GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:126
Tarih:28.06.2012

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; 302 sıra sayılı Teklif'in 26'ncı maddesinin değiştirilmesi gayesiyle vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime, dün Siirt'ten gelen, yüreğimize kor gibi düşen, içimizi acıtan şehit haberlerinden dolayı üzüntülerimi dile getirerek başlamak istiyorum. Cenabıallah şehitlerimizden rahmetini esirgemesin, ailelerine sabır ihsan etsin, Türk milletinin başı sağ olsun. Terör örgütünün katil sürülerini, terör örgütünün dostlarını, sevenlerini ve terörle mücadele etmeyen müzakere edenleri kahretsin.

On yedi yıl evvel modern ve medeni olduğu iddia edilen Avrupa'nın göbeğinde, Bosna'da yaşanan katliamı şiddetle kınıyorum, sadece Müslüman oldukları için katledilen, soykırıma uğrayanlara da Cenabıallah'tan rahmet diliyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, Meclis gündeminde ele aldığımız 302 sıra sayılı Teklif, artık yerinde ifadeyle tam bir AKP klasiğidir. Birçok kanun ve kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapan teklif, konu ve amaç bütünlüğü olmayan, aralarında bağlantı bulunmayan mevzuatı değiştiren hükümler ihtiva etmektedir. AKP Hükûmetleri bu duruma "torba yasa" dese de bunun adı "çorba yasa" ya da "çuval yasa" olarak söylense daha uygun olacaktır.

Diğer yandan  bu düzenleme tasarı olarak değil teklif olarak gelmektedir. Bir grup milletvekili Hükûmet işlerine dair kanunlarda sadece ilgili Hükûmet dairelerinin bilebileceği hususları teklif hâline getirip gündemimize getirmektedir. Burada maksadın 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 14'üncü maddesi ve diğer mevzuattan kaçmak olduğunu bilmeyenler sadece saflardır. 5018 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde tasarı olarak getirilmesi hâlinde bu teklifin hem daha isabetli hem de devlet ve millet hayatına daha katkılı bir iş olacağı muhakkaktır.

Bir başka husus da çok farklı alanları düzenleyen bu teklifin Meclis ihtisas komisyonlarında ele alınmadan sadece Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülerek Genel Kurul gündemine gelmesidir. Hâlbuki, olması gereken teklifin ilgili maddelerinin İç Tüzük çerçevesinde ilgili komisyonlarda incelenmesi ve karara bağlanmasıdır. Maalesef, bunlar ve benzeri özellikleriyle bu düzenleme bir AKP klasiğidir.

Teklifin 26'ncı maddesi de bir AKP klasiğidir. Mecliste bugüne kadar tasarı ve tekliflerin yasalaşmasında usul ve şekil açısından klasik sahibi olan AKP, esas bakımından da klasikler arasına girmiştir. İktidara geldiğinde, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele etmeyi esas olarak sunan AKP, her düzenlemesinde yolsuzluğu yol, yoksulluğu kader, yasakları hikmet hâline getirmeyi becerebilmiştir. Kamu alımları gibi şaibe, yolsuzluk ve adaletsizliğin bir arada olabileceği bir alanda kamu ihale mevzuatında, AKP, şeffaflık ve rekabet ilkelerini raflarda tozlanmaya mahkûm etmiştir. Kamu İhale Kanunu'nun istisna maddesi üç adet iken, (c) harfine kadar gelinmiş iken, bugün bu teklifin 26'ncı maddesiyle (t) harfine yani yirmi dördüncü bende kadar gelinmiştir. Artık ÖSYM şirket kuracak ve şirketin mal ve hizmet alımları da Kamu İhale Kanunu kapsamından çıkarılacaktır. 26'ncı madde hükmü gereği ÖSYM'den sınav hizmeti alan kurumlar da ihale mevzuatından istisna tutulacaklardır.

Bugün, artık yasanın istisnaları genel kural, uyulması gereken genel kurallar ise istisna hâline gelmiştir. Kamu İhale Kanunu'nun içi boşaltılmıştır, sadece Hükûmet yandaşlarının ihale almasını sağlamak için kullanılan bir kanun hâline gelmiştir. İhaleleri idarelerin istemediği müteahhitler aldığında, idareler Kamu İhale Kanunu hükümlerine sarılıp ya ihaleyi iptal etmekte ya da istekliyi elemektedirler. Buna karşın, idarelerin, dolayısıyla Hükûmetin kendi yandaşlarına ise İhale Yasası'nın istisna hükümleri kullanılarak ekonomik güç pompalanmaktadır.

Daha evvel bir öneride bulunmuştum, yineliyorum: Bu kadar dolambaçlı ve örtülü yolsuzluk faaliyetleriyle yorulmayın. İktidarsınız, çoğunluğunuz var; gelin, Kamu İhale Kanunu'nu tümden kaldıralım, "Bütün ihaleler Başbakanın istediği kişilere verilir." diye tek maddelik bir düzenleme yapalım. Sizin yandaşınız olmayan müteahhitler de artık ihale peşinde koşup, masraf etmekten vazgeçsinler. Çoluğunun çocuğunun rızkını başka yerde arasınlar. Zaten ihale vermiyorsunuz, bari boşuna zaman ve para israfına yol açmasınlar.

Saygıdeğer milletvekilleri, yeri gelmişken birkaç soruyu sormadan da edemeyeceğim. Hani devleti küçük ama fonksiyonel yapacaktınız. Hani yolsuzluklarla mücadele edecektiniz. Hani partiniz adı "adalet" ile başlıyordu. Niçin kamu alımlarını sürekli istisnayla örtüyor, görünmez hâle getiriyorsunuz? Yoksa siz de "Türkiye'de zengin olmak istiyorsanız ya devlete satacaksınız ya da devletten alacaksınız." diyen holding sahibinin rahleitedrisatından mı geçtiniz? Mal ve para hırsınız neyle sonlanacak? Kanuni olan ancak meşru ve helal olmayan geliriniz, servetiniz millet ve Allah katında hesaba çekilmez mi sanıyorsunuz? Kanunları değiştirerek gayrimeşru, haram servetinizi helal kılamazsınız. Bu hakkın gerçek sahipleri bir gün yakanıza yapışır.

Bu duygularla önergemizin kabulünü istirham eder, Türk milletinin milletvekillerine saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Türkoğlu.