| Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 129 |
| Tarih: | 01.07.2012 |
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara) - Değerli milletvekilleri, Türkiye günlerdir özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını bekliyor çünkü birileri böyle bir ilan vermişti, demişti ki: "Özel yetkili mahkemeleri kaldıracağız." Ancak, bugün anlıyoruz ki, anladık ki birkaç saat önce gelen bilgi üzerine, uzun tartışma ve pazarlıklardan sonra milletvekilleri, seçilmişler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve bunları düşman ilan edip susturmaya, başka kadrolarla devam etmeye ve bir çifte özel yetkili yargı düzeni oluşturmaya karar verdiğinizi anlamış bulunuyoruz. Bunu yapmaya karar vermişsiniz ve bizden şunu istiyorsunuz: Ağır, ileri faşizmi getirmeye çalıştığınız, bu yöntemle getirmeye çalıştığınız bu ülkede, ana muhalefet partisi milletvekillerinin bu kadar kısa sürede bu yasayı görüşmenize ve üzerine bizim soğuk su içmemize ve sizlerle oturup çay kahve içmemizi istediğinizi görüyorum yani inanamıyorum, gerçekten inanamıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Bu kadar ağır bir faşizmi önümüze getiriyorsunuz? Biz faşizmden ayrıca korkmayız, asla korkmayız çünkü nerede olduğunu biliriz faşizmin; faşizmin nerede olduğunu, bizi nasıl yönetmeye çalıştığını biliriz ancak halkı siz yargı eliyle faşizmle kuşatırsanız biraz soluksuz bırakırsınız, onun endişesini taşırız. Ayrıca biz okumadan hiçbir şeyi imzalamayız. Görüyorum ki, bu hazırladığınız metinde hiçbir şeyi okumadan imzalamışsınız.
Değerli milletvekilleri, siz özel yetkili mahkemelere, elde kalan davaları onlara teslim etmeyi düşünüyorsunuz, yeni usul hükümlerinin onlara uygulanmaması gerektiğini söylüyorsunuz. Aranızda hiç mi hukukçu yok? Zannediyorum ki yok çünkü bu ağır ceza mahkemelerindeki zaman aşımı süresinin otuz yıl olduğunun bile farkında değilsiniz. Bir davanın otuz yıl 4 yargıcın eline verileceğinin farkında değil misiniz? Utanç duyuyorum, nasıl bunun farkında olmazsınız? 4 yargıcı siz otuz sene bir dosyanın başına oturtacaksınız ve o davanın bitmesini bekleyeceksiniz, öyle mi ve Türk halkının buna inanmasını bekleyeceksiniz?
Bakın, büyük Türk hukukçusu Bekir Bozdağ'ın söylediklerinin mefhumu muhalifinden de artık (CHP sıralarından alkışlar) polis devletiyle bu ülkeyi yönetme kararlılığını gösterdiğiniz anlaşıldı, bu açık. Hani hukuk devletlerinde özel yetkililere yer yoktu Sayın Bakan? Hani yoktu, öyle söylemiştiniz, hani güvenmiyor ve demokrasiye aykırı buluyordunuz? Belli ki bir gecede fikir değiştirdiniz çünkü günlerdir bunu konuşuyordunuz. Korkudan tir tir titrediğiniz bir yapıya, bu yapıya halkımızı teslim ettiniz. Kendinize yakın yeni bir kadro ile iktidara sınırsız bir dokunulmazlık getirmeye karar verdiniz ve bunu yangından mal kaçırır gibi, parça başı iş çıkartır gibi birkaç saat içinde yapmaya çalışıyorsunuz, buna müsaade etmeyiz, izin vermeyiz. (CHP sıralarından alkışlar) Çarpık sisteminizi devletle, siz devletle özdeşleştirebilirsiniz, kendi düşmanlarınızı dış mihrak ya da hain ilan edebilirsiniz ve yeni ulusal güvenlik stratejinize göre, bu düşmanların sivil toplum örgütleri, gazeteciler, gençler olduğunu ilan edip, bir savaş hukuku uygulamayı tercih edebilirsiniz. Böylece cezaevini doldurur, binlerce kişiye ağır cezalar da verebilirsiniz. Onun için durmadan ne yaparsınız biliyor musunuz? Demir coplar alırsınız, hiç durmadan. Kitaplar almak yerine demir coplar alırsınız, öğretmen almak yerine binlerce polis doldurursunuz kadrolara ve güvenlik sorununu nedense gene de bir türlü çözemezsiniz, çünkü? Bir de biber gazı alırsınız, en son biber gazı almaya da karar vermişsiniz.
Neden çok korkuyorsunuz, onu da anlatmak istiyorum. Gerçekten çok korkuyorsunuz, onun için kendinizi tahkim etmeye çalışıyorsunuz. Çünkü dünyayı her gün biraz daha yakından tanıyan gençlerle dolu bu ülke. Çoğu işsiz, çoğu yoksul ve gelecekten umutsuz. Her itirazı azarlanan, olmadı coplar, olmadı biber gazlarıyla terbiye etmek istediğiniz, en kötüsü de tek amacı mutlu olmakken kindar olmaya zorladığınız gençlerle dolu bu toplum. Ve saatli bombanın tik takları, kendini muktedir zanneden sizleri tek gözünüz açık uyumaya sevk ediyor. Mecbursunuz, çünkü korkuyorsunuz ve kendinizi tahkim etmek ve kendinizi korumak istiyorsunuz, düşmanlarınızı ise derdest etmek ya da yok etmek istiyorsunuz, hatta yıllardır ittifak ettiğiniz güçlere karşı bile bir gözünüz açık uyuyorsunuz, tetikte uyuyorsunuz. Bir vakit kardeşiniz olan komşularınızla şimdi nasıl kardeş değilseniz, bir gün, iktidarı paylaştığınız odaklarla da?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) - Sayın Başkan, evet, lütfen?
?bu ittifaklarınız bozulabilir, karşılıklı sırlarınız devreye girebilir, bazı sırlar devreye girebilir. İşte, bakarsınız bir gün, yapılandırdığınız o yargı sizin için bir intikam aracı hâline gelebilir, onun için kendinizi korumak istiyorsunuz, işte tam da bu yüzden bu gece yarısı operasyonunuz. "Hukukun ilkelerine ihanet eden, beyni intikama tembihli bir yargıyı kim yarattı?" diye kendinize bir sorun. "Demokrasi ve özgürlükleri korumakla görevli yargıçları kim birer sürek avcısı hâline getirdi?" bunu da kendinize sorun. Kimin yaptığının aslında artık çok önemi yok, cemaatin mi, AKP'nin mi yaptığının gerçekten hiç önemi yok.
Şimdi, toplamaya kalkışılan, toplanmaya kalkışılan, sırtlanların kavgası gibi kavgalar var fark ettiğimiz ve kayıkçı kavgalarınız var. Bunlar yüzünden toplumu kurban ediyorsunuz, bugün bizim önümüze getirdiğiniz bu 74'üncü maddeyle aslında toplumu kurban ediyorsunuz. İktidarı paylaştığınız güçlerle güç dengesi sağlamak için Rambo mahkemelerinizi aranızda pay ediyorsunuz, paylaşıyorsunuz; yaptığınız budur.
Ne söylediysek gerçekleşti, hepsi gerçekleşti. Bir parti yargısı yaratacağınızı söylemiştik. Evet, bir parti yargısı yarattınız ve yargıçlardan oluşan, kendi yargıçlarınızdan oluşan, bir çadır tiyatrosunu bile yönetemeyen bir yapı yarattınız ve asıl önemlisi, bir eşeği bile seçebilecek nitelikte bir yargı yarattınız. Ama bakın, bir şeyi atlıyorsunuz, bunu görmek zorundasınız: Çarpık yargılama sistemi, özel yargılama biçimleriyle yargının yol açtığı haksızlıklar darbeyi de, bakın darbeyi de, terörü de, bu iki kötüyü de -bu iki kötü- iki lanetliyi de inanın çağırır, ne yazık ki çağırır. Bunun farkında değil misiniz? Ne yaptığınızın farkında değil misiniz siz?
Bakın, çünkü özgürlüğün ve adaletin olduğu yerde aslında, inanın, hiç kimse kavga çıkarmak istemez, hiç kimse huzursuzluk çıkarmak istemez, valizini toplayıp hiç kimse başka bir yere gitmek istemez, biliyorum. Mutluysanız, özgürseniz, huzursuzluk çıkarmak için ya da evinizi terk etmek için bir nedeniniz yoktur ama bunca baskı, zulüm? Korkarım ki, bu güvenlikçi politikalarınız, her gün biraz daha güçlendirmeye zorlayacak sizi, yaptığınız her şeyi yeniden ve yeni baştan yapmak zorunda bırakacak tüm gölgesinden korkanlar gibi; yeniden, yeniden, aşırı yasalaşma faaliyetine yeniden girişeceksiniz çok iyi bir şeymiş gibi, on yıldır yaptığınız gibi ve şu anda olduğu gibi. Bu dirlikten kurtulamayacaksınız çünkü korku dağları bekliyor çünkü siz demokrasiden korkuyorsunuz Sayın Bakan. Onun için, biliyorum ki, bu konuda etkili bir insan değilsiniz. Bunu biliyorum. Değiştirme iktidarına sahip değilsiniz bu olan biteni, onu da biliyorum ama yine de yanlış yapıyorsunuz Sayın Bakan. Bunu Türk halkına yapmayın, yapmayın.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. [CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, alkışlar(!)]