GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:128
Tarih:30.06.2012

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu tasarıyla yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi ve hızlandırılması için, yine bir torbanın içinde, özel hukuk ve kamu hukukundan kaynaklanan birçok alanlarda yeni düzenlemeler getirilmeye çalışılıyor. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu da bu kapsamda değerlendirilerek bu torba yasanın içerisine dâhil edilmiş.

Değerli milletvekilleri, halkın icrada yaşadığı sıkıntılar, dosyaların patlaması problemi, binlerce insanın icralık olması bir tarafta, memur eksiklikleri, alacaklıların ya da avukatların yaşadığı başkaca sıkıntılar diğer bir tarafta. İşte, bu alanlarda yapılacak düzenlemelerde mutlak surette iki taraf için de bir haklar dengesi oluşturulmalı ve bu haklar dengesi korunmalı. Borçluların temel yaşamsal hakları korunurken alacaklıların da maddi hakları yok sayılmamalıdır. Ancak, gerçek olan şudur: Sayın milletvekilleri, bu alanlarda ne kadar düzenleme yaparsak yapalım, ne kadar teklifte bulunursak bulunalım, alacaklıyla borçluyu birbirine çarparak bu sorunu çözemeyiz.

Gerçek olan şu: Gerçek olan, Türkiye'nin problemi. Türkiye'nin her bir yerinde icra dosyaları patlamış, vatandaşlar boğazına kadar borca batmış. Yani, "Tazminat oranı yüzde 40 mı olsun, yüzde 20 mi olsun, satış ilanı elektronik ortamda mı olsun?" bunlar, meseleyi ancak günübirlik olarak çözebilir. Sorun, değerli milletvekilleri, AKP'nin ekonomi politikalarında. Sorun, vatandaşın temel yaşamsal gerekçeleri bile haczedilecek hâle gelinceye kadar vatandaşın yoksullaşmış olmasında. Kısacası, burada bir ihtilaf varsa bu ihtilaf alacaklı ile borçlu arasında bir ihtilaf değil, bu ihtilaf AKP'nin ekonomi politikalarıyla vatandaş arasında kurulan bir ihtilaf yani sorun doğru teşhis edilmeli ki tedaviye de kalıcı bir çözüm bulunabilsin.

Değerli milletvekilleri, madde üzerinde bir önerge verdik. Önergemiz şu, çok net olarak diyoruz ki: İcrada, satış ilanında ilk ilan edilen malın muhammen bedelinin, tahmin bedelinin yüzde 50'sinin 1'inci artırmada teklif edilmesini arıyoruz. Teklif veren çıkmazsa 2'nci artırmaya çıkıyoruz. 2'nci artırmada da bu teklifte, bu yasa teklifinde yüzde 50'si aranıyor. 2'nci artırmada da ilk artırmada olduğu gibi yüzde 50 oranı aranacaksa eğer 2'nci artırmayı yapmanın zaten bir anlamı icra hukukunun pratiğinde bile yoktur. Biz önergemizde şunu söylüyoruz: 1'inci artırmada yüzde 50'sini teklif eden çıkmazsa 2'nci artırmada 1'inci artırmanın oranından daha düşük bir oran belirlenmelidir. Bu oranın da yüzde 40 olarak belirlenmesi hem pratiğe hem icra hukukunun ruhuna da uygundur.

Sayın Bakanım, burada kapanan adliyeler konusuna değinildi. Kapanan adliyeler konusunda çok haklı eleştirilerde bulunuldu. Benim bölgemde kapanan bir adliye yok ama eğer olsaydı en az burada getirilen eleştiriler kadar ben de tepkimi dile getirirdim. Fakat benim farklı bir tepkim var. Ben burada kapanan adliyelerden değil ama 250 bin nüfuslu Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinin bir türlü açılamayan, daha doğrusu inşaatına bile başlanamayan adliye binasından bahsetmek istiyorum.

Sayın Bakanım, 2 kez Çorlu'da yer belirlendi, projeler yapıldı, söz konusu projelere yaklaşık 500 bin para harcandı. 2011 Ekim ayında söz konusu adliyenin ihalesi olacaktı, fakat ne hikmetse ihale iptal edildi, başka yer bakıldığı duyuruldu ve bugüne kadar da bir çivi dahi çakılmadı. Şimdi, iki projenin iptal edilme maliyeti yaklaşık 500 bin lira, vatandaşın 500 bin lirası çöpe gitti, ona mı yanalım; Çorlu ilçesinde 200 avukatın olduğu, 30 hâkim, savcının olduğu, bu kadar dosyaların yoğun olduğu bir bölgede hâlâ adliye binasının orada burada, bodrum katlarında hizmet vermesine mi yanalım?

Ben yüce heyetinizi saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Köprülü.