GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: "AKP İKTİDARI DÖNEMİNDE AFET VE ACİL MÜDAHALE MEVZUATINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER VE GETİRİLEN YENİ YAPILANMA SONUÇLARININ VAN DEPREMİNDEKİ ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI, SONUÇLARININ TESPİTİ VE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA" VERİLEN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN 16/11/2011 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMDE OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI BİRLEŞİMDE YAPILMASINA İLİŞKİN MHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:16.11.2011

ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

AK PARTİ İktidarı döneminde afet ve acil müdahale mevzuatında yapılan değişiklikler ve getirilen yeni yapılanma sonuçlarının Van depremindeki etkilerinin araştırılması, sonuçlarının tespiti ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi için Meclis araştırması açılması önergesi aleyhinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.

Sözlerime başlarken Van depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, geride kalan yakınlarına başsağlığı, bütün Vanlı kardeşlerime ve orada görev yapan arkadaşlarıma sabır ve kolaylıklar diliyorum.

Ayrıca, Niğde ilinde meydana gelen don afeti neticesinde zarar gören patates üreticisi çiftçilerimize "Geçmiş olsun." diyorum. Konuyla ilgili, Hükûmetimiz tarafından gerçekleştirilmekte olan çalışmaları yakından takip ettiğimizi belirtmek istiyorum.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'de afet yönetim sistemiyle ilgili tartışmalar 1992 yılında başlamıştır. Erzincan'da 13 Mart 1992'de 6,8 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş, 653 kişi ölmüş ve 8.057 bina yıkılmış, çökmüş, ağır hasarlı olmuştur. Erzincan'ın hasarlarının ortadan kaldırılması ve yeniden imarı için Dünya Bankasından proje desteği ve para desteği istenmiş, Dünya Bankası tarafından gönderilen uzmanlar tarafından hazırlanan proje ve borçlanma hususunda anlaşma sağlanmıştır. Fakat, Dünya Bankası uzmanları, 1992 yılında, ülkemizin afet yönetim yapısının iyi olmadığını ve yeniden yapılanması gerektiğini beyan etmişler ve bu hususu proje kapsamına koymayı teklif etmişler, kurumsal yapılanmayı, borçlanma projesi içine koymak istemişler. O zamanki Hükûmet bunun için yani kurumsal yapılanmanın yapılması için para gerekmediğini, bunu kendi kendimize yapabileceğimizi düşünerek bunun proje dışında bırakılmasını istemiş ve Dünya Bankasından alınan paralarla Erzincan yeniden imar edilmiş fakat kurumsal değişiklik konusunda herhangi bir faaliyet, çalışma yapılmamıştır.

1992'den gelmişiz 1999'a, Marmara depremine. 1999 Marmara depreminden sonra biz, Dünya Bankasından Marmara depreminin zararlarının telafisi için proje ve para desteği istemişiz. Yapılan görüşmeler neticesinde Marmara Depremi Yeniden Yapılandırma Projesi ve bununla ilgili borçlanma o zamanki Koalisyon Hükûmeti tarafından imzalanmıştır. Bu defa, Dünya Bankası kurumsal yeniden yapılandırmayı borç paranın ön şartı yapmıştır yani "Siz afet yönetim yapınızı iyileştirmezseniz, biz size kalıcı konutlar için para vermeyiz." demiştir ve yapılan borç sözleşmesinde bu bir hüküm olarak yer almıştır.

O zamanki Koalisyon Hükûmeti, 22 Kasım 1999'a kadar İçişleri Bakanlığı bünyesindeki Sivil Savunma Genel Müdürlüğü -ki o zamanki koalisyon döneminde Anavatan Partisindeydi İçişleri Bakanlığı- ve MHP kontrolündeki Bayındırlık Bakanlığı bünyesindeki Afet İşleri Genel Müdürlüğünün tek çatı altında İçişleri Bakanlığı bünyesinde birleştirilmesi hususunda karar vermiş ve bu anlaşmayı imzalamıştır. Yani İçişleri Bakanlığı bünyesinde Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü birleştirilecektir. Bu birleşmeyi sağlamak için bakanlıklar arasında müsteşarlar seviyesine kadar on bir toplantı yapılmıştır. Hiçbir parti elindeki bir teşkilatı başka bir partinin kontrolündeki bakanlığa vermek istemediği için herhangi bir ilerleme sağlanamamıştır. 21 Kasım gelmiş fakat birleşme sağlanamamıştır. 21 Kasım akşamı Dünya Bankasıyla görüşmeler yapılmış, Başbakanlık bünyesinde Acil Durum Yönetimi Başkanlığı altında yeni bir çatı teşkilatı kurulması ve bir süreç dâhilinde diğer iki kurumun bu çatı altında birleştirilmesi teklif edilmiş, Dünya Bankasınca ek bir mektupla uygun görülmüş ve kalıcı konutlar için finansman sağlanmıştır. 22 Kasım 1999'da Hükûmet sahip olduğu kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini kullanarak Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Başkanlığı teşkilatını kurmuştur. İki teşkilatı tek teşkilat hâline getirmek için yola çıkılmış fakat Koalisyon Hükûmetinin bir marifeti olarak iki teşkilat üç teşkilat hâline gelmiştir. Daha sonra, 2000 yılında yeni bir kanun hükmünde kararname çıkartılarak burası genel müdürlük hâline getirilmiş, kalıcı bürokratik yapılanması sağlanmış, diğer iki kurum mevcut hâldeyken bu yeni kurulan Genel Müdürlük kalıcı hâle getirilmiştir.

Sayın milletvekilleri, 2009 yılında 5209 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun çıkartılmış, bu üç kurum böylece tek çatı altına getirilmiştir. Yeni kurulan Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı hızla teşkilatlanarak görev alanlarıyla ilgili çalışmalara hızlı ve etkin bir şekilde başlamıştır ve devam etmektedir.

Ülkemizde afet yönetim sisteminin temel kanunları soğuk savaş dönemi ve NATO konseptinin etkisi altında çıkmıştır. Önce 1958'de Sivil Savunma Kanunu, arkasından 1959'da "Afet Kanunu" dediğimiz Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun çıkmıştır.

Değerli milletvekilleri, bu iki kanun hâlâ yürürlüktedir, herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Bu iki kanunla ilgili değişiklik çalışmaları ilgili kurumlarca bitirilmiştir ve yasama sürecine sunulmak üzeredir.

Afet ve sivil savunma kanunları ile teşkilat kanunlarının fonksiyonlarının birbirlerine karıştırıldığını düşünerek bu önergeye karşı oy kullanacağım. Bu sebeple oyumu buradan beyan ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)