| Konu: | 11 EKİM 2011 TARİHLİ VE 244 SAYILI, NARENCİYE ÜRETİCİLERİMİZİN PİYASADA OLUŞAN FİYAT DALGALANMALARINDAN KORUNMASI VE NARENCİYE İHRACATINDA ÜLKEMİZİN POTANSİYELİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE İLGİLİ SORUNLARIN TESPİTİ VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA VERİLEN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 17/11/2011 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMDE YAPILMASINA İLİŞKİN MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 17.11.2011 |
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Tabii ki değerli arkadaşlar, yüce Meclis; rakamlar birçok şeyi ifade eder ama her şey değildir. Rakamları doğru okuduğumuz zaman biz doğru yaparız.
Bakın, Türkiye'de 2000'li yıllarda başlayan prim sistemiyle tarımsal ürünlerdeki birçok ürünümüz kayıt altına alınmaya başlamıştır. Ondan önce birçok tarımsal ürünümüzün kayıt altına alınış modeli sağlıklı değildi. Dolayısıyla, yıllara göre tarımsal rakamları kıyaslarken bu bilgiyi mutlaka göz önünde bulundurmalıyız. Eğer bunu göz önünde bulundurmazsak çok normal şartlar altında bir şeyi sizinle paylaşmak istiyorum.
Bundan belli bir süre önce, dünyada kendi kendine yeten yedi tarım ülkesinden birisi iken acaba bugün neden ithalat yapmak zorunda kaldık bu kadar üretim artmasına rağmen? Dolayısıyla, bu üretim artışı gibi görünen rakamları kayıt altına giren olarak algılamakta fayda vardır.
Bunun yanında, tarımsal ürünlerin ithalatında reeksportu da göz önünde tutmak lazım.
Teşekkür ediyorum.