GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEVLET SIRRI KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:123
Tarih:21.06.2012

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Devlet sırrı kanunu? Temelden demokratik hukuk devleti olan ülkelerde böyle geniş kapsamlı bir devlet sırrı yasası yapılmaz. Ancak ilk önce, bu devlet sırrı yasasına isimden başlamak lazım.

Tasarının kapsamına baktığımız zaman, devlet sırrı kurulunun nasıl oluşacağı, hangi belgelerin ne şekilde devlet sırrı hâline geleceği, bunlar açıklanmış durumda.

Yasalarımızda usule ilişkin hükümler açıklandığında, Sayın Bakan hukuk doktoru olduğunu söyledi, bunlara "usul esası yasası" demek lazım yani ne demek lazım? "Devlet sırrı usul yasası" demek lazım. Bu isim bu şekliyle, içerikle başlık örtüşmemekte. Bu açıdan, ilk önce dikkatinizi buna çekmek isterim.

Demokratik bir hukuk devleti sır tutar mı? Tutarsa neler devlet sırrıdır? Devlet sırrını kim ya da kimler hangi somut kıstaslara göre belirler? Devlet sırrı olarak belirlenen bilgi ve belgeler sır olarak ne kadar saklanır? Devlet sırrı olarak belirlenen belge ve bilgilere kimler, hangi koşullarda vâkıf olabilir? Aslında bu sorulara verilecek cevaplar, demokratik hukuk devleti olma iddiasının gerçekliğiyle doğrudan ilintilidir. Uygar bir toplumda herkes herhangi bir ayrıcalık istemeksiniz hesap vermek zorundadır. Bu yasa aynı zamanda keyfîliği getirmekte, demokratik hukuk devletinin olmazsa olmazı olan hukuk devleti ilkesini ihlal etmektedir.

Sayın Bakan şunu söyledi: "Efendim, bu bir idari işlemdir. İdari işlemlere karşı Anayasa'nın 125'inci maddesi uyarınca yargı denetimine tabidir." Peki, hemen şunu sormak lazım: Tasarıya baktığımız zaman, devlet sırrı hangi şekillerde devlet sırrı olmaktan çıkar? Maddeye baktığımız zaman, yargı yoluyla devlet sırrı kapsamında bir belgenin çıkarılabileceğine ilişkin hiçbir açıklama yok.

Cumhurbaşkanıyla ilgili belge, bilgiler açısından da Cumhurbaşkanının takdirine bırakılmış durumda. Zaten Anayasa'mız der ki: Cumhurbaşkanın işlemlerine karşı zaten yargı yoluna gidilemez. Yani bu açıdan tatbikatta mahkemeler sıkıntıya düştüğü zaman neye bakacaklar? Yasanın gerekçesine bakacaklar, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki tartışmalara, tutanaklara bakacaklar.

Peki, Sayın Bakanın dışında, aynı görüşte olan bir başka, ne komisyon üyesine rastladık ne komisyonda bu şekilde tartışıldı ne de burada tartışıldı. Burada olay tamamen yargının kapsamı dışına çıkarılmış yani hesap verilemeyecek olan bir alana getirilmiştir.

Ben, yirmi beş yıllık avukatlık yaşamımda şunu öğrendim: Bugüne kadar tüm suçlar gece işlenmiştir, karanlıkta işlenmiştir. Yani eğer suç işlenecekse demokratik hukuk devleti olan ülkelerde bunu perdeleyeceksiniz. Perdelemenin de yolu nedir? Devlet sırrıdır. Yani burada Nazi dönemlerinde, İtalyan faşizm döneminde, 1930 yıllarında Zanardelli Ceza Yasası bize getirildiği zaman oradaki temel espri, devletin korunmasındaki amaç neydi? Bu tür devlet sırrı kapsamında maddeler getirilebilirdi. Ama İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle birlikte demokratik hukuk devletlerinin alanları genişledi, mümkün olduğu kadar devlet sırrı alanlarının kapsamı gittikçe daraltıldı ama ne hikmetse, bu iktidar döneminde bu alan gittikçe genişletildi. Aynı zamanda, bu uzun süreli, elli yıllık devlet sırrı sayılması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin hak arama özgürlüğü çerçevesinde uzun süreli bir devlet sırrı kapsamına alınması; bu bir hak ihlalidir, Anayasa'ya aykırıdır. Avrupa Birliğine doğru yol kateden Türkiye dışında bu kadar uzun süreli, bu kadar kapsamı geniş devlet sırrı yasasını getiren bir başka ülke yoktur.

Şu anda Kenan Evren'in yargılandığı Ankara 12. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesinde 1 Mayısla ilgili belgeler istendiği zaman MİT diyor ki: "Ben bunu Genelkurmay Başkanlığına gönderdim." Genelkurmay Başkanlığı diyor ki: "Evet, ben bunu gönderiyorum, ancak ve ancak mahkeme başkanı dışında üyelerin okumaması kayıt ve şartıyla, okunduktan sonra geri iadesini talep ediyorum."

Şimdi, düşünebiliyor musunuz değerli arkadaşlar, yasamızda hüküm var. Beş yılın üzerinde olan ağır cezalı hükümlerde mahkeme gönderiyor. Peki, Bakana sormak lazım: Beş yılın altındaysa ne yapacağız? İstenemeyecek, mahkeme de isteyemeyecek, maalesef sıkıntı yaratacak.

Teşekkür ederim, iyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.