| Konu: | MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 126 |
| Tarih: | 28.06.2012 |
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; 29'uncu madde üzerinde -torba kanunun- söz almış bulunuyorum. Ama bu konuda verdiğim önergeyle, maddenin eski hâlinde kalmasını talep ediyorum.
Ancak, bununla ilgili görüşlerimi belirtmeden önce, özellikle Çanakkale'nin ve Türkiye'nin 2 tane adası var, bunlar bademciklerimiz. Başka adalarımız da yok. Tüm dünyada bu tür stratejik yerler, özellikle adaların, zor ulaştığı yerde, devlet, ulaşımından, oradaki yargıdan altyapısına kadar her şeyini özellikle zarar etmesine rağmen karşılar ama görüyorum ki Türkiye elindeki 2 tane küçük adacığı yani bademciği olan, Boğaz'ın girişindeki adalardan bile, bunlardan ulaşımı zor olan, sağlık sorunlarını bile ulaşımda çözemeyen Bozcaada ilçemizde, HSYK tarafından yargının Çanakkale'ye bağlandığını görüyoruz.
Yine burada önemli olan şu: Gerçekten, burada, hukukun üstünlüğü ve yargının gerçekten insanlara bir hizmet olduğu anlayışını verirken, bu adaların, bizim adalarımızın, oradaki yaşayan insanların göz önüne alınmadığını yani 146'dan 44 tanesi düşürülerek, ikinci bir kararla 102'ye düşürülürken de gerçekten dünyanın neresine giderseniz gidin, o adalardaki yaşayan insanların, 10 kişi dahi olsa, orada hizmeti, oraya stratejik anlamdaki hizmetlerin götürüldüğünü görürsünüz.
Yine, bir başka ilçemiz Gelibolu Yarımadası. Orada tarihî, millî değerleri olan, gene adı üzerindeki yarımadada da HSYK tarafından oradaki adaletimizin Çanakkale'ye bağlandığını görüyoruz. Bu iki tane önemli yer var. Burada, bu ülkede, bu anlamda, oradaki vatandaşlarımızın bu kadar bol, ekonomisi genişleyen bir Hükûmet anlayışı içerisinde kalkındığını ifade eden AKP Hükûmetinin, bu adaların, buradaki 2 tane yargıcı, 1 savcıyı, parasını ödemekten mağdur mu olduğunu, bu anlamda karşılayamayacağını mı söylemek istiyorsunuz? Buradaki bunu göz ardı etmememiz gerekir. Bunlar normal boyutlarda? O adaların aslında özel statüsü de vardır. Normal bir ilçe anlayışı içerisinde değildir. O adalara bu özel statü içerisinde bakarken oradaki yargının kaldırılması, yargı ve adaletin daha zor koşullar içerisinde, gerçekten insanların zor ulaştığı yerde kaldırılması doğru mudur? Bunların gözden geçirilmesini istiyoruz.
Şimdi, bugünkü, bu madde üzerinde de, özellikle bağımsızlığı söz konusu olan EPDK'nın burada bağımsızlığı, daha doğrusu özerkliği ortadan kaldırıldığı gibi? Burada en önemli şeylerden bir tanesi de gerçekten doğru olan şey, özelleştirilmiş bir şirketin her türlü planlama ve dağıtımını veriyorsunuz ama bundan önceki yasada denetimi EPDK'nın elindeyken, onu özelleştiren her şeyi, bir de özel firmalara dağıtılması ve onların özel şirket tarafından da özellikle de kontrol edilmesini sağlamak ne kadar doğru olacaktır? O zaman özelleştirme şirketlerinde tekrar bir özelleştirme şirketine denetletmek gerektiğini ve böylelikle durmadan özelleştirme şirketlerinin bir denetim içerisinde olduğunu göreceğiz.
Gerçi bundan önce, bir buçuk yıl önce yaptığınız kanun doğruydu ama şimdi niye buna ihtiyaç hissediyorsunuz? Özellikle kendi özelleştirdiğimiz, planlamaların yetkilerini verdiğiniz bir kuruluşa kendi güvenliğimizi ve özerkliğini savunduğunuz bu kuruluşa, 2001 yılında çıkan bu özel kuruluşa güvenmiyor musunuz? Ya da EİE gibi, yine aynı şekilde kendi kuruluşlarımızın Türkiye'de, Türk elektrik dağıtım kurumları gibi yıllarca bu konuda gerçekten ihtisaslaşmış kurumlarımızdan faydalanarak? Onları denetleyen ve onların gerçekten üzerinde olan bir kuruluşun yetkilerini alarak ve özellikle de Plan Bütçede buna karşı çıkmasına rağmen niye bakanlığın eline verilerek yönetmelik hâlinde ucu açık hâle getiriyorsunuz?
Eğer bu konuda yeterli değilse eski kanundaki gibi "veya gerektiğinde özelleştirilmiş şirketlere yardım istenebilir" maddesinin kalmasından yanayız. Ancak eski kanuna bu hâliyle gelirse bilin ki çok büyük yaralara, çok büyük bir çözümsüzlüğe doğru gideceğinizi bildirmek istiyorum. Onun için bu kanunun bu hâliyle değişmemesi gerektiğini söylüyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sarıbaş.