| Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 128 |
| Tarih: | 30.06.2012 |
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 278 sıra sayılı Tasarı'yı görüşüyoruz. Bunu görüşürken biraz önce de söyledim, Türkiye'nin özellikle yargı reformu konusunda ciddi beklentileri varken, maalesef bu tasarı o beklentilere cevap verebilecek nitelikte ve yeterlilikte değil.
Biraz önce bu tasarıyla ilgili, özellikle haksız tutuklamalara cevap vermediğinden bahsetmiştim. Bir başka ciddi ihtiyaca daha cevap vermiyor, bu da, özel yetkili mahkemeler Türkiye'de maalesef olağanüstü dönem mahkemeleri olarak, tabii yargıç ilkesine aykırı bir şekilde bugüne kadar devam edegelmiştir. Özel yetkili mahkemelerin geçmişi devlet güvenlik mahkemelerine dayanmaktadır. Özel yetkili mahkemeler, devlet güvenlik mahkemelerinin ismi değiştirilmiş bir şeklidir ve bugüne kadar, bir reform gibi gösterilerek aslında olağanüstü görevler yüklenen, düzeltiyorum, kendisine olağanüstü görevler verilmiş olan bu mahkemeler Türkiye'de ceza yargılaması, kişi hak ve özgürlüklerinin ihlali konusunda sicili maalesef çok ciddi sıkıntılar içeren mahkemeler olarak görev yapagelmektedir.
Değerli arkadaşlar, Türk hukuk sisteminde, hukuk pratiğimizde artık özel yetkili mahkemelere son vermek zorundayız. Şimdi, Adalet Komisyonu sürecinde bunları konuştuk, o aşamada da özel yetkili mahkemelerin kaldırılması konusu tartışıldı. Hatta yakın zamanda bu tartışmaya Sayın Başbakanımız da katıldı ve Sayın Başbakanımız Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250'nci maddesi, 250, 251, 252'nin kaldırılması gerektiğini her ne hikmetse tam da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun atamalarının yapılması, kararnamenin çıkmasından önce dile getirdi, HSYK Kararnamesi çıktı, Yargıtaya gerekli atamalar yapıldı, yeni üye atamaları yapıldı; bundan sonra tekrar gündemden çektiniz 250'nci madde tartışmasını, özel yetkili mahkemeler tartışmasını.
Sayın Bekir Bozdağ bir dönem demişti ki: "Özel yetkili mahkemelerin özel görevleri var, bir ihtiyaçtan hasıl oldu. O ihtiyaç ortadan kalkınca bu mahkemelere de gerek kalmayacak, kaldıracağız ama şu anda bunlara ihtiyaç var." dedi. "Şu anda ihtiyaç var." dediği yargılamaları biliyoruz. Demek ki Türkiye'de olağanüstü yargılama yapma ihtiyacı devam ediyor. Değerli arkadaşlar, bu bile doğrudan doğruya özel yetkili mahkemelerin hukuka aykırı olarak, tabii yargıç ilkesine aykırı olarak olağanüstü görevlendirilmiş mahkemeler olduğunu ifade etmektir. Bu, evrensel hukuka tamamen aykırı, hukuk güvencesine, kişi hak ve özgürlüklerine aykırı bir uygulamadır.
Değerli arkadaşlar, şimdi, özel yetkili mahkemelerin, bugün basına yansıyan haberlere baktığımızda, yeniden Genel Kurulda önerge olarak gündeme getirilip kaldırılacağına ilişkin tartışmalar gündeme oturdu. Eğer Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250, 251, 252'nci maddelerini kaldıracak, yani özel yetkili mahkemeleri tamamen kaldıracak bir uygulamada samimiyseniz, buna sonuna kadar hazırız, hiç tereddüdümüz yok, ama görülen o ki Sayın Elitaş'ın basına yansıyan açıklamalarına da baktığımızda ilginç bir şeyle karşılaşıyoruz. Bakın, diyor ki: "Özel yetkili mahkemeler, normal ülkelerde olmaması gereken mahkemelerdir, işlevleri büyük ölçüde tamamlanmıştır, mevcut davalara devam etsinler, ama bundan sonraki davalarda özel yetkili mahkemeler görevli olmasın."
Değerli arkadaşlar, bu bile özel yetkili mahkemeleri hukuka uygun olarak çalıştırmak için değil, doğrudan doğruya AKP sivil darbesinin planladığı şekilde Türkiye'de bir darbe hukukunu meşrulaştırma aracı olarak gördüğünüzün ifadesidir, ikrarıdır.
Bu çerçevede, eğer sırası geldiğinde sadece bu maddelerin kaldırılmasını önerecekseniz Türkiye'de hayırlı bir iş yapmış olursunuz, bakacağız, göreceğiz.
Hepinize teşekkür ediyorum. Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Tezcan.