GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:126
Tarih:28.06.2012

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Evet, ben de biraz uyandırayım sizi diye geldim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Özcan Yeniçeri'nin ağzından bal damlıyordu, ama biliyorsunuz benimkinden pek damlamaz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Öyledir, çünkü konu ciddi bir konu, konu hafife alınacak bir konu değil sayın milletvekilleri, gecenin bu saatinde ya da sabahın bu saatinde bile son derece ciddi bir konuyu konuşuyoruz burada.

Yalnız, tabii, ÖSYM gibi son derece önemli bir kurumun, yine kendi isteğiyle sunduğu teklifler burada konuşulurken, ÖSYM'nin Sayın Başkanının yatağında derin bir uykuyu tercih etmiş olmasını burada kınıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Kınıyorum, çünkü bu yasa önerileri buraya ÖSYM'nin isteğiyle gelmiştir ve Sayın Başkanının zahmet edip en azından buraya teşrif buyurmasını beklerdik, beklemek hakkımızdır, çünkü burada yapacağımız konuşmaların öncelikli muhatabı da kendisidir. Bu ve bundan sonraki konuşmaları burada işitmesi ve buna önce kendi vicdanında cevabı vermesi gerekirdi.

Şimdi?

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Sayın Vekilim, ikna odalarından konuşalım!

FATMA NUR SERTER (Devamla) -  Sizinle konuşmuyorum. Siz, başka bir plak, aynı plağı çevirip duruyorsunuz, biz burada daha önemli şeylerden konuşuyoruz.

Şimdi, bu yasa neyi getiriyor? Bu düzenleme neyi getiriyor? 6114 sayılı Yasa, ÖSYM Yasası ÖSYM'yi yeniden yapılandıran bir yasa olarak henüz dumanları tüten, taptaze bir yasa. Bu Yasa ne zaman çıktı arkadaşlar? 17 Şubat 2011'de çıktı, kabul edildi. ÖSYM buna göre yeniden yapılandırıldı. Peki, ne oldu da daha üzerinden bir buçuk yıl bile geçmeden bu Yasa'nın birçok maddesiyle ilgili eklemeler ve değişiklikler talep edildi? Ne oldu? Şu oldu: Çünkü ÖSYM'nin talepleri sonsuzdur, ÖSYM'nin istekleri bitmez. ÖSYM ister ister, alır alır, tatmin olmaz. ÖSYM 17 Şubat 2011'den itibaren dev bir kurum, özelliklere sahip bir kurum, âdeta kozmik bir kurum hâline dönüştürülmüştür ve ÖSYM Başkanının ve yönetiminin talepleri de sonsuz olduğu için bugün olduğu gibi bundan sonra da gündeme gelecektir.

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Kozmik odaları, ikna odalarını siz bilirsiniz!

FATMA NUR SERTER (Devamla) -  Şimdi, burada ne istiyor Başkanlık? Ne istiyor? Şunu istiyor: Diyor ki: Biz ÖSYM olarak sınav yapmakla yükümlü bir kurumuz ama biz şirketler kurarak bütün bu görevlerimizi o şirketler aracılığıyla yaptırmak istiyoruz. 

Bakınız, ne diyor ÖSYM? Bu kuracağı şirketlere hangi görev ve sorumlulukları devrediyor? Sınav, ölçme, değerlendirme, yerleştirme hizmetleri? Affedersiniz, başka bir şey yapıyor muydu ÖSYM? Yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum?

Devam ediyorum: Soru hazırlama, donanım, yazılım, iletişim altyapısı, baskı, paketleme, taşıma, dağıtım, güvenlik ve iş gücü hizmetleri. Peki, bu kurumlar? Bütün bu görevler zaten ÖSYM'nin asli fonksiyonu. ÖSYM, bunları 300'ü aşkın personeliyle kendisi yapmayıp da şirketlere mi yaptıracak? O zaman ÖSYM'ye ihtiyaç kalacak mı değerli arkadaşlar? Şu anda bütün bu görevler 7 daire başkanlığı aracılığıyla yürütülüyor. Bununla yetinmiyor ÖSYM, 2 daire başkanlığının daha ihdasını istiyor. 260 kadro aldı; kadrolar arttı 300'e çıktı. Bununla yetinmiyor, yeni kadro talebinde bulunuyor. Ne için bulunuyor? Bu görevleri özel şirketlere yaptırmak için. Yani ÖSYM diyor ki: "Ah ah şu şirketler olsa bu görevlerin hiçbirini biz yapmasak biz bu sınavları ne kadar da güzel yönetiriz, ne kadar da güzel yaparız." Böyle bir kurumun örneği yok değerli arkadaşlar.

Üstelik bununla da yetinmiyor? Zaten 6114 sayılı Yasa Kamu İhale Kanunu dışına çıkarmıştı ÖSYM'nin mal ve hizmet alımlarını. Bununla yetinmiyor; şirketlerin yapacağı mal ve hizmet alımlarını da Kamu İhale Kanunu dışına çıkarıyor. Böyle bir örnek yoktur. Bu, özelleşmenin ötesinde, bu, yeni rant sağlama düzenlemesidir ve bunun hesabı elbette bir gün verilecektir.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)