GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:128
Tarih:30.06.2012

ATİLLA KART (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan birtakım sorular sordu -Sayın Adalet Bakanı- ama her nedense hemen salonu terk etti. Umuyorum, bir diğer Sayın Bakan bu konuları gerekli duyarlılıkla takip eder, bu konulara açıklama getirir çünkü Sayın Bakan o konuların da yabancısı olmayan bir Bakan.

Hangi konular? Yargıda ABD'yle yapılan değişim programları, hâkim ve savcıların ABD'yle yaptığı değişim programı. Bunları soruyoruz Sayın Adalet Bakanına, Sayın Başbakana. Yıllardır soruyoruz, diyoruz ki: "2005'ten, 2006'dan bu yana Adalet Bakanlığı bünyesinde görev yapan Susanne Hayden'lar kimler?" diyoruz Sayın Adalet Bakanı. "İllegal karargâh" diyoruz 2005, 2006'dan bu yana. İçişleri Bakanına soruyoruz. 3 bin kişiyi aşmış. Ne diyor Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri Bakanı? Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri Bakanı "Ben de bilmiyorum." diyor. Bu cevap sizi rahatsız etmiyor mu değerli milletvekilleri? Bu cevap sizi rahatsız etmiyor mu değerli arkadaşlarım? Buradan hareketle diyoruz ki: "831 yargıç ve savcı ne zamandan bu yana Amerika'ya gidiyor geliyor, `değişim programı' adı altında hangi çalışmaları yapıyor? Neden sadece Amerika, neden başka bir ülke yok? Neden bu süreç 2005-2006'dan bu yana başlamış?"

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Hani geçmişi konuşmuyorduk!

ATİLLA KART (Devamla) - Bunu başka somut olaylarla, başka somut bulgularla bir araya getirerek soruyoruz, Türkiye Cumhuriyeti'nden cevap çıkmıyor, "Gelen Kâğıtlar" listesinde yayımlanıyor. Cevap nereden çıkıyor biliyor musunuz? Cevap nereden geliyor? Cevap Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliğinden geliyor! ABD Büyükelçiliği, Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerine davetiye gönderiyor, "14 Haziran tarihinde Türkiye ile ABD arasındaki değişim programı çerçevesinde görev yapan hâkim ve savcılar onuruna verilen resepsiyona sizleri davet ediyoruz." diyor. ABD cevap veriyor, sen niye cevap vermiyorsun, siz niye cevap vermiyorsunuz, neden cevap veremiyorsunuz? Gizlemek istediğiniz bir şey mi var, illegal bir yapı mı var, açıklayamayacağınız bir yapı mı var, hesabını veremeyeceğiniz bir durum mu var? Neden cevap veremiyorsunuz? Bunlara cevap vermek gerekmez mi değerli milletvekilleri? Bunların cevabını merak etmek sadece bizim sorumluluğumuz mu? Sizin de sorumluluğunuz değil mi? Siz de milletvekili değil misiniz?

Bakın, "illegal karargâh" derken gelişigüzel konuşmuyoruz Sayın Adalet Bakanı, Sayın Hükûmet. "Tutuklamalarda, tahliye süreçlerinde hâkim ve savcılar dışında etkili olan mekanizmalar var." diyoruz. Bunları somut örnekleriyle anlatıyoruz, diyoruz ki: "Deniz Yıldırım" diye bir gazeteci var. Deniz Yıldırım hakkında ikinci aydan itibaren savcılar tahliye mütalaası vermiş, efendim, mahkeme 2'ye 1 de reddediyor. "Olabilir, mahkeme kararıdır, başımızın üstüne." diyoruz, "Mahkemenin takdiridir."  diyoruz. Peki, o evrakta hâkim ve savcı dışında başka birisinin yazısının olması, mütalaasının olması, böyle bir şey olabilir mi değerli milletvekilleri? Böyle bir şey sizi rahatsız etmiyor mu?

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Varsa rahatsız eder.

ATİLLA KART (Devamla) - Belgesini sunduk değerli arkadaşlarım. Bu belgeyi sunduk ama cevap alamıyoruz değerli arkadaşlarım, cevap alamıyoruz. Bunu kime soracağız?

OSMAN ÇAKIR (Düzce) - Savcılığa sorun.

ATİLLA KART (Devamla) - Bu soruyu sizin de sormanız, takip etmeniz gerekmiyor mu? Ama sormuyorsunuz, siz bunları karartıyorsunuz. Sorun burada. Siz, iktidarın söylediğini, iktidarın yaptığını denetlemek gibi bir misyonunuzun olduğunun idrakinde değilsiniz, sorun bu. Böyle bir sorumluluğunuzun olduğunun bilincinde değilsiniz. Maalesef, Türkiye'de demokrasinin ve hukukun önündeki temel sorun budur. Siz sadece burada, Sayın İyimaya'nın ifadesiyle, parmak demokrasisini uyguluyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Bizim idrak sorunumuz yok.

ATİLLA KART (Devamla) - Burada, sorun budur Türkiye'de, demokrasinin yaşadığı temel sorun budur. Bu temel sorun karşısında hangi paketi getirirseniz getirin adaleti tesis etmek maalesef mümkün değildir. Türkiye gerçeği budur değerli milletvekilleri.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Kart, teşekkür ediyorum efendim.