| Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 129 |
| Tarih: | 01.07.2012 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, İç Tüzük 87'nci maddeye göre, görüşülmekte olan tasarı veya teklifin?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Sayın Başkan, mikrofon kullanılabilir mi lütfen.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - ?konusu olmayan sair kanunlarda ek ve değişiklik getiren yeni bir kanun teklifi işleme konulamaz, yeni madde ihdası şeklinde getiriliyorsa onun usulü farklıdır.
Şimdi, burada gerçekten şuna dikkat etmek gerekiyor: Burada Terörle Mücadele Kanunu'nun 10'uncu maddesi, dikkat edildiği zaman bir yargılama usulünü getiriyor.
Terörle Mücadele Kanunu 1991 yılında çıkarılmış bir kanun, daha sonra Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu çıkarıldı, 2004, 2005, bu tarihlerde yine AK PARTİ İktidarı vardı, sonra 10'uncu madde 2006 yılında değiştirildi. Yani 2006 yılında değiştirildi. 2006 yılında değişiklik yapıldıktan sonra, burada şuna dikkatinizi çekmek istiyorum Sayın Başkanım, 10'uncu maddenin son şekli itibarıyla şöyle net bir durum var: "Bu Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak, Ceza Muhakemesi Kanununun 250 ilâ 252 nci maddelerinde hüküm bulunmayan hususlarda diğer hükümleri uygulanır. Ancak; "deyip, birkaç fıkra var; soruşturmanın tehlikeye düşme hâli, şüphe ve gözaltı süresi, müdafiin hukuku yani savunma hakkı, savunmanın görüşmesi ve evrakın içeriğinin incelenmesi. Bu üç dört konu son derece önemli ama her birisi farklı bir temel kanunu ilgilendiriyor. Birisi Ceza Muhakemeleri Kanunu 250, 251, 252'yi ilgilendiriyor. Bu konuda bir önerge, değişiklik önergesi olduğu için, bizim de CMK'nın 250, 251, 252'nci maddesinin kaldırılmasıyla ilgili vermiş olduğumuz kanun teklifimiz var, Komisyona da intikal ettirilmedi. Bir: Usul açısından, İç Tüzük açısından, bu kanun teklifimiz muvacehesinde bir önerge olduğu için, bu teklifimizin gelip Komisyonda tekrar görüşülmesi gereken bir durum yarattı.
İkinci husus, özellikle yine AK PARTİ hükûmetlerinin yapmış olduğu bir düzenlemeyle ilgilidir. Doğru bir düzenlemedir fakat uygulanmıyor, uygulamada hayat bulmuyor, hiçbir mahkeme uygulamıyor; Anayasa'nın 90'ıncı maddesi. AK PARTİ hükûmetlerinin on yıllık iktidarı döneminde yaptığı en doğru şey budur ancak hiç uygulanmayan da Anayasa'nın 90'ıncı maddesidir. Nedir? Meclisin kabul ettiği usulüne uygun uluslararası sözleşmeler iç hukukta kanunların üzerindedir yani Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bunun üzerindedir, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi bunun üzerindedir. Yani bu yasanın içine CMK değişikliği getirip koyduğunuz, monte ettiğiniz zaman "silahların eşitliği" denen evrensel bir ilkeyi ihlal edersiniz; iddia ve savunmanın silahlarının eşitliği. Yani savcı soruşturmaya başladıktan sonra avukata süre verilmeyecek. Burada bu, sınırlama getiren bir madde var; yani savunma hakkının sınırlanması. Oysaki Anayasa 36'ncı maddede adil yargılanma hakkı düzenlenmiş. Orada da sözleşmeye atıf yapıyor, Anayasa 90 da bunu emrediyor.
Şimdi, buradaki değişikliğe baktığımız zaman, sadece bu değil Sayın Başkanım, TCK hükümlerini de içeren bir yargılama kapsamı olayı var ve en önemlisi, gerekçeyi okuduğunuz zaman şöyle diyor, gerekçede şöyle diyor: "CMK 250, 251, 252 kaldırılmıştır." diyor. Oysaki önergede bu kaldırılmıyor, yok bunun içinde. Yani gerekçeyle önerge çelişkili, birbirini tutmayan? Önergede 250, 251, 252'nin kalktığı belli değil. Bunun birisi özel yetkili mahkemedir, diğerleri de yargılama usullerini içeriyor. Eğer siz bunları kaldırdığınızı kanun hükmünde, Meclis iradesiyle çıkarmazsanız, burada çok tehlikeli bir yasama sürecine girersiniz. Yasama, Meclis, kanun yapma yerine, kanunla mahkemelerin çalışmasını tanzim etme yerine, yetkisini hükûmete, yürütmeye devreder. O da nedir? Bakanlığa ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna devreder. Hiçbir Meclis, hiçbir yasama iradesi kendi yetkisini bu şekilde yürütmeye devretmez.
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bu da tehlikeli bir konu.
Şimdi, buradan baktığımız zaman Sayın Başkan? (AK PARTİ sıralarından "Ooo sesleri")
BAŞKAN - Efendim, rica edeyim? Yani sonuç?Sonuç, sonuç?
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Şimdi, Sayın Başkan, bir, CMK yönünden; iki, TCK yönünden; üç, görev yönünden burada 10 tane madde ihdası var. Her birisinin ayrı ayrı madde ihdası olarak teknik bir düzenleme içine alınması gerekiyor. Bir önergenin içinde toplu torba önerge olmaz; çünkü farklı hükümler, farklı uygulamalar, infaz usul ve kararlar var. Bu nedenle bu önerge işleme konamaz. Anayasa'ya aykırı, farklı maddeler içeriyor. Hükûmet şunu yapabilir; ben yine kestirme bir yol önereyim: Önce, bu maddeye, 74'e göre bir önerge versin "Özel yetkili mahkemeleri kaldırıyoruz." diye Sayın Başkanım; hep beraber "evet" diyelim buna. Ha, ondan sonra, kafasındakini getirsin, farklı maddeler olarak, yeni madde ihdası olarak getirsin Komisyona. Komisyonda çoğunluğu var, gücü var, sayısı var; hiç kimse de buradan ayrılma niyetinde değil. Doğru dürüst bir işlem yapılmış olur, hukuk tekniği açısından doğru olur. Bir yanlış bir yanlışla düzeltilmez Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Çok tehlikeli bir durum söz konusu.
BAŞKAN - Sayın Kaplan, çok teşekkür ediyorum.