GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:128
Tarih:30.06.2012

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yargının etkinleştirilmesi amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapılması amacıyla hazırlanan tasarının 49'uncu maddesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Sayın milletvekilleri, bu yasa özel hukuk ve kamu hukuku alanında birçok değişiklikler ve düzenlemeler getiriyor, ancak "3'üncü Yargı Reformu Paketi" olarak kamuoyuna büyük beklentilerle sunulan tasarının, maalesef yargının sorunlarını çözmekten uzak olduğunu açık olarak görmekteyiz.

Bu tasarı, bu paket, yargı reformu bakımından hiçbir ihtiyaca cevap vermemektedir. Ülkede yaşanan asıl hukuksuzluklara teğet bile geçmeyen paketin yargı reformu ya da yargının hızlandırılması olarak sunulması, AKP İktidarının açık olarak toplumla alay etmesi anlamına gelmektedir.

İktidara geldiği 2002 yılından bu yana, özellikle siyasi soruşturma ve davalar sonucunda 130 bine tırmanan tutuklu sayısı ve tutukluluk sürelerinin uzunluğu nedeniyle hukuksuzluğu bir yönetim biçimi olarak yerleştiren AKP'nin yeni yargı paketinin zamanlaması da ilginçtir. Hrant Dink cinayeti davasının skandal bir kararla sonuçlanmasının ertesi günü açıklanması dikkat çekiciydi. Paketin zamanlaması dışında kapsamı da Hrant Dink cinayetinde, kararda geçtiği gibi herhangi bir örgüt olmadığı yönünde çıkan karar gibi, yine bu tasarının kapsamı da aynı biçimde bir alay konusu gibidir. Bugün acil çözüm bekleyen sorunların başında tutuklama kararları ve uzun tutukluluk süreleri gelmektedir, ancak tasarıda bunlara dair bir düzenleme maalesef ki yoktur.

Değerli milletvekilleri, uzun tutukluluk süreleri gerçekten kamuoyunda en çok tartışılan, gündemi en çok meşgul eden konudur, fakat yargı reformu paketinde eleştirilere neden olan uzun tutukluluk sürelerinin kısalacağı ya da koşullarının zorlaşacağı gibi hükümler yer almamakta.

Paketin ilgili kısmında, sadece mevcut yasada ifade edildiği hâlde yıllardır uygulanmadığı, AKP'nin de uygulanmamasına göz yumduğu açık olarak bilinen tutukluluklar için mahkemelerin güçlü şüpheler araması gerektiği yargı sistemine hatırlatılmakla yetiniyor. Bu, açık olarak zaten yasada bulunan bir durum, bunu tekrardan hatırlatmanın adı ne bir reformdur ne de bir yeniliktir.

Değerli milletvekilleri, yasalar uygulansın diye bir yasa çıkarılmaz. O zaman, böyle bir düzenleme olduğunda -AKP'nin- 2002 yılından bugüne kadar devlet idaresinde kanunların uygulanmadığı, hukuk devleti kurallarının işletilmediği de açık olarak ortaya çıkar.

Bu paketin amacı yargı süresini kısaltmak. Peki, sadece yargı süresini kısaltmak, yargıyı hızlandırmak bir adil yargılama sağlar mı? Bunun cevabı çok açık, hayırdır. Buraya, milletin Meclisine getirilen, sadece bu yasa için söylemiyorum, daha geniş kapsamlı, bütün yasalar için söylüyorum, açık olarak parçacı, operasyonel, kurumları hedef alarak onları dönüştürmek, değiştirmek amacıyla yapılan çalışmalardır. Yasaların getirilmesindeki ana kriter ve ana ilke maalesef ki budur.

Şimdi, Türkiye Cumhuriyeti'nde özel yetkili mahkemeler büyük bir sorun. Tutukluluk ve tutuklama kararları büyük bir sorun. Tutukluluk ceza muhakemesinde, ceza muhakemesinin doğru işlemesi, amacına ulaşmasını sağlamak için başvurulan geçici bir önlem olmaktan çıkmış, peşin cezalandırma ve peşin mahkûmiyeti hedef alan bir düzenleme hâline gelmiş.

Şimdi, bu büyük sorun, bu sorunun altına bir çizik atarak "Kanunları uygulayın, koşulları arayın:" denmekle çözülmez. Çözüm, açık olarak bu iradeyi taşıyan insanların bunu somut olarak ortaya koyması ve somut olarak bu düzenlemeleri Meclise getirip bir mutabakatla Meclisten geçirilmesiyle çözülür diyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Köprülü.