri'de yaşananlar ortada. Milletvekili Arkadaşımız Mustafa Balbay, İzmir'de birlikte 600 bine yakın oy aldığımız Mustafa Balbay, Silivri duruşmalarında, kendi gazetesine, temsilciliğini yaptığı gazetesine bomba atan biriyle aynı davada yargılanmaktadır. Danıştay katiliyle Tuncay Özkanlar, Mustafa Balbaylar birlikte aynı davada, aynı anlayışla yargılanmaktadır.

Yine, bu davalarda, Silivri'de Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay dört yüz günü aşkın bir zamandır tecrit edilmektedir ve hücrede tek başlarına tutulmaktadırlar ve son dönemlerde, Oda TV davasından yargılanan 2 "Barış" isminde arkadaş, 2 güzel çocuk, kendileri daha iyi koğuşlardayken gönüllü olarak bu arkadaşlarımızın yanına gitmişlerdir. Değerli arkadaşlar, bir hayvanı bile dört ay tek başına bir yere bağlarsanız ruh sağlığı bozulur. İnsana yaptığınız, bu, eziyettir.

Yine, Silivri'de tanıdığım bir yayınevi sahibi, fotoğraf sanatçısı savunmasını yaparken diyor ki: "Bu tür davaları genellikle CIA gibi karanlık organizasyonlar yapar ve birilerini kullanırlar, bir müddet sonra o kullandıklarını bir kenara atarlar." "Vay sen misin bunu söyleyen?" deyip tek celsede bu arkadaşa on dört yıl hapis cezası veriyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) 

ALAATTİN YÜKSEL (Devamla) - Yine, bu ülkede 500'ü aşkın çocuk demokratik haklarını kullandıkları için, parasız eğitim istedikleri için hapishanelere doldurulmuştur.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.