GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARISI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:94
Tarih:12.04.2012

AK PARTİ GRUBU ADINA NUSRET BAYRAKTAR (Rize) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında -yani kısaca 198 sıra sayılı 2/B- Kanun Tasarısı üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Halkımızın en önemli sorunlarından biri, Değerli Hamzaçebi'nin bahsettiği gibi, mülkiyet konusudur. Mülkiyet sorununun çözülmediği alanlarda kamu kuruluşu veyahut özel şahısların meşru ve yasal zeminler içerisinde bir yapılaşma ve kullanım hakkına sahip olmadığını biliyoruz. Mülkiyet sorununun çözümü için de öncelikle kadastro işlemlerinin bitirilmesi gerekiyor. Ne yazık ki 2003 yılına kadar Türkiye'deki kadastro çalışmaları ancak yüzde 75 dolaylarında bitirilebilmiş, orman kadastrosunun ise büyük bir bölümü bitirilememişti. Biraz sonra ismini söyleyeceğim yasalarla, tapu kadastro kanunlarında yapılan değişikliklerle bu çalışmalara hız verilmiş ama öncelik ve özellikle de 2/B konusundaki hususun çözümüne yönelik bazı çalışmalar yapılmış.

Sosyal sorun dediğimiz bu sorunun çözümünün, bir bedel karşılığı veyahut gelir elde edileceği şekliyle değil, halkın ihtiyaç duyduğu sosyal bir olayın çözümü şeklinde düşünülmesi en önemli konudur. Vatandaşımızın ekip biçtiği, barındığı, çocuklarına gelecek olarak gördüğü yaşama alanlarına sahip olabilme imkânının oluşturulabilmesidir.

Kısaca 2/B nedir? 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmiş, yeniden orman özelliğini taşımayan şehir, kasaba, köy yerleşim alanları, tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık gibi çeşitli tarım alanlarının, otlak, yaylak, kışlak gibi, hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen alanların hazine adına orman sınırları dışarısına çıkartılması uygulamasıdır. Bu husus, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2'nci maddesinin (B) bendinde zikredildiği için kısaca "2/B" diye tarif ediliyor.

Ülkemizde yaşanan plansız kentleşme, hızlı sanayileşme ve gelişme sürecinin sonucu olarak önce 1961 Anayasası'nın 131'inci maddesinde 17/4/1970 tarih ve 1255 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikle 15/10/1961 tarihinden önce tarım alanlarına ve toplu yerleşim alanlarına dönüşmüş orman alanlarının orman sınırları dışına çıkartılmasına imkân veren bir düzenleme yapılmıştır. Daha sonra 1973 yılında yapılan değişiklikle bu tarih 1974'e çekilmiştir ve son olarak 1982 Anayasası'nın 169'uncu maddesi ile orman vasfını kaybetme tarihi 31/12/1981 tarihine çekilmiştir. 2/B'yle ilgili uygulamalar 1981 yılına çekilen şekilden sonra 1999 yılına kadar uygulanmıştır. Kendi aralarında ihtilafa düşmeyen vatandaşların müracaatı sonucu, kadastrosu bitmiş ve müracaatı yapılan çeşitli 2/B alanları 1999 yılına kadar satılmış ve mülkiyet devri sağlanmıştır ancak çeşitli itirazlar ve bazı uygulamalar sonucu bu konulardaki çalışmalar 1999 yılında durdurulmuş; 2001 yılında 2/B alanlarının yeniden değerlendirilmesi maksadıyla 4706 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesinde düzenleme yapılmış ancak bu düzenleme de 2002 yılında Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir. Daha sonra Anayasa'nın 169'uncu maddesinde de yine değişiklik yaptık. O günün şartlarında özellikle de orman kadastrosunun büyük bir bölümünün yapılmamış olması, ormanların işgali ve "İşgalcilerine peşkeş çekiliyor, adaletsizlik oluyor." gerekçeleriyle bu yasalar da onaylanmamıştır.

AK PARTİ İktidarımız döneminde bu işlemlerin yürütülebilmesi için Tapu Kadastro Kanunu'nda yapılan bir değişikle orman kadastrosu, mera kadastrosu ve diğer kadastro işlemlerinin tümünün tek elden yapılabilmesi imkânı getirilmiş ve 2006 yılından sonra kadastro hizmetleri hızla devam ederken 29/1/2009 tarihinde, ayrıca, o günün muhalefet partileriyle birlikte, ittifakla dokuz maddelik Tapu Kadastro Kanunu'nda bir değişiklik daha yapılmıştır. Bu değişiklik, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanun'a ek 4'üncü madde ilavesidir. Tapu Kadastro Kanunu'nda yapılan bu dokuz maddelik değişiklikle kadastrosu yapılmayan 2/B alanlarının öncelikle kadastrosunun yapılarak hazine adına tescili, tescil edilen bu alanlar üzerindeki hak sahiplerinin tespiti, bu işlemleri yapacak olan komisyonun da 2012 yılı sonuna kadar çalışma yetkisiyle donatılması ve ihtilafların halledilebilmesinde de hakem rol oynaması görevi verilmiştir. Bu çalışmalarla, ek 4 maddeyle Maliye Bakanlığının talebi üzerine 2/B alanlarının Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından fiilî kullanım durumuna göre kadastrosunun yapılabilmesine, daha önce fiilî kullanım durumuna göre kadastrosu yapılan 2/B alanlarının Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından güncellenmesine -"Güncellenmesi" çok önemli bir ifade- kullanıcı değişikliği, ifraz ve tevhit gibi işlemlerin yapılabilmesine, bu alanlar içerisinde özel kanunlara göre değerlendirilmesi gereken alanlar, mera, su toplama havzası, sit alanı, kıyı alanları gibi alanlar varsa bu alanların da belirlenmesine, güncelleme ve kadastro çalışmaları sırasında orman kadastro haritalarındaki teknik hataların düzeltilmesi imkânına?

Şimdi, bu çalışmalar devam ederken, "Kadastro işlemlerinin de büyük bir bölümü bittiğine göre 2/B sorunu bir barış projesi şeklinde çözülsün." önerileriyle, muhalefet ve iktidarıyla, iş güzel bir noktaya gelmiş. Geçmiş dönemlerde -her ne kadar- çeşitli itirazlar sonucu Anayasa Mahkemesine müracaat edilerek işgalcilere peşkeş çekme veyahut menfaat sağlama gibi adaletsiz uygulamalardan bahsedilirken bugün bu noktanın "Çözülmesi bir zorunluluktur. denilerek bu noktaya gelinmiştir. İnşallah tüm partilerimizin katkı ve destekleriyle hayırlı bir sonuca ulaşacağımızı ümit ediyorum.

Bu yasa özet olarak neler getiriyor? Geçmiş dönemlerden bu yana  -bakın, bu konu hiç söylenmedi, konuşulmadı- tapulu mülkü olup çeşitli nedenlerle tapusu iptal edilen ve 2/B'ye dönüşen tarım alanlarının, yerleşim alanlarının devlete güven esasına dayalı olarak yeniden hak sahiplerine verilebilme imkânı getirilmiş. Bir örnek vermek istiyorum: 1977 yılında İstanbul Üsküdar ATO Yolu'nda büyük bir tapulu arazi. Tapulu araziyi bir kooperatif satın alıyor. Satın alan kooperatif de belediyeye müracaat ediyor; imarını alıyor, ruhsatını alıyor, projesini yapıyor, ortaklarını belirliyor ve 1985-1987 yıllarına kadar 4.500 ortaklı kooperatif mülk hâline dönüştürülerek hak sahiplerine, ortaklarına dağıtılıyor. Ormanın açtığı dava sonucu 1987 yılında buranın tapusu iptal ediliyor ve 2/B'ye dönüştürülüyor. Şimdi, vatandaşın -güvenilir olarak- devletin her kademesinden aldığı ruhsatı iptal edilerek tapusu ve mülkü de elinden alınıyorsa bu adaletsizliği düzeltmek gerekiyordu. İşte bu düzenleme ile tapusu olup tapusu iptal edilenlere bedelsiz tapularının geri verilmesi sağlanıyor. Tapusu iptal edilip kamu hizmet alanları veya diğer proje alanlarında kalan ve hak sahiplerine iade edilemeyen yerlerin karşılığı olarak hak sahiplerine eş değer şartlarda arazi verilecek veya bedeli ödenebilecektir. Tapusu iptal edilip orman olarak kalan yerlerin ise maalesef Anayasa'nın 169 ve 170'inci maddeleri gerekçesiyle önceki hak sahiplerine verilemeyişinin bir haksızlık olduğu kanaatinde olduğumu belirtiyor, inşallah bu yasal düzenlemelerden sonra yapılacak ikinci düzenlemeler bu tip çözülemeyen sorunların anahtarı konumuna gelerek o sorunlara da çözüm üretmemiz gerekir diye düşünüyorum.

Hazine adına tescil edilen 2/B alanlarının rayiç bedel üzerinden satışı öngörülüyor. Rayiç bedel, Maliye Bakanlığı tarafından belli esaslarla tespit edilen komisyonun tespit ettiği güncel rayiç bedeldir. Ümit ediyorum, inşallah, güncel rayiç bedelin -daha henüz net oluşmadığı kanaatinde olduğumuz için söylüyorum- reel, gerçek bedel olması temennisiyle, bu bedelde belli bir tenzilat sonucu peşin ve taksitlerle ödemeler yapılabilecek. Peşin ödemelerde ayrıca yüzde 20 indirim, taksitli ödemelerde ise vade farkı uygulanmadan taksit işlemi yapılacak.

Ayrıca, 2/B alanlarıyla ilgili bugüne kadar ecri misil ödemeleri yapıp hak sahibi olan insanlara ecri misil ödemelerinin satıştan mahsup edilebilmesi imkânı getiriliyor.

Ayrıca, 2/B çözümüyle orman köylülerinin kalkındırılması ve mahallinde kalkınma imkânı olmayan veya orman rejimi bakımından kaldırılmaları zorunlu olan orman köylülerinin 2/A alanlarına nakli öngörülmektedir.

Bu düzenlemeyle, iddia edildiği gibi orman alanlarının talanı veyahut azaltılması değil tam tersi, bir daha orman özelliği olmayan ve hak sahiplerine satılan 2/B alanlarının 2 katı kadar orman oluşturulabilmesi şartı getiriliyor, Orman Genel Müdürlüğü bu görevle görevlendiriliyor. 2/B alanlarının satışlarından elde edilecek gelirlerin asgari yüzde 10'u Orman ve Su İşleri Bakanlığına aktarılarak bu maksatla kullanılması öngörülmüştür. Gelirlerin yüzde 90'ı ise? Her ne kadar çeşitli spekülasyonlar ve tartışmalara konu oluyor ise de ülkemizin bir gerçeği olan çarpık yapılaşma, afet riski ve deprem riski vardır. Bir Van depremiyle karşı karşıya kaldığımız olayı göz önüne aldığınız zaman, muhtemel bir gelecekte İstanbul gibi büyük kentlerde oluşabilecek bir depremin dönüşümünün nelere mal olacağı hesabıyla elbette kaynağa ihtiyaç vardır. Dolayısıyla bu tip satışlardan elde edilen gelirlerin yüzde 90'ına kadar -şart değildir- Maliye Bakanlığının uygun gördüğü şekilde bazı aktarmalar yapılmak suretiyle, afet riski, deprem ve çarpık yapılaşma konularına çözüm üretileceğine inandığımız kentsel dönüşüm projelerine kaynak aktarılması sağlanacak. İçme ve kullanma suyu havzalarında maksimum 300 metre bandındaki 2/B arazileri satılmayıp hak sahiplerine istemleri hâlinde hak sahibi oldukları taşınmazın rayiç bedeline eş değer başka bir 2/B alanının satışı bu kanun esaslarına göre yapılabilecektir.

Hazineye ait tarım alanlarının 31/12/2011 tarihi itibarıyla en az üç yıldan beri tarımsal amaçlı kiralayan, kira sözleşmesi devam eden kiracıları veya bu arazileri aynı süreyle tarımsal amaçla kullanan ve kullanımlarının hâlen devam ettiği idarece belirlenen kullanıcıları veya paydaşlarından bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde bu arazileri bedeli karşılığında doğrudan satın almak için idareye başvurup tespitlere itiraz etmeyenler hak sahibi sayılır, istemleri hâlinde bu kanunun şartlarında arazileri satın alabilirler.

İklimsel ve geleneksel olarak yaylacılık ve yerel ihtiyaçlardan dolayı "yayla" olarak isimlendirilen yerlerde 31/12/2011 tarihinden önce yapılan hayvancılık maksadıyla kullanılan yapılarda binlerce müsadere kararları vardır. Vatandaş  sürekli mahkemelerle uğraşıp burada geleneksel yaylacılık ve hayvancılık yapma imkânından mahrum bırakılıyordu. Şimdi, Orman Genel Müdürlüğüne verilen yetki ve sorumluluk çerçevesinde bu tür alanların planlaması yapılarak kullanıcılara belli esas ve usullerle kiraya verilebilme imkânı sağlanmaktadır.

Tasarının 9'uncu maddesinde izah edildiği gibi, bu kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B  alanları hakkında hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur. Durdurulan bu davalara konu taşınmazlar hakkında hak sahipleri veyahut ilgilileri tarafından bu kanunda belirtilen süreler içinde gerekli başvuruların yapılmaması hâlinde gerekli işlemlerin devamına yeniden başlanır.

31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman vasfını kaybetmesine rağmen, askerî yasak bölgelerde kalması ve 6831 sayılı Kanun'un 17'nci maddesi uyarınca ilgili kamu kurumu adına izin verilmesi veya lehine irtifak tesis edilmesi nedeniyle 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Kanun'la değişik 2'nci maddesinin (b) bendi uygulaması ile orman sınırları dışarısına çıkarılma işlemi yapılmayan yerlerin orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanun'un 2'nci maddesinin (b) bendi uygulaması en geç altı ay içinde tamamlanır. Bu alanlarda, 6831 sayılı Kanun'un 2'nci maddesinin dördüncü fıkrasının izin veya irtifak hakkı tesis edilen yerlerde orman kadastrosu yapılamayacağına dair hükmü uygulanmaz. Böylece, bu alanların da çözüme kavuşması sağlanıyor.

Bu yerlerin 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı veya üzerinde muhdesatın sahibi olduğu tespit edilen kişiler de bu Kanun'a göre hak sahibi sayılır ve bu kişilerin bu Kanun'a göre belirlenecek rayiç bedeli ödemeyi kabul etmeleri hâlinde, kullandıkları taşınmazların rayiç değerine eş değer öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2/B alanlarındaki taşınmaz, bu Kanun'un 6'ncı maddesinin dördüncü fıkrasına göre hesaplanacak satış bedeli karşılığında verilir.

2/B alanlarının şu andaki mevcut durumu 410 bin hektardır. Bunların 7.035 hektarı köy yerleşim alanı, 8.514 hektarı belde, 6.624 hektarı ilçe olmak üzere 22.173 hektarı sadece yüzde 5,3 yerleşim alanlarındadır. Sera alanı 2.365, narenciye alanı 8.041, zeytinlik, fıstıklık, bağ, bahçe 111.115, otlak, yaylak, kışlak 35.419 yani 120.521 hektar, yüzde 28,96 bu alanlar. Diğer ekili tarım alanları yüzde 56, 230 bin hektar olarak, toplam 410 bin. Yani yerleşik alan öyle sanıldığı gibi çok fazla değil.

Mevcut, şu andaki 2/B alanlarının çalışma düzeni şöyle: Tescil dışı kalan yol, dere, tapulu şahıs parselleri 96.071 hektar, toplam 2/B alanı 313.929 hektara düşüyor. Kadastro ve güncelleme çalışması biten alan 197.613, ihalesi yeni yapılan 101.841, Orman Genel Müdürlüğü tarafından 2/B çalışması devam eden 3.285 hektar, kadastro ve güncelleme çalışması devam eden 2/B alanı 11.189 hektardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; son olarak özetlemek gerekiyorsa, 2/B kanun tasarısını şöyle sıralayabiliriz: 2/A alanları hakkında yapılacak işlemlerin belirlenmesi, nakline karar verilen orman köylülerinin iskânı, 2/B alanlarının değerlendirilmesi, 2/B alanlarında bulunan kişilere ait tapulu yerlerin bedelsiz olarak maliklerine iadesi suretiyle bu yerlere ilişkin hukuki ihtilafların ve mülkiyet problemlerinin çözümlenmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, düzenli ve planlı kentleşmeye yönelik dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi, 2/A ve 2/B alanları hakkındaki davaların sona erdirilmesi, hazine arazilerinin tarım maksatlı üç yılı aşkın kira karşılığı kullanıcılara satış imkânının sağlanması, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi.

Bu kanunun ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını dileyerek, emeği ve katkısı olanları tebrik ediyorum, AK PARTİ Grubu ve milletimiz adına teşekkür ediyorum. Muhalefetiyle iktidarıyla bu noktaya gelmenin bir aşama olduğunu? Ama altını çizerek söylemek istiyorum: Karadeniz başta olmak üzere, kızılağaç ve kestane gibi, aşılı meyveler gibi orman emvali sayılan kısımlar ve orman olmadığı hâlde orman olarak yazılan, kullanıcıların haklarının iade edilmediği noktalardaki hakların iade edilebilmesine, tapusu olup orman olarak kalan ve iade edilemeyen orman arazilerinin de hak sahiplerine karşılığının verilebilmesine yönelik bundan sonraki düzenlemeleri yine el birliğiyle yapmamız ümidiyle hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bayraktar.