| Konu: | MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 125 |
| Tarih: | 27.06.2012 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Parlamentonun saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
6 Nisan 2011 tarihinde bir yetki kanunu çıkarıldı ve bu yetki kanununa dayalı olarak da geçtiğimiz yıl çıkarılan otuz beş tane kanun hükmünde kararnameyle ülkemiz yönetiliyor.
Şimdi, bir yıldır Türkiye Büyük Millet Meclisinde hepimiz görev yapıyoruz. Ben de Plan ve Bütçe Komisyonunda görev yapıyorum. Plan ve Bütçe Komisyonuna birçok kanun geldi ve birçok kanunu görüştük, müzakere ettik fakat ilk kez hayatımda, bu bir yıllık süre içerisinde bu kadar sıkıntı çektiğim bir dönemi yaşadım. Gelen birçok kanun teklifiyle ilgili çok uzun süren müzakereleri gerçekleştirdik, çok tartışmalarımız oldu, ara verdiğimiz dönemler oldu ama ilk kez bu kanun teklifini, bu "torba kanun" diye adlandırılan? Aslında torba da değil, tamamen bir çuval oldu çünkü 36 madde olarak geldi ama oradan getirilen ilavelerle birlikte toplam 59 maddeye ulaştı ve tamamen birbirinden farklı.
Bakın, arkadaşlar, biraz önce Kalkınma Bakanımız buradaydı. Kalkınma Bakanına "59 maddelik bu kanun teklifinde sizin Bakanlığınızı ilgilendiren bir madde var mı?" diye sorduğumda, Sayın Bakan "Beni ilgilendiren hiçbir madde yok." dedi ama bu 59 tane maddenin içerisinde Maliye Bakanlığını, Kalkınma Bakanlığını, Hazine Müsteşarlığını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını, Sosyal Güvenlik Kurumunu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını, Millî Eğitim Bakanlığını, Adalet Bakanlığını, Ulaştırma Bakanlığını, İçişleri Bakanlığını, Millî Savunma Bakanlığını, Sanayi ve Ticaret Bakanlığını, Sayıştay Başkanlığını, YÖK'ü, TÜBİTAK'ı, Devlet Personel Başkanlığını, ÖSYM'yi, Sivil Havacılığı, EPDK'yı, Kamu İhale Kurumunu, Yüksek Seçim Kurulunu, Gelir İdaresini, Kredi ve Yurtlar Kurumu dâhil olmak üzere onlarca kurumu ilgilendiren bir kanun teklifini görüşüyoruz arkadaşlar. Geçtiğimiz günlerde Plan ve Bütçe Komisyonunda bunu görüşür iken bu görüşmeye katılan isim Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin'di. Sayın Fatma Şahin'i ilgilendiren maddenin sayısı da 59 maddenin içerisinde sadece 2 taneydi ve 59 maddeyle ilgili Sayın Bakan yorum yapmak ve hatta sorulan sorulara cevap vermek durumunda kaldı arkadaşlar.
Sayın Başkan, şöyle bir tabloyla karşı karşıya kaldık: Milletvekilleri olarak, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri olarak bürokratlara sorduğumuz sorulara yeteri kadar cevap alamadık. Sayın Bakan konusuyla ilgili olmadığı için vermiş olduğumuz sorulara da doğru dürüst cevap veremedi. Öyle bir durum oldu ki enerji konusunu konuştuğumuz dönemde EPDK temsilcisi orada kalktı, "Biz bu getirilen kanun teklifine, maddeye karşıyız." diye orada söz aldı ve konuştu ama Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından gelen bir genel müdür, daire başkanı "Hayır, öyle değil. Biz buna katılıyoruz, böyle olması gerekir." diye de bir cevap verdi. Şunu gördük: O gün oradaki tartışmalara katılan, bürokrasiden gelen arkadaşlarımız ile Hükûmet temsilcileri arasında çok büyük bir nüans farkı olduğunu ve birbirinden çok farklı düşündüklerini orada açık ve net bir şekilde gördük.
Bir şey daha bizi çok üzdü: On yıllık AKP Hükûmeti döneminde, iktidarı döneminde devlet bürokrasisinde bilgi, beceri, yetenek, liyakatin önemli olmadığını, sadece AKP'nin yandaş bürokrasiyle oraya konuşlandığını ve oranın doldurulduğunu açık ve net bir şekilde gördük. Bu, devlet terbiyesine yakışacak bir tutum ve davranış biçimi değildir ve bürokrasinin ne şekilde ve nasıl ele geçirildiğini bir kez daha burada görmüş olduk.
Değerli arkadaşlar, şunu söylemek gerekiyor: Bu "çuval" diye adlandırdığımız torba kanunun en önemli maddelerinden bir tanesi Sayıştay. Şimdi, on yıldır iktidardasınız ve devletin bütün kurum ve kuruluşlarına istediğiniz kadroları da getirdiniz ve orada görev verdiniz. Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına, bizler adına, sizler adına tüm kurum ve kuruluşları denetleyen ve gerekli raporları hazırlayan ve Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi vermesi gereken bir kurum ve geçtiğimiz bir buçuk yıl içerisinde Sayıştayla ilgili değişiklikleri yine bu Parlamento yaptı ve sizler yaptınız, sizin iktidarınız döneminde yapıldı ama aradan geçti bir buçuk yıl, şimdi Sayıştayda bir değişiklik yaparak Sayıştayı devre dışı bırakmak istiyorsunuz. O zaman, burada aklımıza gelen olay şudur açık ve net bir şekilde: Evet, tüm kurum ve kuruluşlarda yolsuzluklar ve şaibeler almış başını gidiyor. 2 bine yakın belediyede, yerel yönetimlerde? On yıla yakın zamandır iktidardasınız ve yerel yönetimlerde olan yolsuzluklar ve şaibeler almış başını gidiyor. Şimdi, her şeye rağmen, on yıllık bu kadrolaşmaya rağmen hâlâ Sayıştayda namuslu, dürüst, devleti düşünen bürokrasi vardır ve görevlerini yapmaktadırlar ama onları da devre dışı bırakmak için şimdi Sayıştay Kanunu'nda bir değişiklik yaparak, devletin bürokrasisini devre dışı bırakarak bu raporların tutulmasını ve bu raporların kamuoyuyla paylaşılmasını istemiyorsunuz ve bunların -gizlenmesini, saklanmasını- ortaya çıkartılmasını istemiyorsunuz. Bu yapılan yanlıştır. Bir söz vardır, "Keser döner, sap döner, bir gün gelir devran döner." arkadaşlar. Bu nedenle, Sayıştayı devre dışı bırakmak yerine Sayıştayın kadrolarının güçlendirilmesi, bilgi birikimli, yetenekli ve liyakatli kadrolarla oluşturulması gerekirken ama getirmiş olduğunuz bu kanun, torba kanun değil, çuval kanunla birlikte Sayıştayı devre dışı bırakmak istiyorsunuz. Bu kabul edilebilir değildir.
Bu nedenle, getirmiş oludunuz bu elli dokuz maddelik çuval kanuna ret oyu vereceğimizi söylüyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çam.