GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:123
Tarih:21.06.2012

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kanunu Tasarısı ile ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan -keşke burada olsaydı- dünkü konuşmada Sayın Beşir Atalay diyor ki: "Değerli arkadaşlar, Meclis bizim için önemli. Meclis, millet. Millet burada temsil ediliyor." Yani "Bizim için önemli." diyor.

Şimdi, Meclis, Sayın Beşir Atalay'ın deyimiyle AKP için önemliyse niye kanun hükmünde kararnameler Meclis gündemine gelmiyor? Yıllardır Meclis gündemine gelmeyen kanun hükmünde kararnameler var. Geçen sene yağmur hâlinde kanun hükmünde kararname çıkarıldı. Aynı gün Resmî Gazete'de yayımlanıyor, aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuluyor ama Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonlarının raflarında bekliyor, görüşülmüyor, getirilmiyor, Anayasa'ya aykırı davranılıyor.

İkincisi: Meclis sizin için önemliyse neden istisna olması gereken temel kanun genel kural hâline geliyor? Tüm kanunlar, torba teklifler bile, torba tasarılar bile temel kanun olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine niye getiriliyor? Bu, AKP'nin Meclise değer vermediğinin, AKP'nin Meclisi bir formaliteyi yerine getiren kurum olarak gördüğünün açık ifadesidir. O nedenle, keşke öyle olsaydı da her şey Meclise gelseydi.

Şimdi, diyeceksiniz ki? Gene, aynı şekilde Sayın Beşir Atalay diyor ki: "Bak, ne güzel, ombudsmanı da Meclis seçecek." Yani ombudsmanı Meclis mi seçecek? Ombudsmanı AKP seçecek. Zaten Meclisin seçmesine imkân verseydiniz o zaman üçte 2 çoğunlukla Türkiye Büyük Millet Meclisinin ombudsmanı seçmesine imkân tanırdınız. O nedenle bu, Meclise değer vermediğinizin en açık ifadelerinden, en açık göstergelerinden biridir.

Şimdi, İnsan Hakları Kuruluna kimler üye seçiyor? Sayın Cumhurbaşkanı 2 üye seçiyor, efendim, Bakanlar Kurulu 7 üye seçiyor, 1 üyeyi Türkiye Barolar Birliği veya baro başkanları, 1 üyeyi de YÖK seçiyor. Şimdi, biz Sayın Cumhurbaşkanının seçeceği adaylara güvenmek isterdik ancak Sayın Cumhurbaşkanının bugüne kadar ki icraatları maalesef bize o güveni vermiyor. Niye vermiyor? Bir iki örnek vereyim size. Atatürk'e "bu adam" diyen bir zat, bir kişiyi Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu üyeliğine seçti, Sayın Cumhurbaşkanı seçti ve o zat eleştirilere dayanamadı, istifa etmek zorunda kaldı. Cumhurbaşkanının bu seçimi yaparken düşünmesi lazımdı. Daha ne yaptı? Yirmi dokuz günlük bir müsteşar yardımcısını Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçti. Şimdi, anayasa koyucu bu hükmü niye Anayasa'ya koydu? Yani belli görevlerde bulunmuş kişilerin Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmeye imkân tanıyan hükmü anayasa koyucu niye koydu? O yönetici orada deneyim elde edecek, birikim alacak ve elde ettiği bu birikimi Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildikten sonra orada kullanacak. Siz yirmi dokuz günde bu birikimin sağlanabileceğini düşünüyor musunuz değerli arkadaşlarım?

Daha ne yaptı Sayın Cumhurbaşkanı? On ay içerisinde, bölge idare mahkemesi üyesini Anayasa Mahkemesi üyeliğine atadı. Nasıl oldu bu? Önce, Danıştay üyeliğine atandı, oradan da Anayasa Mahkemesi üyeliğine atandı ve hepsi on ay içerisinde oldu sayın arkadaşlarım. Bu, Sayın Cumhurbaşkanının atama yaparken takındığı tavrın açık göstergesidir. O nedenle şunu açıkça söylüyorum: Biz Sayın Cumhurbaşkanının yapacağı atamalara güven duymuyoruz. Keşke güven duyabilseydik, keşke bize o güveni verseydi; Anayasa'da ifadesini bulan şekilde, Sayın Cumhurbaşkanı yetkilerini kullanabilseydi. Çünkü Anayasa ne diyor? "Cumhurbaşkanı, milletin birliğini temsil eder." diyor. Atamaları yaparken ona göre değerlendirmeliydi.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, biz, Hükûmete de Hükûmetin yaptığı atamalara da kuşkuyla bakıyoruz. Ne yaptınız? Türkiye Bilimler Akademisini Hükûmete bağlı bir kurum hâline getirdiniz. Türkiye Bilimler Akademisinin saygınlığını yok ettiniz. Daha ne yaptınız? TÜBİTAK'ı yine Hükûmete bağlı bir kurum hâline getirdiniz. Bunlar hep yanlış işler. Bunlar hep Türkiye'yi yanlış yola götüren işler. Bu nedenle, İnsan Hakları Kurulunun da bu yapısıyla insan haklarını sağlamaya yönelik bir tavır içerisine, bir tutum içerisine, bir uygulama içerisine giremeyeceğini söylüyoruz; girmeyecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - O nedenle bu kurulun tam bağımsız kişilerden oluşması gerekirdi.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.