GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:129
Tarih:01.07.2012

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; bu Mecliste benim okurken utandığım bir tasarıyla karşı karşıyayız, utandığım; bunun bu Meclise gelmesi, bu saatte gelmesi bir utanç vesilesidir. Ben yirmi beş yıl avukatlık yaptım. Burada benim avukatlığımı bilen arkadaşlarım var, bilenler var. Siz yapmadınız, Hazine avukatlığı yaptınız buraya geldiniz. Ben, sıkıyönetim mahkemelerinde avukatlık yaptım, Devlet Güvenlik Mahkemelerinde avukatlık yaptım, özel yetkili mahkemelerde yaptım, hepsini yaptım. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Sana bunu öğretirim, terbiyeli ol, tamam mı, terbiyeli ol, sana bunu öğretirim.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Ne bağırıyorsun! Sen de terbiyeli ol!

YUNUS KILIÇ (Kars) - Sen de terbiyeli ol!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bu sizin utanç belgenizdir, utanç belgesi, utanç belgesi tamam mı? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Elini indir!

MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul) - Terbiyeli konuş! 

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, size söylüyorum?

BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, lütfen Meclise siz de? Sayın Tanrıkulu, Meclise lütfen? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, size söylüyorum, ben, buraya kavga etmeye değil?

Bakın, değerli arkadaşlar? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Bir saniye? Bir saniye?

Değerli arkadaşlar? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) 

Susun be!

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen susalım.

Sayın Tanrıkulu, siz de Meclise hitap edin lütfen. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Süreyi durdurur musunuz? Bir dakikam da geçti.

BAŞKAN - İlave ederiz, merak etmeyin.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, bu utanç belgesidir. Ne yaptınız biliyor musunuz, size söyleyeyim. Ne yapıyorsunuz biliyor musunuz? Kimseyi kandıramazsınız. Bugüne kadar ortağı olduğunuz güç odaklarıyla pazarlık yaptınız. "Diyarbakır'daki mahkemeler, İstanbul'daki mahkemeler size ait, bu davalar bitene kadar size ait. Portakal, orada kal! Sizin göreviniz bu kadar ama bundan sonra yok. Biz kendi mahkemelerimizi kuracağız. HSYK'daki güç dengesini değiştirdik. Bundan sonra artık güç dengesi bizde." Türkçesi bu, bilmeyen mi var ve buna "Özel yetkili mahkemeyi değiştirdim." diyorsunuz. Utanmak lazım ya, utanmak lazım, gerçekten utanmak lazım. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, 2004'te de bu şekilde gelmiştiniz, 2004'te. Şimdi ne yapacaksınız? Dokuz değil, yirmi dokuz yerde kendi partinizin mahkemelerini kuracaksınız. Ya, bu mu ya, gerçekten bu mu, gerçekten bu mu değerli arkadaşlar, gerçekten bu mu getirmek istediğiniz? Teker teker maddeleri aynı ya! Ben buna emek verdim. 2004'te yazdığım basın açıklaması burada. Emek verdim, bedel ödedim, bedel ödeyenler var, burada da bedel ödeyenler var. Burayı katmıyorum. Ya, kendi bedelinize sahip çıkın ya! Böyle bir şey olur mu? Kendinize sahip çıkın!

Bunu niye getiriyorsunuz Sayın Bakan? Niye getiriyorsunuz? Niye getiriyorsunuz? Bakın, ne söylediniz biliyor musunuz? "Aynaya bakan hesap verir?"

BAŞKAN - Lütfen?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Önüne dön!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Siz de aynaya bakacaksınız, aynaya bakacaksınız siz de. Aynaya baktıracaklar size. Aynaya bakacaksınız.

BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, lütfen?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, biliyor musunuz, dün bir gazetede şu vardı, söylüyorum size: "Cücüğü sonbaharda sayarlar." Size de cücüğü saydıracaklar, saydıracaklar size cücüğü, saydıracaklar.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Düzgün konuş!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bu halk sizden hesap soracak, hesabı sizden soracak, hesabı sizden soracak. Dün, dün yazılmıştı, yarın da yazacaklar ve soracaklar sizden. Bu yasayı, 74'üncü maddedeki bu değişikliği geri çekmeniz lazım. Getirin, demokrasiye uygun bir düzenlemeyi getirin, beraber yapalım, kaldıralım. Neden korkuyorsunuz? Neden korkuyorsunuz? Kendi mahkemenizi kuracaksınız. Geldi çünkü size dokunacak, bunu biliyorsunuz. Kendi mahkemenizi kuracaksınız. Özel yetkili mahkemeleri Türkiye'ye yayıyorsunuz. Bunu herkes biliyor, herkes biliyor.

Değerli arkadaşlar, bakın, yanlıştan dönebiliriz. Bunun zamanı var, bunun fırsatı var. Yanlış yapıyorsunuz. Sizi, adalet tarihi ve adalet vicdanı adına uyarıyorum, uyarıyorum. Bedel ödemiş bir insan olarak uyarıyorum.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Ne bedeli ödedin sen? Sen neyin bedelini ödedin?

İHSAN ŞENER (Ordu) - Sen kimsin ya!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bedel ödemişler adına sizi uyarıyorum, sizi uyarıyorum. Uyarıyorum hepinizi, tamam mı? Hepinizi uyarıyorum.

BAŞKAN - Lütfen?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Özel yetkili mahkemeleri yeniden bizim önümüze getirmeyin, tamam mı? Yeniden getirmeyin.

Değerli arkadaşlar, son olarak şunu söyleyeyim: Bir insan ne zaman ölür bilir misiniz? Şair demiş:" Bir insan ne zaman ölür? "Elbet gülünün solduğu akşam." Siz, şimdi, bu akşam adaleti öldürüyorsunuz, toplumu çürütüyorsunuz, adaleti öldürüyorsunuz, bunun hesabını vereceksiniz. Bunu böyle bilin.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)