GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:131
Tarih:03.07.2012

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, yaklaşık otuz yıldır tıbbın çeşitli kademelerinde bulundum. Personel ihtiyacı ne demektir iyi bilirim. Hekim olarak personellik yaptık, hemşirelik yaptık, kan taşıdık, temizlik yaptık. İçinizde bulunan, parti ayrımı yapmadan, Sayın Bakan da dâhil olmak üzere bütün hekimler bunları yapmıştır. Personelin ne demek olduğunu gerçekten iyi biliriz. Bu personele ihtiyaç olduğunun da net bir şekilde farkındayız. Birkaç gündür güzel bir diyalog başladı Sağlık Bakanlığıyla. Mutluyuz. Bakan bizi bilgilendiriyor, biz fikirlerimizi söylüyoruz. Bizim fikirlerimizi kabul etmedikleri zaman sinirlenmiyoruz, onlar bize sinirlenmiyorlar. Velhasıl enteresan bir ilişki başladı, bundan da  memnuniyet duyduk. Gerçekten ben kendi adıma memnuniyet? Bu memnuniyetimiz de şu kürsüye çıkıp eleştiriden geri durmamıza da neden olamaz. Bunu yeri gelir yaparız, adap çerçevesinde yaparız ama yeri geliriz otururuz memleket meselelerini konuşuruz. Böyle bir kültüre sahiptir Cumhuriyet Halk Partisi ama ben Sayın Bakanım, gerçekten çok üzgünüm yani keşke biz sizinle oturduğumuzda yani bu kadar çok sayıdaki kadroyu paylaşsaydık, biz de buna "evet" deseydik, biz de imzalasaydık, hep beraber verseydik yani bir aldatılmışlık duygusu içerisinde bıraktınız bütün muhalefeti. Keşke bunu yapmasaydınız. Yeni filizlenmeye başlayan bir ilişkiyi bir şekilde bitme noktasına getirdiniz. Bu da beni üzdü gerçekten.

SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş) - Engellediniz.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Sayın milletvekili, şurada üç dakikadır hüsnüniyetle bir şey anlatıyorum yani oradan bodoslama girmenizin bir anlamı yok.

Yani arkadaşlar, söz konusu olan sadece bu önerge değildir, benim bahsettiğim şey muhalefet ile Sağlık Bakanlığı arasında başlayan bir diyalog sürecidir. Bu diyalog sürecinin devamı için dürüstlük, şeffaflık, iyi niyet şarttır, bunu söylemeye çalışıyorum. Bu biter, yarın getirirsiniz bir kanun teklifi, hep beraber kabul ederiz, biter, gider; bu zor bir şey değil. Ben güvenden bahsediyorum, elli kere yıkılan, elli kere kaybolan güveni her defasında tesis etmeye çalışırken her defasında bir tokat yemekten bıktık artık ya! Yapmayın bunu yani! Biz bir şeyler onarmaya çalışırken oradan laf atmanın da bir adabı var, bir şeyi var yani.

Son iki dakikada gelelim bu önergeye.

Değerli arkadaşlar, özetle diyor ki Sağlık Bakanlığı: "Bir ilde nüfus 750 binin altındaysa burada hem üniversite hastanesi hem de sağlık eğitim hastanesi, ikisi birden eğitim vermemelidir." Buna bir itirazımız yok, doğru söylüyor. Diyor ki: "Küçük ilde ikisinden birisi eğitim versin." Sağlık Bakanı, "Benim asistanım varsa üniversiteye göndereyim, eğitimini versin, benim hastaneme ihtiyacın varsa, gel hastanemi kullan, bir protokol yapalım." diyor. Bu iyi, buna bir itiraz yok. Fakat hemen arkasından diyor ki: "Eğer böyle bir protokol imzalarsanız bu hastane artık benimdir. Bu hastanenin başhekimini ben atarım. Bu hastane Sağlık Bakanlığının kurallarına göre yönetilir." yani "Ben parayı verdim, düdüğü çaldım." der gibi." Hâlbuki parayı sadece o vermiyor, ortak kullanım var. Sağlık Bakanlığı "Ortak kullanım, iş birliği yaptığınız zaman her şeyi ben hallederim." diyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir, hiçbir şekilde kabul edilemez çünkü üniversite hastaneleri? Hepiniz üniversitelerden mezun oldunuz, tıp fakültesinden mezun olanlarınız var, üniversitelerin farklı yapısını, farklı ruhunu öldüremezsiniz. Sağlık Bakanlığı, daha çok ağırlıklı olarak hizmet üretir, üniversiteler ise eğitim ve araştırma yaparlar. Siz bu ikisini birbirine karıştıramazsınız. Her ne kadar birbirinden tamamen ayıramasanız da hepsini bir pota içerisinde eritmeniz mümkün değildi. Karşılıklı anlaşmalar yapılır, başhekim eskiden olduğu gibi atanır çünkü buradaki konu sadece başhekim ataması değildir. Başhekim atadığın zaman arkasından başmüdürü gelir, müdürü gelir, başhemşiresi gelir; hepsi Sağlık Bakanlığının eline geçmiş olur. Sayın Bakan da bunu inkâr etmiyor zaten.

Bir diğer önemli konu, bu iş birliğini yapacak olan hastaneler eğer muhtaç duruma getirilmişlerse özgür iradeleriyle davranamazlar. O yüzden biz bu maddeye "Hayır" diyoruz.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.