GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:128
Tarih:30.06.2012

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması sürecinde eğer gerçekten bu konuda Türkiye'nin ihtiyacı olan düzenlemeyi yapabilirsek önümüzdeki süreçlerde Türk demokrasi tarihinde ve Türk hukuk tarihinde bu Meclis altın harflerle adını yazdırmış olacak, 24'üncü Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi.

Değerli arkadaşlar, maalesef -biraz önce de söyledim- basına yansıyan haberlere baktığımızda bunun işaretlerini göremiyorum, bunun işaretlerini görmek istiyorum. Şimdi, "Özgürlük mahkemeleri kuralım." diye bir şeyler söylenmeye başlanmış.

Değerli arkadaşlar, bir mahkemenin adını "özgürlük mahkemesi" koyarak o ülkede hukuksuzluğun önüne geçemezsiniz. Devlet güvenlik mahkemelerinin adını "özel yetkili mahkemeler"e çevirerek nasıl ki hukuku hâkim kılamamış isek, özel yetkili mahkemelerdeki haksız tutuklamaların önüne geçmek için onun adını "özgürlük mahkemeleri"ne çevirerek böyle bir sonuca ulaşamayız. Böyle bir şey olur mu arkadaşlar? Davayı bilen, davayı gören, kamyonlarla taşınan dosyalara bakan bir mahkeme, o mahkemeyi bırakıp, o davada tutuklamaya karar verecek veya tahliyeye karar verecek bir başka mahkeme tesis edip biz orada haksız tutuklamaların önüne geçeceğimizi düşüneceğiz. Böyle bir şey olmaz. Basına yansıyan bu bilgiler inşallah doğru değildir. İnşallah bu konuda düşünülen, -hep beraber yaparız bunu, düşünülen buysa 250, 251, 252'yi kaldırdık demektir.

Bir başka söylenen şey, bu mahkemeleri Terörle Mücadele Kanunu'na aktarıp, yine aynı şekilde terör suçu, Balyoz, Ergenekon, vesaire gibi belli başlı suçlar için bu mahkemelerin devam edeceği ama bunun dışında diğer belli başlı uyuşturucu ve benzeri organize suçların bu mahkemelerin kapsamının dışına çıkarılacağı iddia ediliyor.

Değerli arkadaşlar, bunların hiçbirisi ihtiyaca cevap vermez, bunların hiçbirisi Türkiye'de tabii yargıç ilkesine aykırı olan özel yetkili mahkemeleri kaldırdığımız anlamına gelmez; hukuki eşitlik ilkesine aykırıdır, evrensel hukuk kurallarına aykırıdır.

Şimdi, bir başka şey daha anladığımız kadarıyla yapılmaya çalışılıyor. Bazı soruşturma yetkilerini, soruşturma yapabilmek üzere izin verme yetkisini de Başbakana aktarmak düşünülüyormuş; Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla ilgili soruşturma yapma yetkisini. Değerli arkadaşlar, son dönemde Başbakanın elindeki yetkileri anlayamadığımız bir biçimde artıran bir sürece giriyoruz. Bakın, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı -yarısını görüştük, yarısını sanıyorum pazartesi günü görüşeceğiz- burada yetkileri, neyin devlet sırrı olup neyin olmayacağını belirleme yetkisini Başbakana verdik. İnsan Hakları Kurulunu oluşturuyoruz, orada İnsan Hakları Kuruluna kimin gireceğine karar verme yetkisini Başbakanın tekeline verdik. MİT Kanunu'nda soruşturma yapma yetkisini verdiğimiz gibi, Başbakana doğrudan doğruya MİT görevlisi tayin edebilme, soruşturmadan korunabilecek zırhla giydirilmiş, korunmuş görevliler tayin edebilme yetkisi verdik.

Değerli arkadaşlar, hiçbir hukuk devletinde, hiçbir demokratik devlette başbakanların yetkileri bu kadar kontrolsüz ve bu kadar sınırsız olmaz. Başbakanın üzerinde hiçbir sınırlama tanımayan, bu kadar yetkiyi toplayan düzenlemeleri yaparken, anlayamadığımız bir şekilde başkanlık rejimi tartışmalarını ortaya attınız.

Değerli arkadaşlar, yani fiilen Başbakanlık rejimi yaratırken, hâlâ bu noktada Başbakanın yetkilerini bu ölçüde arttırırken başkanlık rejimi tartışmalarının niye ortaya atıldığını anlamış değilim. Tahmin ediyorum, başkanlık rejimine geçilemeyeceğini, bu sonucun alınamayacağını öngörerek -Başbakanın yetkilerini- tıpkı başkanlık sistemindeki gibi yetkileri Başbakanın elinde şimdiden toplamak arzu ediliyor.

Bu yaklaşımlardan vazgeçmeyi öneririm, tavsiye ederim değerli arkadaşlar.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Tezcan, teşekkür ederim.