| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 131 |
| Tarih: | 03.07.2012 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle ben Manisa değil, Mersin Milletvekiliyim, kayıtlarda bu şekilde düzeltilmesini rica ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinin 45'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. ÖSYM yolsuzluklarına hiç bulaşmamış veya bu yolsuzluklardan hiçbir fayda sağlamamış herkesi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, yine bir torba teklif ile karşı karşıyayız. Artık buna "torba" demek de yetmez, "çuval" demek lazım. Anlaşılan, başına çuval geçirilen AKP Hükûmeti hâlâ bu çuvalı çıkaramamış, nereye baksa torba görüyor, nereye baksa çuval görüyor.
Şimdi, ne diyor bu 45'inci madde, ona bir bakalım. 45'inci madde diyor ki: "Soruların hazırlandığı, basıldığı, dağıtıldığı, muhafaza edildiği yerlerde ve sınavın yapıldığı binalarda sınav öncesinde ve sınav esnasında sinyal karıştırıcı ve benzeri cihazlar kullanılabilir." Eskiden sadece sınav yapılan yerde kullanıyordunuz, şimdi basımından dağıtımına her yerde sinyalleri karıştırıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, halkın nezdinde geçmişte saygınlığı olan ÖSYM'yi de güvenilir olmaktan ne kadar uzaklaştırdığınızın farkında mısınız bilmiyorum. Sizin getirdiğiniz bu yasalarla aslında siz ÖSYM'yi nasıl paçavraya çevirdiğinizi ikrar ediyorsunuz. Niye paçavraya çevirdiniz? Çünkü bugüne kadar istediğiniz yerlere öğrenci, memur yerleştiremiyordunuz. İktidara gelir gelmez ilk işiniz bunları değiştirmek oldu. Çünkü bu sınavlarda kısmen de olsa bir yarış vardı ama sizin dünya görüşünüze uymayan kişilerin, sizin gibi düşünmeyen kişilerin devlet kurumlarında çalışmalarına hiçbir şekilde tahammül edemediniz ve sınavın gizliliğini deldirmekle kalmadınız, âdeta kevgire çevirdiniz.
KPSS kopyacıları ortalıkta geziyor, ÖSS şifrecileri cirit atıyor. Her şey ayan beyan ortada. Gazeteciler bile kopyacıları tespit etti ancak Başbakanın -tırnak içinde- sözde talimatlarına rağmen, Başbakanın özel koruması altındaki MİT bu failleri bulup çıkaramadı. Bununla birlikte, emniyet ve savcılık da çıkaramadı tabii veya aslında çıkardı da bu suç örgütünün ortaya çıkarılmasından sonra ortaya çıkacak olan sonuçlardan korktunuz. Şimdi, korkunun izlerini görüyoruz. Ne yaptınız? Bir önceki maddede dediniz ki: Arkamızda iz bırakmamak üzere sınav kitapçıklarını, sınav kâğıtlarını derhâl imha ediyoruz. Niye? Birisi çıkar da hafazanallah, bizim ne işler yaptığımızı gösterir diye.
ÖSYM'nin görevlerini bir şirkete devrettiniz birkaç madde önce ve bu sizi panikletti. Niye panikletti biliyor musunuz? Çünkü sizin yapageldiğiniz işleri artık bu şirket yapar diye korktunuz, işte onun için de türlü türlü kanunlar çıkardınız. Yani herkesi kendiniz gibi zannediyorsunuz.
Şimdi ne yapıyorsunuz? Nasıl kanunlar çıkarıyorsunuz? İşte, bu 45'inci maddeyle her yere sinyal karıştırıcı koyuyorsunuz. Değerli arkadaşlar, aslında sinyal karıştırıcı koymanız belki iyi olur çünkü bu Hükûmetin yaydığı sinyaller bozuk, gerçekten bozuk. Eğer bir sinyal karıştırıcı koyarsanız belki Hükûmetin yaydığı sinyaller düzelir diye bir ümit ediyorum. Belki o zaman düzelebilir.
Bakın, size bir örnek vereceğim. Nasıl sinyallerinizin bozuk olduğunu, nasıl ortalığı karıştırdığınızı ve bunun yargıyla nasıl tespit edildiğini bir örnekle açıklayacağım.
Daha bu hafta içerisinde yüksek yargı bir karar açıkladı. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğü kadro ilan etti, "Ben 35 öğretim üyesi alacağım." dedi. Ankara Tabip Odası bunları inceledi ve dedi ki: "35 kadronun 32'sine şu şu isimler yerleştirilecek." Daha hiç başvuru bile yokken, daha ilan yapılır yapılmaz "Bu 35 kadronun 32'sine bu insanlar yerleşecek." dedi ve gitti, noterden bunu tespit ettirdi. Sonuçlar açıklandı, gerçekten bu 32 kişi buraya yerleştirilmişti. Şimdi, Allah'tan reva mı? Bu sinyal bozuk değil de nedir? Bu sinyali düzeltmediğiniz sürece herkesin vebali üstünüzde olacak. Ne oldu? Yüksek yargı bunu bozdu. Tekrar iptal ettirdiniz, tekrar bozdu. Yani ne yaparsanız yapın, yargıya artık istediğiniz gibi müdahale ediyorsunuz ama yine de helal süt emmiş insanlar yine de sizin yaptıklarınıza bazen "Dur" diyorlar. İşte, evvelki gün de yapacağınızı yaptınız, 3'üncü yargı paketiyle bunları da hallettiniz. Bütün bunlar için bir araştırma önergesi verdim, samimiyseniz çıkarın, kabul edin, ÖSYM ne yapmış, hep beraber araştıralım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Atıcı.