GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:35
Tarih:06.12.2012

ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum. BDP grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum.

Efendim, benden önceki çok kıymetli konuşmacı bazı görüşlerini dile getirdi. Benim de öncelikle özetlemeye çalışacağım konu şu: "Hükûmetin ne yaptığına ilişkin biz açıkçası nerelere doğru gidiyor?"

BAŞKAN - Sayın basın mensupları, sayın basın mensupları, lütfen!

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - "...bunun araştırılmasını istiyoruz." diye bir ifade kullandılar. Çok net bir şekilde ifade etmek isterim ki burada önemli olan?

Sayın Başkanım, benim de dikkatim dağıldı bir anda.

BAŞKAN - Buyurun.

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Efendim, özellikle şunu rahatlıkla söyleyeyim: Hükûmetin ne yapmaya çalıştığı çok nettir, Hükûmetin ne yapmaya çalıştığını anlamak isteyenler için çok nettir.

Ancak burada çok rahatlıkla şunu sormakta fayda var: Bugün dünyada son derece önemli hadiseler cereyan ederken, bizim bölgemizde bu hadiselerin cereyan etmesi sırasında "Siz neden, niçin Suriye ile bu kadar yakından ilgileniyorsunuz?" diye birtakım sorular gündeme geldi. Suriye'deki gelişmelerle niçin ilgilendiğimiz aslında bugünkü BDP grup önerisinin de verilmesiyle beraber çok daha netlik arz edecektir.

Demek isterim ki, bugün Suriye'deki hadiseler sadece Suriye'yi ilgilendirmemekte, yanı başında Ceylanpınar'da, Mardin'in ilçelerinde, Suruç'ta, baktığımızda Kızıltepe'ye bağlı olan kesimlerde, velhasıl komşu illerin tamamında olaylardan son derece etkilendiğimiz ortada. Hadiseler geldiği andan itibaren biz de Ceylanpınar'da, Suruç'ta, Akçakale'de Sayın Bakanımızla beraber, Şanlıurfa milletvekilleri olarak hep beraber olduk, halkımızla beraber olduk. Hükûmetimiz, oradaki gerek askerî kuvvetlerimiz gerekse polis kuvvetlerimiz son derece olaya hâkimler.

Ancak olayın cereyan ettiği, geliştiği andan itibaren dünyadaki bütün trendler, uluslararası bütün örgütler, Birleşmiş Milletler şunu gösterdi ki, Suriye'yle yakından ilgilenmediklerine bizler hep beraber şahit olduk ve görüyoruz. Peki, o zaman Irak'taki hadiseler, Kuzey Irak'taki hadiseler cereyan ederken niçin uluslararası örgütler, Birleşmiş Milletler, gelişmiş Avrupa ülkeleri buralara hemen müdahale ettiler? Bunu anlayabiliyoruz, burada menfaatleri vardı. Ancak biz dış siyasette son derece önemli bir kavramla, dünya siyaset literatüründe son derece önemli bir kavramla siyaset yapıyoruz; o da değerler siyasetidir. Biz diyoruz ki: Sadece kapitalist anlayışla, saf kapitalist anlayışla biz dış siyaset yapmıyoruz. Yani "Suriye'de cereyan eden hadiseler karşılığında bizim kârımız yok, bir menfaatimiz yok, buradaki gelişmeler üzerine kardeşlerimizi ülkemize almayacağız." diye basında birtakım tartışmalar çıkıyor. Burada ne kadar olursa olsun hiçbir uluslararası kuruluştan, hiçbir ülkeden yardım almadan şu ana kadar eski parayla yaklaşık 450 trilyonu bulan bir maliyetle biz şu anda bu kardeşlerimizi ülkemizde misafir ediyoruz, bundan sonraki hadiselerde de bunları etmeye devam edeceğiz. Çünkü kapitalist anlayış yıllarca bölgemizde şunu bizlere getirdi: "Siz buraya karışmayın, menfaatiniz yok, varsa dış siyasete menfaatiniz oraya müdahale edin." Biz tam tersini artık dünyaya sergilemeye çalışıyoruz.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Siz de kapitalistsiniz siz de!

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Ne alakası var! Öyle şey mi olur!

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Bakınız, bütün dünya özellikle Suriye'deki akan kardeş kanını unutturmaya çalıştı ama bir Hükûmet -bu Hükûmetin adı AK PARTİ- bir lider, Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dünyanın hiçbir ülkesine unutturmadı. Her ne kadar onlar unutturmaya çalıştıysa da, her ne kadar onlar ikinci plana ittiyse de Sayın Başbakanımız ve Hükûmetimiz hiçbir zaman unutturmadı. Gündemimizin her zaman birinci maddesi oldu. Onun için, müsaadelerinizle? Suriye'deki gelişmelere ilişkin benden önceki kıymetli milletvekili arkadaşlarım çok farklı bazı görüşler ve farklı kavramlar kullanarak da bazı görüş ve düşüncelerini dile getirdi.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Oradaki çeteleri Türkiye destekliyor mu desteklemiyor mu?

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Şimdi, ben, açıkçası bir iki soru sormak istiyorum.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Biz size sorduk, siz cevap verin.

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Oranın BDP'si mi dersiniz, başka bir şey mi dersiniz, özellikle PYD niçin diktatör rejimin yanında durdu?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Durmadı ki.

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Niçin kendi halkına zulüm eden bu diktatörün yanında, beraber oldu?

MURAT BOZLAK (Adana) - Hiçbir zaman için olmadı, hiçbir zaman için.

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Biz Hükûmetimiz olarak hiçbir zaman oradaki Kürtlerin aleyhinde bir politika geliştirmiyoruz.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Türkiye niye oradaki çeteleri destekliyor?

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Biz, o diktatörün yanında duran ve terörist örgüt olarak addedilenlerin karşısında durmaya devam edeceğiz.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Hillary Clinton'un duydun mu ne dediğini!

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Bizim orada yürüttüğümüz politika son derece açıktır.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Oradaki halklar için ne düşünüyorsunuz, ona cevap verin.

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Şunu da söyleyeyim: Tabii ki uluslararası örgütlerde son derece önemli olan birtakım hadiseler cereyan ederken biz ezberleri bozuyoruz. Aslında, dünya artık bizi izliyor. Neden? Yıllarca statüko anlayışıyla dış politikayı, Orta Doğu'yu biz hep izledik. Efendim, üç deniz ötesinde dünyanın bir başka ülkesi benim yanı başımdaki ülkede gelip her türlü politikayı belirleyecek, ben de izleyeceğim! Yok öyle bir şey artık, bundan sonra öyle bir şey yok.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Kürtler için ne düşünüyorsunuz? Onu söyleyin.

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Bundan sonra bu ülkede, bu coğrafyada Türkiye'nin üreteceği, Türkiye'nin ortaya koyacağı temel politikaları gelişmiş Avrupa ülkeleri, dünyanın süper devleti anlamaya çalışacak, biz değil.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - O zaman Patriot dilenciliği niye yapıyorsunuz?

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Aslında, biz ezberleri bozduğumuz için algılanmakta zorluk çekiliyor. Aslında, birileri ne yapmaya çalıştığımızı da rahatlıkla anlıyor.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Patriotları niye okyanus ötesinden istiyorsunuz?

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Bu diktatör ki yıllarca?

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Ya, bu diktatör Kürtlere zulüm ediyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Bunu da ifade etmekte fayda görüyorum. Yıllarca Kürtleri orada eziyetle kimliksiz dahi bıraktı bu diktatör.

NAZMİ GÜR (Van) - Başbakanın kardeşi değil miydi!

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Başbakanın kardeşiydi, kardeşi!

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Şimdi, acaba PYD niçin bu diktatörle beraber iş birliği içerisinde oluyor?

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Ne alaka?

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Sormak istiyorum: Bu diktatör ki yıllarca Öcalan'ı krallar gibi evinde ağırladı. Acaba şu anda hesaplar mı değişti? Dolayısıyla, bütün bunları sorgulamakta fayda var. Ancak, Türkiye'nin dış politikası, Türkiye'nin Orta Doğu'yla ilgili olan politikası, millî ve manevi değerlere bağlı olan değerler siyaseti çerçevesinde son derece önemlidir. Bunu bugün için birileri anlamakta zorluk çekiyor olabilir ama en kısa zamanda Türkiye'nin dış politikasında, Suriye'yle olan politikasında tarih haklılığını mutlaka bir yere yazacaktır.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Yani savaşı destekliyorsunuz!

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Ayrıca, sadece dış politika kapsamında değil, elbette ki Ceylanpınar'daki, Akçakale'deki, Kızıltepe'deki, Suruç'taki hadiseler, oradaki vatandaşlarımızın tedirgin olmaması için Hükûmetimiz her türlü önlemi almıştır.

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Çeteler var.

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Biz diyoruz ki: "Niçin biz Suriye'ye müdahale ediyoruz? Niçin biz Suriye'de olmak istiyoruz?" İşte bunun için.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Çeteler Kürtleri öldürsün diye, Arapları öldürsün diye!

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Suriye'yi başlı başına bıraktığımız zaman Suruç'taki vatandaşımız rahatsız olacak, Urfa'daki olacak, Mardin'deki olacak, Ankara'daki olacak, İstanbul'daki olacak.

NAZMİ GÜR (Van) - El Kaide'yi niye destekliyorsunuz?

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - İşte bizi onun için anlamaya çalışın, yoksa "Bekle gör." statüko anlayışı içerisinde, yıllarca yürütülen siyaset anlayışı içerisinde değil. Biz ezberleri bozmaya devam ediyoruz, bu çerçevede de ezberleri bozmaya devam edeceğiz.

AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) - Okulları bombalatıyorsunuz, çocuklar ölüyor oralarda.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - El Kaide'yi destekliyorsunuz.

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Hiçbir zaman, zulüm yapan, kendi halkına zulmeden, kendi kardeşini öldürenlerin yanında tarih boyunca olmadık.

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Zaten yapıyorsunuz ya, zaten yapıyorsunuz. Kardeş kanı akıyor bu ülkede, kardeş kanı. Daha ne yapacaksınız?

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Biz öyle bir anlayışla, öyle bir felsefeyle geldik ki "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." anlayışıyla. Bizim için dili, dini, rengi, ırkı ne olursa olsun?

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Belli oluyor, belli oluyor!

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - ?biz hep beraber bu ülkenin temel politikaları içerisinde, geçmişi beraber kurduğumuza göre, geleceği de en güzel şekilde beraber inşa etme politikasının hesabı içerisindeyiz.

Bölgede AK PARTİ'nin almış olduğu oylar çerçevesinde, bölgeyle ilgili AK PARTİ'nin temel politikalarının ne olduğunun, aldığı oy karşılığında son derece anlaşılır olduğunu da rahatlıkla ifade etmek istiyorum.

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Göreceksiniz bak, bu seçimlerde ne olacak, nasıl oy kaybedeceksiniz.

ABDULKERİM GÖK (Devamla) - Bu duygu ve düşüncelerle? Bizim, AK PARTİ hükûmetlerinin, doğu ve güneydoğuda cereyan eden, Suriye'deki gelişmelerle ilgili ne yaptığımız son derece açıktır.

Ben son olarak BDP grup önerisinin aleyhinde olacağımızı belirtir, yüce milletimizi ve siz saygıdeğer milletvekillerini saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Biz de sizin aleyhinizdeyiz!

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.