GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK TİCARET KANUNU İLE TÜRK TİCARET KANUNUNUN YÜRÜRLÜĞÜ VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:124
Tarih:26.06.2012

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Ticaret Kanunu'nun yeniden yazılması konusundaki bu çalışmalarla ilgili şahsım adına görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bir kanunun yapılışında muhakkak ki sonuç itibarıyla çağın gereklerine uygun en iyi düzenlemeleri yapmak, bilim adamlarıyla, bu konunun uzmanlarıyla kanunun en iyi şekilde yazımını hazırlamak önemli bir çalışma. Bu çalışmada emeği geçen herkesi kutluyorum. Bu çalışma büyük oranda da partiler arası uzlaşmayla bu Parlamentoda çok fazla tartışılmadan geçti ama yürürlüğe girmeden üzerinde 50'nin üzerinde değişiklik yapma ihtiyacı doğdu. Bu belki uzlaşmanın getirdiği sonuç olabilir ama bir yanına da dikkati çekmek istiyorum. Piyasanın görüşleri alınmadan yapılmış olan kanunlarda piyasanın ihtiyaçlarına cevap vermeyen, hatta onun ihtiyaçlarını engelleyen çok önemli yanlışlıklar da yaşanabildiği, bu kanunun daha yürürlüğe girmeden yeniden değiştirilme talebinden ortaya çıkıyor. Burada bir kurumsallaşmayı, şirketlerin çağa ayak uydurmasını gerçekleştirmeye çalıştık.

Ama değerli arkadaşlar, tüm bu yasal düzenlemelere rağmen Türkiye'de -bugün çok önemli cirolara ulaşmış olan- Türk3 Ticaret Kanunu'yla ilgili olarak haksız bir rekabetin altını çizmek ve bu kanunda bu konuyla ilgili bir piyasanın gerçek durumunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Perakende piyasasında rakamlar 300 milyar civarında bugün söylenen rakamlarla. Bu perakende piyasasında giderek tekelleşen ve haksız rekabet dediğimiz bir olaya doğru gidişimiz oluyor. Bu olay sadece ticari kesimi de etkilemiyor, aynı zamanda sanayimizi de çok ciddi bir şekilde yönlendiren ve yapılandıran bir noktaya geliyor.

Az önce, bu konuyla ilgili konuşma yapmak için İnternet'e baktığımda, Sayın Bakanın bir hemşehrisi var Selami Sarı, tekstil üzerinde çalışıyor. Selami Sarı'nın tekstil üzerindeki şikâyeti şu: "AVM'lerde biz köşelere, kenarlara atılıyoruz, Amerikalı firmalar bize yer vermiyor." Türk perakende piyasasına egemen olan kuruluşlar giderek hem yabancı ülkelerin firmaları hem giderek daralan sayıdaki firma.

"AVM'lerde hangi firmalar var?" diye baktım, Kayseri Forum'daki firmalarla İstinye'deki firmalar aynı, İzmir'deki firmalarla Trabzon'daki firmalar aynı, Erzurum'daki firmalar aynı. Yani perakende sektörüne egemen olan firma sayısı sınırlı ve bu firmalar sanayi üretimini de kendilerine göre istedikleri gibi yapma noktasındalar. Oyuncu sayısı azalıyor ve giderek perakende sektörüne çok sınırlı sayıdaki firma egemen hâle geliyor. Bu, yiyecek-içecekten tutun da tekstilde, ayakkabıda ve benzeri her alanda bu noktada.Bu kanunu yaparken bizim dikkat etmemiz gereken en önemli nokta, rekabetçi ortamı sağlayıp Türk sanayisinin girişimcilerine pazar bulabilmektir.

Ticaret nedir? Sonuç itibarıyla ticaret, üretilen malın tüketiciyle buluşturulma girişiminin genel adıdır. Değerli arkadaşlarım, bugün böyle, ticarette belirli firmalar piyasaya egemen olursa sizin üretiminizi de belirli firmalar yapar ve belirleyici noktada olur.

Ne güzel, Türk Ticaret Kanunu'nda anlaşıp bir kanun çıkardık. Peki, neden perakende piyasasını düzenleyen bir kanunu yıllardır bu Mecliste çıkaramıyoruz? Neden bu Meclis aynı olgunluğu gösterip, dört partinin bir araya gelip, piyasanın ihtiyaç duyduğu ve giderek tekelleşen bu piyasada esnafın, sanatkârın, küçük işletmecinin ve sanayicinin taleplerini dile getirebilecek ortak yasayı çıkaramıyoruz? Bugün bu kanunu çıkarırken düşünmemiz gereken en önemli konulardan bir tanesi budur.

Değerli arkadaşlarım, siz teorik olarak en iyi ticaret kanununu yaparsanız, bu kanun mantık olarak da fırsat olarak da sadece büyüklerin lehine işliyorsa, küçükleri bu piyasada yok ediyorsa, bu, adil bir kanun değildir, bu, rekabetçi bir kanun değildir, bu, sanayiyi geliştirici bir kanun değildir. Bu anlamıyla, çok açıkça buradan bir kez daha altını çizmek istiyorum: Bu kanunun ötesinde, Türkiye'de perakende piyasasını tekelleştirmekten uzaklaştıracak bir anlayışa ihtiyacımız var.

Bakınız, İzmir'den bir örnek vereceğim. Sayın Ulaştırma Bakanımız da bu konuda kendisine bilgi sunmuş olmama rağmen konunun bir tarafı oldu. İzmir Limanı yapılıyor, kruvaziyer turizmi için yapılacak. Liman yatırımını alacak yatırımcı "Oraya AVM olursa bu yatırımı yaparım." diyormuş.

Değerli arkadaşlar, liman nerede, AVM nerede? Biz, limana getirdiğimiz yolcuları İzmir esnafına gelip alışveriş yapsınlar diye mi getiriyoruz, yoksa başka bir niyetimiz mi var?

OKTAY VURAL (İzmir) - Alsancak'ta yaparlar alışverişi.

MEHMET ALİ SUSAM (Devamla) - Alsancak'ta o kadar çok alışveriş merkezi, Kemeraltı'nda o kadar çok güzel alışveriş merkezleri ve bize özgü alışveriş merkezleri varken bir liman için yatırımcı "AVM olursa gelirim." deyip Türkiye'nin en büyük AVM'sini? 109 bin metrekarelik, AVM'ye yer ayrılması doğru değildir.

Sayın Ulaştırma Bakanımıza bu konuyu hassasiyetle anlattım. Bugün, o konuda talebin bu kanunla ilişkisinin de altını çizeyim: Bir liman için AVM şartının koşulması, AVM'nin bugün Türkiye'de ne noktaya geldiğini göstermesi açısından önemlidir. Demek ki en çok para kazanan, AVM; en çok talep bulan, AVM. Neden? Çünkü AVM'ler öyle bir ideolojik zemin oluşturdu ki Türkiye'de o oluşturdukları zeminle, sınırlı sayıda mağaza, sınırlı sayıda müteşebbis ve o mağazalara yerleştirilmiş olan dizaynla o mağazalara yaratılan müşteri kitlesi ve bunun karşısında, çaresiz kalmış, sokaklarına araba park edilmeyen, çarpık kentleşme nedeniyle çok yüksek kiralarla yer tutmuş esnafın AVM'ler karşısındaki çaresizliği. Bu çaresizlik karşısında "Çağın gidişi bunlara doğru. Ne yapalım kardeşim? Böyle." diyebilir misiniz?

Bakınız, KOBİ'ler, bu küçük işletmeler Türkiye'nin sosyal dengesini tutan, istihdamı en iyi şekilde sağlayan kesimler. Bu kesimlere karşı, başta Gümrük ve Ticaret Bakanımız olarak sizler çok anlamlı bir şekilde tavır almalısınız. Bugün yeni bir sayfa açma şansınız var Sayın Bakanım. Gümrük ve Ticaret Bakanı olarak yeni bir Ticaret Bakanlığı oluşturdunuz. Bu Bakanlık olarak bu kanuna el atın. Ortak olarak, AVM'lerin bu haksız rekabetine karşı, sanayiyi bu kadar yabancının yönetmesine karşı, sanayicinin o mağazalara mal satmak için çektiği eziyeti sona erdirmeye karşı sizin yeni bir sayfa açıp, bu kanunu bu Meclise taşıyıp, bu Meclisten bu kanunun çıkması için bürokratlarınızı da hızla çalıştırıp ve ortak konsensüsü sağlayıp bu Meclisten en kısa zamanda bunu çıkarmaya ihtiyacımız var.

Artık, kentler yavaş yavaş, giderek AVM mezarlığına dönüyor ve bakın o şeylere, bulunan markalar Türk markaları olmaktan daha çok yabancı markalar hâline geldi. Onun için, bu kanun en ideal kanun olsa da piyasa uygulamasında piyasayı büyük oyunculara terk ettiyseniz, piyasayı büyük oyuncuların gücüne terk ettiyseniz, Türk esnafı, Türk sanatkârı, Türk tüccarı, Türk sanayicisi bu yasadan gerekli desteği alamaz ve gelişmesini sağlayamaz. Adil bir yasa, rekabetçi bir yasa ancak yeni bir perakende piyasası yasasıyla olacaktır.

Bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyor, yasanın ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN -  Teşekkür ederim Sayın Susam.