GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:126
Tarih:28.06.2012

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; az önce, oturduğum sırada, Millî Eğitim Komisyonunda bir AKP milletvekili -yaşça benden büyük, şu anda göremiyorum kendisini- bir konuyu bana anlattı ve anlatırken de şöyle dedi: "Biz neden bağırarak, çağırarak, kürsüde birbirimize hakaret ederek, birbirimizi küçük düşürerek Türkiye Büyük Millet Meclisinin onuruyla, haysiyetiyle oynuyoruz? Biz neden birbirimizi dinlemiyoruz? Neden birbirimizin söylediklerinde acaba gerçekten doğru şeyler var mı diye kulak kabartmıyoruz? Böyle yaparsak hem iktidar hem de muhalefet gerçekten puan toplayacak." Ben de kendisini saygıyla dinledim, hemen arkasından söylediği bir şeye cevap vermek de istemedim. Söz sıram geldiği için kürsüye çıktım.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bağırmadan çağırmadan söylüyorum. Bakın, görüşmekte olduğumuz 40'ıncı madde, 41'inci madde, 42'nci madde ve görüşeceğimiz 43'üncü madde, 44'üncü madde, 45'inci madde ve 46'ncı maddelerin hepsi ÖSYM'nin idari yapılandırılmasıyla ilgili. Değerli arkadaşlarım, bunlardan hiçbir tanesi Millî Eğitim Komisyonuna gelmedi.

Şimdi, değerli büyüğüm dedi ki: "Birbirimize saygı duyalım." Hem yaşça hem de siyaset olarak büyük birisi, dinlemem gerekiyor. Ben de şimdi size soruyorum değerli arkadaşlarım ilk defa Meclise gelmiş bir milletvekili olarak, bugüne kadar yaptıklarımızı bir tarafa bırakalım. Şimdi, komisyonları kuruyoruz, görevlendiriyoruz ve bu komisyonların çalışmasını istiyoruz ve Meclise, bunları çalışarak getirmesini istiyoruz. Ondan sonra, bu komisyonlara bu görevi verdirmeden bir anda bu yasayı Meclise getirip geçiriyoruz, sonra da diyoruz ki: "Bu konuda gerçekten bağırmayalım çağırmayalım, hiçbir şey söylemeyelim."

Değerli arkadaşlarım, siz muhalefet koltuğunda otursanız ve iktidarda bu kadar bir sayı olsa, gecenin bu vaktine kadar komisyonlarda hiç görüşülmeyen maddeler burada getirilip geçirilse, siz muhalefet görevini yapmış sayar mısınız kendinizi? Bakınız, cevap vermek kolay, verirsiniz, ben de veririm. İsterseniz bir cevap daha verin, ben de sesimi yükselterek, az önce büyüğümün, içinizden söyleyen bir büyüğümün söylediğinin tam tersini söylerim ama ben, bunu istemeden bunu bitirmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bakın, sınav hizmetlerini ne yapıyorsunuz? Bir şirkete devrediyorsunuz yani devletin kamusunu şirketleştiriyorsunuz. Bundan sonra sınavları bir şirket yapacak. Nedir? Ne kadar denenmiştir? Konumu nedir? Nasıl yapacak? Bu gerçekten, sizin üstlendiğiniz görevi doğru yapamadığınızı ve az önce Sayın Hocamın ifade ettiği gibi, bunlarda bir sürü usulsüzlüklerin ve yanlışlıkların olmasından kaynaklanan bir şeyi kabul etmiş olmaz mısınız? Soruyorum yani ben gerçekten samimiyetle soruyorum: Olmaz mıyız arkadaşlar? Yani biz, gerçekten, bir şirkete mi devrederek çocuklarımızın sınav hizmetlerini okutturacağız? Bunu böyle mi gerçekleştireceğiz? Biz önemli bir devletiz ve bu devlet bütün kurumlarıyla, ülkesindeki herkese güven vermek zorundadır, öğrencisine güven vermelidir, velisine güven vermelidir. Biz ne diyeceğiz onlara arkadaşlar?

Vermeyelim, muhalefet yapmayalım ve ben de, eğer biraz olsun sesimi yükselttiysem, gerçekten kusuruma bakmayın ama sizden, o zaman sesimi alçaltarak rica ediyorum arkadaşlar: Değerli büyüklerim, sevgili milletvekili arkadaşlarım; ben gerçekten öğrenmeye çalışıyorum bu işi ve siz de bana lütfen doğruyu öğretin. Bu doğruysa kaldıralım parmaklarımızı geçsin ama yanlışsa, bir kereye mahsus gönüllerimiz birleşsin ve doğruyu yapalım.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.