GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:128
Tarih:30.06.2012

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün çalışmaya on ikide başladık, şimdi ertesi gün 01.30; on üç buçuk saat olmuş. Siz de biliyorsunuz ki, böyle bir çalışma düzeninden ne verim sağlanır ne de hiçbir şey olmaz. Şimdi, gelin, şu Meclisin çalışma düzenini usulüne uygun hâle getirelim, vatandaşlarımızın bizden beklediklerini yerine getirelim. Vatandaşlarımız bizi buraya niye gönderdi?

BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) - Çalışmaya.

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Çalışmaya gönderdi, doğru söylüyorsunuz ama verimli çalışmaya. Siz çok çalışırsınız ama verim elde etmezsiniz. Esas olan verimliliktir. Bunun için biliyorsunuz bir de merkezimiz var. Onun için, verimliliği hiçbir şekilde göz ardı etmememiz lazım.

Değerli arkadaşlar, şimdi, geçen toplantıda da söyledik, bürokrat arkadaşlarımız da var, diyorlar ki: "Herhâlde tüm kanunlar demek ki dünyada böyle kabul ediliyor." Şimdi, metin okunmuyor, madde metni okunmuyor, "Kabul edenler? Kabul etmeyenler?" diyor Sayın Başkan, ondan sonra biz parmak kaldırıyoruz veya parmak kaldırmıyoruz ve o metin yasalaşmış oluyor. Hâlbuki, Türkiye Büyük Millet Meclisi yasaları yasama tekniğine uygun olarak hazırlamakla görevli ve bunu bu şekilde yapsa bizden sonrakilere de çok daha faydalı olmuş oluruz.

Şimdi, bizim önerimiz değerli arkadaşlarım, gerçekten uygun bir öneri.

Biz, Türk vatandaşı gerçek kişilere ait kimlik numarası yer alsın diyoruz. Onun için, biz önerimizin akla uygun olduğunu, hukuka daha uygun olduğunu düşünüyoruz ve kabul edilmesini sizlerden bekliyoruz.

Şimdi idari yargılama usulü. Bizim, biliyorsunuz, idari yargının tepesinde Danıştay var değerli arkadaşlarım. Danıştay, bugüne kadar verdiği idari kararlarla veya verdiği kararlarla tüm idari yargı mercilerine ve uygulayıcılara örnek oldu ama son yıllarda Danıştayda cereyan eden bazı olayları dikkatinize sunmak istiyorum.

Şimdi bir Sayın Başkanımız var, Sayın Danıştay Başkanı; işte muhtelif yerlerde konferanslara gidiyor, TOBB Üniversitesinde de bir konferansa gitmiş, bir öğrenci soruyor: "Özgürlüklerimiz kısıtlanıyor, telefonlarımız dinleniyor, bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?" diyor. Sayın Başkan şöyle diyor: "Benim de telefonlarım dinleniyor. Ben rahatım. Niye? Çünkü herkes dinleniyor. Artık kapının önüne bir araç getiriyorlar, yatak odanıza kadar dinleniyor. Hiç rahatsız olmayın, cep telefonlarından bir şey olmaz."

Değerli arkadaşlarım, Danıştay Başkanının söyleyebileceği sözler değil bunlar ve devam ediyor ve şöyle diyor: "Bunların olmaması lazım. İnşallah, günün birinde olmaz." Bundan ne çıkıyor? Demek ki şimdi var. Danıştay Başkanı bunları söylüyorsa bize düşen, bunun üzerinde durmaktır, bize düşen yani siyasetçilere düşen, bu ortamı ortadan kaldırmaktır.

Danıştayda başka ne oldu? Çok şey oldu da bir iki örnek vereyim. Şimdi, Danıştay üyeleri arasında, daireleri arasında kaydırmalar yapıldı. Bugüne kadar görülmüş şey değil. Danıştaya yeni bir üye atandığı vakit, elbette dairenin ihtiyacına göre dairelere dağıtılır idi ama memur tayin eder gibi o daireden öbür daireye, o daireden öbür daireye yüksek yargıçlar yer değiştirmez, böyle şey olmaz.

Bununla ne yapılmak isteniyor? Bununla, dairelerin yapısı değiştirilmek isteniyor.

Sürem bitmeden bir hususu da dikkatinize sunmak istiyorum: Değerli arkadaşlarım, son günlerde sık sık gündeme gelen bir konu var, merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili. Artık, devletin, değerli arkadaşlarım, bu ayıptan kurtulması lazım; kimsenin bundan rant sağlamaya yeltenmemesi lazım; onun için, Devlet Denetleme Kurulunun raporunun nazarıitibara alınması lazım. "Aile şöyle demiş, böyle demiş." değil; cumhuriyet savcıları bunu ihbar kabul etmeli, Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir Cumhurbaşkanını zehirlemek veya öldürmek gibi bir itham altında bulunmamalı. Bu nedenle, değerli arkadaşlarım, cumhuriyet savcıları derhâl harekete geçmeli, bu konuyu soruşturmalı, bir neticeye bağlanmalı ve bunun gündemden düşürülmesi sağlanmalıdır. Yoksa, birisi televizyona çıkar şöyle der, birisi böyle der; devlet sürekli itham altında kalır, devlet görevlileri sürekli itham altında kalır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Bunun artık sonlandırılması lazım ve bu konunun artık gündemden çıkması lazım değerli arkadaşlarım.

Peki Sayın Başkan. Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Serindağ, çok teşekkür ediyorum efendim.