GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TUTUKLU BULUNAN ÖĞRENCİLERİN DURUMLARINA VE ADİL YARGILANMA YAPILABİLMESİ İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERE İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:16.11.2011

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimin başında hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Milletvekilinin dile getirdiği hususlar üzerinde görüşlerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye bir hukuk devleti. Hukuk devletinin gerekleri neyse bunun yapılması, hepimizin üzerinde hassasiyetle durması gereken bir konu. Anayasa'mızın 2'nci maddesi ve ilgili başkaca maddeleri ve bu konuya ilişkin yasal düzenlemelerin hepsi, hukuk devletinin ayakta durması için birtakım kuralları barındırıyor kendisinde. Bir defa, siyasetçilere birtakım görevler yüklüyor. Nedir? Yargıyla ilgili konularda daha hassas davranılması ve yargının artık tekelinde olan soruşturmasında veya kovuşturma aşamasında olan konularla ilgili konuşurken, değerlendirme yaparken, yargı süreçlerine ilişkin değerlendirme yaparken burada büyük bir hassasiyete ihtiyaç var ki süreçler sağlıklı işlesin.

Yargıya birtakım görevler düşüyor. Yargı görevini yapan ister avukat olsun ister hâkim olsun ister savcı olsun, kim görev yapıyorsa, bu görevi yapanlar dosyaya karşı bir defa bağımsız olmalılar, tarafsız olmalılar, ön yargısız olmalılar, dosyanın taraflarına karşı da aynı şeyi gerçekleştirmeliler, taraflara karşı da aynı şeyde olmalılar, öte yandan kendilerine karşı da tarafsız ve bağımsız davranabilmeliler. Her hâkimin her savcının her avukatın elbette bir siyasi düşüncesi olabilir, elbette bir ideolojisi olabilir, elbette bir görüşe yakın, diğer görüşe uzak olabilir ama yargılama yaparken, soruşturma yaparken bir savcı veya hâkim kendi ideolojisine göre, kendi siyasi eğilimine göre değerlendirme yaptığı zaman işte orada hukuk devleti çok büyük yara alıyor demektir, yara almış demektir. O nedenle, yargıçların ve savcıların ve yargı görevi yapan avukatlar dâhil herkesin dosyalara bakarken, olaylara bakarken objektif bakabilmesi için taraflara karşı, kendi düşüncesine, ideolojisine karşı, dosyaya karşı tarafsız ve bağımsız olma zorunluluğu var. Medyaya karşı da tarafsız ve bağımsız olma zorunluluğu var. Bakıyorsunuz medyada özellikle devam eden kimi soruşturmalarla ilgili ikiye ayrılmış kampları görüyoruz. Bazı soruşturmalarda bazı medya veya bazı siyasiler "Bunlar kesin suçludur, bunlar cezasını almalıdır, şöyledir, böyledir." büyük bir kabul içerisinde. Hâlbuki hukuk ön kabulleri kabul etmez, reddeder. Bu, yargılamanın sonucunda ortaya çıkacak bir husustur. Diğer kesime bakıyorsunuz, onlar da bu dosyalarda yargılananların suçsuz ama başka dosyalarda yargılananların suçlu olduğu yönünde bir kabule sahiptir. Bu da çok tehlikeli bir durum. Bir ülkede siyasiler, medya mensupları, insanlar davalar konusunda ikiye, üçe ayrılıyorsa, bir davadakiler suçlu, öbür davadakiler suçsuz yaklaşımını benimsiyor, ona göre kendi söylemlerini, eylemlerini tanzim ediyorsa, hukuk devletinin orada işlemesi fevkalade zordur. Bugün Türkiye'de maalesef bunu yaşıyoruz. Zaman zaman bakıyoruz, siyasi partilerin grup toplantıları âdeta mahkeme salonuna dönüyor, hâkimler, savcılar, yargıçlar, nelerle nelerle itham ediliyor ve suçlanıyor, yargılananlar aklanıyor. Hangisi doğru? İkisi de yanlış hem suçlamak yanlış hem aklamak yanlış. Suçlamak da bizim işimiz değil aklamak da bizim işimiz değil. Bu, yargı süreçleri sonucunda ortaya çıkacak bir husustur ama maalesef Türkiye'de biz bunu aşamadık.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Bunu öz eleştiri sayabilir miyiz?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ben bir hukukçu ve siyasetçi olarak bütün siyasi partilerden ve herkesten, her kesimden özellikle istirham ediyorum. Devam eden soruşturmalar konusunda herkesin kendisine de bir ölçü, mesafe koyması lazım. Bir iddia varsa, bir soruşturma varsa, bir karar varsa, bir tutuklama veya başka bir husus varsa bununla ilgili gazetelerin yazdıklarıyla konuşmak veya birilerinin ortaya koyduklarıyla konuşmak bizi doğru sonuçlara götürmez.

Geçmişte çok tartışıldı. İşte, imza ıslak mıydı, kuru muydu, kâğıt parçası mıydı, değil miydi ve daha işin başında tartışıldı ama daha sonra ne oldu? Bütün bilirkişi raporlarıyla ve kamuoyunun da kabul edeceği şekilde kâğıt parçası olmadığı, imzanın da ıslak olduğu ve kimlere ait olduğu tartışmaya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıktı.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Mahkeme sonuçlanmadı, bak sen de konuşuyorsun öyle Sayın Bakan.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Şimdi, "İnternet  andıcı" konuşuldu, tartışıldı, dendi ki şöyledir, böyledir, başka şeyler çıktı.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Bu mahkeme de sonuçlanmadı, konuştuğun mahkeme.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ben onun için diyorum ki bunlarla ilgili konuşmanın yeri ne buradır, ne de gruplardır ne de siyasilerin ağzıdır veya yaptığı toplantılardır.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Şu anda ne yapıyorsunuz siz?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Biz bunları konuştuğumuzda iki gün sonra ortaya çıkacak bir mahkeme kararı, bir bilirkişi raporu veya ortaya çıkacak yeni bir delil bizi fevkalade zor durumda bırakabilir ve bırakıyor da.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Devam eden mahkemeyle ilgili konuşuyorsun Sayın Bakan. Kendi yanlışını kendin yapıyorsun ya.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bir başka konu, o da şu: Bakın, Türkiye'de yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını etkileyen, ortadan kaldıran bana göre en önemli şey, Yargıtaya itaat etmek zorunda olan bir yargı sisteminin olmasıdır. Bugün Türkiye'de adli yargının Yargıtaya, idari yargının Danıştaya itaat etmeden yani onun kararlarına uymadan karar verdiği zaman terfi sistemi, fevkalade onun önünü kapayacak bir şekilde. Hâkimler kararlarında direnemiyorlar. Neden? Çok yanlış bir not sistemi var, çok yanlış bir terfi sistemi var, herkes bakıyor. Acaba Yargıtay daha önce bu konuda ne demiş, Yargıtay nasıl karar vermiş, ben karar verirken Yargıtayın kararına uyarsam ne olur, uymazsam ne olur, herkes onun derdine düşmüş. Hâlbuki Yargıtayın ne dediği elbette önemli yol göstericilik açısından, ama mahkemelerin tamamen Yargıtayın kararlarına itaat ederek, Yargıtay ne diyorsa o yolda adım atarak mesafe alması da fevkalade yanlıştır ve yargı bağımsızlığı açısından da çok büyük bir tehlikedir, maalesef, bu tehlikeyi Türkiye bugün yaşıyor.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Bütün bunları biz düzeltiriz, merak etme! Siz on yıldır düzeltemediniz!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ben avukatlığım döneminde de, siyaset yaptığım dönemde de bu konuyu hep eleştirdim, yine de eleştirmeye devam edeceğim, çünkü bunun düzelmesi lazım, yargıçların Yargıtaya karşı bağımsız hâle gelmesi lazım, idari yargıda görev yapanların Danıştaya karşı tam bağımsız hâle gelmesi lazım. Onun için şu kadar iş yükü çıkacak, şu kadar, efendim, şu notla geçecek, geçmezse senin akıbetin şöyle olacak şeklindeki ilkel sistemin kaldırılması lazım?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Ama Hükûmete karşı bağımlı olması lazım!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ?bununla ilgili de Adalet Bakanlığının bir çalışması olduğunun müjdesini, ben, buradan yüce heyetle paylaşmak istiyorum.

Bir başka konu, Türkiye'nin hukuk devleti olması yolunda hepimizin kararlı çalışması lazım. Siyasetçilerin, medyanın, bilim dünyasının, ama en önemli çalışmayı da yargının yapması lazım.

Bugün devam eden ve eleştirilen konulara baktığınızda, Türk Ceza Kanunu ve ceza mevzuatımıza baktığınızda ve bunun içerisindeki düzenlemelere baktığınızda, hâkimlerin, savcıların, yargı görevi yapanların temel hak ve hürriyetlerden yana, özgürlüklerden yana, insandan yana, hukuktan yana yorum yapmasına engel olan bir düzenleme yok, esasında teşvik eden düzenlemeler var.

Örneğin bu ülkede yıllar yılı baş örtüsü zulmü yaşandı.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Ya bırak baş örtüsünü Bekir Bey Allah aşkına ya! Sen içerdeki adamlara bak ya! Masal okuyorsun orada ya!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Neyle yaşandı? Mahkeme kararıyla yaşandı.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Senin özgürlük anlayışın bu kadar! Baş örtüsü!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Şimdi, bakın, bir mahkeme, bir öğrenciyi başını örtüyor diye eğitim hakkını elinden alan karara imza atarsa, orada hukuk devletinden bahsedemezsiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Baş örtüsü! Senin özgürlük anlayışın baş örtüsü!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Anayasa Mahkemesi?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Dayak yiyen çocuklar ne olacak, dayak yiyen çocuklar?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Anayasa Mahkemesi, eğitim hakkını bir kişinin elinden alan?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Bakan, dayak yiyen çocuklardan bahset.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ? şu kıyafeti tercih ediyorsun diye, onun altına imza atarsa orada hukuk devletinin adı anayasada yazar ama uygulamada ararsınız, bulamazsınız.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Tabii? Hukuk devletinde insanlar içeri girer!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Onun için, biz diyoruz ki: Bakın, Amerika'sını da?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - İktidarlara bağlı olur hâkimler, hâkimler yargıya bağlı olmaz sana bağlı olur.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bugün, ileri demokrasi dediğimiz ülkelerde hukuk devletinin inşasında en önemli gücü yargıçlar ortaya koymuşlardır. Demokratikleşmeyi de insan hakları alanında önemli adımlar atılmasını da?.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Onun için, insan hakları ihlalinde birinci sıradasınız dünyada.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ?hukukun evrensel ilkelerinin siyaset kurumu tarafından hayata geçirilmesini de mahkemeler zorlamıştır?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Tabii, tabii? Onun için birinci sıradasınız.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ?parlamentoları zorlamışlar, hükûmetleri zorlamışlar?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - İnsan hakları konusunda dünyada birinci sıradasınız. Gözünüzü açın Sayın Bakan.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ? siyasi partileri zorlamışlar, verdikleri kararlarla insan haklarının, hukuk devletinin yolunu açmışlar.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - İnsan haklarıymış! Hapishanede adamlar ölüyor, nasıl öldüğü belli değil. Bunun sorumlusu sizsiniz.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ama Türkiye'de bakın, tam tersi, yargı verdiği kararlarla Meclisin attığı adımların önünü kapattı. İşte Anayasa'nın 10 ve 42'nci maddesini hep beraber 411 oyla değiştirdik. Anayasa ayaklar altına alındı.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - İşine gelince 12 Eylül Anayasası, işine gelince Anayasa?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Böyle bir karar çıkar mı? Çıkmaz. Hâlbuki, mahkemelerin Parlamentoyu haklar, hürriyetler, hukuk devleti konusunda şöyle yanlış kanunlar var, maddeler var, hükümler var, bunları düzeltin diye verdikleri iptal kararlarıyla zorlamaları lazım ama öyle olmadı.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Bakan, 12 Eylül Anayasası'na, yasalarına karşı mısınız değil misiniz? Onu söyleyin. Bırak, masal anlatma.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakın, 301 tartışmalarının yapıldığı günleri ben hatırlıyorum. O zaman, çok değerli tartışmalar yaşandı.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Masal anlatıyor. Dört senedir dinlerim seni.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Sayın Orhan Pamuk'la ilgili, savcılardan birisi takipsizlik kararı verirken bir tanesi tuttu dava açılması yönünde ve de daha büyük cezalarla dava açılması yönünde karar verdi.

İşte Şemdinli olayını yaşadık. Mahkemenin bir tanesi otuz dokuz yıla varan bir kararın altına imza atarken, bir başka mahkemeden fevkalade başka bir karar çıktı.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Kozinoğlu neden öldü hapishanede? Onu açıklasana.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ben şimdi soruyorum, hem kendime soruyorum hem de hepimize soruyorum?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Kozinoğlu hapishanede neden öldü Sayın Bakan?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bir mahkemede bir kişinin otuz dokuz yıl ceza almasına ilişkin bir karar çıkar da bir başka mahkeme -Haydi buna yirmi yıl diyebilir, on beş yıl diyebilir- beraatine dair bir karar tesis ederse orada hukuk nasıl tecelli edecek?

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Sayın Bakan, muhalefet değilsin, iktidarsın. Çözüm söyle, çözüm.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Baktığınızda, bizim sıkıntılarımız var.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - İktidar değil misiniz Sayın Bakan?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Onun için, biz diyoruz ki: Hep beraber bu sıkıntıları aşmak zorundayız. Ama, en önemli sıkıntısı Türkiye'nin, yasalar değişse de değişmeyen kafalardadır, yasalar değişse de değişmeyen uygulamalardadır, yasalar değişse de değişmeyen alışkanlıklardadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz AK PARTİ Hükûmetleri olarak, bugüne kadar bu ülkede değişmeyen alışkanlıkları değiştirmeye, değişmeyen uygulamaları değiştirmeye, hukukla bağdaşmayan uygulamaları hukukla bağdaşır hâle getirme noktasında son derece kararlıyız.

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Yargıyı kendinize bağladınız, kendinize bağladınız!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bugüne kadar ciddi adımlar attık, atmaya da devam edeceğiz ve biz bu noktada, herkesin ezberlerini bozduk. Daha çok bozacağımız ezber var, onu da beraber yapmamız lazım. Böyle karşı karşıya gelerek değil, omuz omuza vererek yapmamız lazım çünkü aşacağımız daha çok büyük engeller var. Hepimiz bir araya geldiğimizde, ben inanıyorum ki, insan hakları ve hürriyetleri konusunda, hukuk devleti konusunda, şu Parlamentoda bulunan grupların anlaşamayacağı şey yoktur ama ideolojiler öne çıktığında, ön yargılar öne çıktığında?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Doğru söylüyorsun!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) -  ?ön kabuller öne çıktığında da bizim tartışmaları sağlıklı yapma imkânımız yoktur.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Hani biz seninle 12 Eylülle ilgili kanun çıkarıyorduk geçen sene, ne oldu? Hani çıkacaktı o kanun?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ben, umarım, bu noktada, Anayasa tartışmaları Türkiye'ye önemli bir eşik atlatır, önemli bir noktaya getirir.

Biz hukuk devleti konusunda, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısını değiştirirken çok önemli bir adım attık. Ondan önce, baktığınızda, işte, Danıştaydan 2 kişi, Yargıtaydan 3 kişi seçiliyor, onlar oraya geliyor, işte, baktığınızda farklı bir yapı oluyor, Cumhurbaşkanı da onlardan atama yapıyor. Şimdi, onlar da Yargıtaya, Danıştaya üye atıyor.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Şimdi, hemşehrilerini atıyor!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Kapalı devre bir kast sistemi işliyor.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Hemşehrilerini atıyor şimdi!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Şimdi, o sistemin içerisinde herkes birbirinin ağzına bakıyor. Neden? Çünkü, bütün yükselmeler oradan geçiyor. Biz ne yaptık? Biz dedik ki: Bu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kim hakkında karar veriyor? Hâkim ve savcılar hakkında. Öyleyse, hâkim ve savcılar kendilerini temsil edenleri doğrudan seçsinler. Doğrudan seçme yetkisi verdik, aracıyı taracıyı kaldırdık.

İki: Ne dedik? "Yargıtay kendini temsil edeni doğrudan seçsin, Danıştay kendini temsil edeni doğrudan seçsin." dedik. Kötü mü yaptık?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Bakan, özel yetkili mahkemelere gel ya!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ama o zamanki Yargıtay Başkanımız da, Danıştay Başkanımız da çıktılar bunu eleştirdiler.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Gündem dışı konuşma özel yetkili mahkemeler, tutuklular.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Allah aşkına, dünyanın neresinde "Sizin adınıza sizi temsil edecekleri siz doğrudan seçin, biz size bu yetkiyi veriyoruz." diye bir kanuni düzenleme olur da bu düzenleme lehine yapılanlar "Biz bunu kabul etmeyiz." diye ayağa kalkarlar?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Bakan, haksız tutuklamalara gel, tutuklamalara.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bunun hukukla alakası var mı? Bunun ideolojiyle alakası var.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Tutuklamalara gel, özel yetkili mahkemelere gel, gündem konusu oydu.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - O nedenle, biz bu alanda da önemli bir adımı attık, kast sistemini ortadan kaldırdık.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Gündemle ilgili konuşmuyorsun.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Yargıçlar ve savcılar kendileriyle ilgili karar verecekleri bundan sonra doğrudan seçiyorlar. Bunun adı "demokrasi"dir, bu, hukukun evrensel ilkelerinin bu alanda hayata geçirilmesidir.

Bakın bir başka konu: Biz 12 Eylül halk oylamasında kabul edilen Anayasa değişiklikleriyle Türkiye'de önemli adımlar attık. Geçici madde 15'in kaldırılması önemli bir reform oldu, daha önce 2001'de bunun birinci fıkrası kaldırılmıştı, ikinci fıkrası kalkmamıştı ama biz tamamen maddeyi ortadan kaldırdık. Ne yaptık? O zaman, bu ülkede darbe yapanların yargılanmasını engelleyen düzenlemeyi ortadan kaldırdık. Herkes tartıştı. "Efendim, zaman aşımı dolmuştur, bu iş olmaz veya hukuka uygunluk nedeni vardır, bu şöyle olmaz, böyle olmaz." şeklinde pek çok değerlendirmeler yapıldı. Biz o zaman da, bakın o zaman da Hükûmet olarak çok net ifade ettik, "Burada zaman aşımının işlemesi söz konusu değildir, işlemeyen bir zaman olduğu zamanda zaman aşımı söz konusu olamaz. Geçici madde 15 zaman aşımının işlemesini durdurmuştur. O nedenle, 'zaman aşımının işlemesi' diye bir şey söz konusu değildir." dedik ve bizim kararımız o, bizim düşüncemiz de o. Bu konuda son kararı elbette yargı verecektir. Bize göre darbe yapanlarla ilgili zaman aşımı 12 Eylül 2010 tarihinden itibaren işlemeye başlamıştır ama buna yargı karar verecektir.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - O size göre. Size göre o, size göre.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Farz edin bunun aksini söyleyenler olsun, "Yok, zaman aşımı dolmuştur." veya "Hukuka uygunluk vardır."

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Milleti kandırmak için yaptınız o yorumları.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Hangi görüşü benimserseniz benimseyin, ortaya çıkarsa çıksın bu ülkede darbe yapanlarla ilgili adli soruşturmalar yapılacaktır.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Hani yapılıyor mu?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Yapılmadan karar verilemez. Çünkü zaman aşımına ilişkin bir karar verilecekse soruşturmanın sonucunda karar verilecektir, eğer başka bir karar verilecekse yine soruşturmanın sonucunda verilecektir. Farz edin ki dava açılmaması yönünde bir karar çıktı ve bu karar nereye gidecektir? İtiraz üzerine mahkemeye taşınacaktır. Sonuçta, darbe yapanlar her hâl ve şartta savcıların önüne çıkacak hesap verecektir, yargıya gidecek hesap verecektir. Biz bunun adımını attık, yolunu açtık. Biliyorsunuz Kenan Evren'in de ifadesi alındı, dosya açıldı, soruşturması devam ediyor.

HÜSEYİN AYGÜN (Tunceli) - Marmaris'te, Marmaris'te...

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - O gün burada bu geçici madde 15 kalkmasın diye uğraş verenleri de Türkiye gördü, meydan meydan gezip "Darbeciler yargılanmasın." diyenleri de Türkiye gördü, bizi de gördü.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Çok yargıladınız Bekir Bey.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - O nedenle, biz bu noktada samimiyiz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Ceza Kanunu'ndaki zaman aşımı süresini kaldıralım dediğimizde niye ret oyu verdiniz?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Bekir Bey Adalet Komisyonunda 12 Eylül'le ilgili yasa bekliyor, biraz samimi olalım.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ve yargılama devam edecektir.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Biraz samimi olalım. O yasadan senin haberin var, Grup Başkan Vekiliydin o zaman.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Cihan Kırmızıgül'le ilgili ve öğrencilerle ilgili de bir şeyi ifade etmek istiyorum. Şimdi, Sayın Vekilin ifade ettiği Cihan Kırmızıgül'le ilgili -bugün değişik medya organlarında da vardı- baktığımız zaman, aldığım bilgilere göre, tabii ben bilmiyorum ama öğrenci olduğu için mi gözaltına alınmış, yoksa öğrenci olduğu için mi tutuklanmış nedir konu diye baktığımızda ?

HÜSEYİN AYGÜN (Tunceli) - Galatasaray Üniversitesi öğrencisi.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ?PKK terör örgütü adına eylem yapmak amacıyla Kâğıthane ilçesi Etibank Caddesi üzerinde toplanan grup içerisinde yer alarak, toplanan kişilerin üzerine yüzünü kapatarak ellerindeki molotofkokteyllerini cadde üzerinden bir marketin camlarına doğru attıkları? Uzun uzun anlatıyor. Yani bir eylem var. Bununla ilişkin bir soruşturma devam ediyor. Şimdi, terör örgütü adına eylem yaptığı hakkında iddia olunanlarla ilgili cumhuriyet savcıları soruşturma açmayacaklar mı? Elbette açacaklar, yasa bu yetkiyi veriyor. Kolluk güçleri vazifesini yapmayacak mı? Elbette yapacak. Yani burada eylem yapılıyor, bunu yapanlar öğrenci diye geri duracak mı? Durmayacak, çünkü yasa ona o yetkiyi veriyor. O çerçevede bir değerlendirme yapılıyor ama konuyu farklı gösterip, öğrenciler böyle duruyor diye dendiği zaman bu da fevkalade yanlış bir yaklaşım olur.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Bakan, Sivas sanıkları Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'ndan yargılandı.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Diğer isimlere baktığım zaman, terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak şeklinde birtakım eylemler nedeniyle itham edildiklerine dair bilgiler var. Tabii, bunlar doğru mudur değil midir, iddia bunlar, bunun doğru olup olmadığına yargı karar verecektir, bizim karar vermemiz fevkalade yanlış olur; ama bunlarla ilgili soruşturmayı, kovuşturmayı elbette yargı yapacaktır ve yargı sonucunu hepimiz beklemeliyiz ve yargının vereceği karar neyse ona da hepimiz saygı duyacağız.

Ben, bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)